KamuMeb

Bakan Gül'den Üçüncü Karma Model Açıklaması

ADALET PERSONELİ

''Mağdur Odaklı Adalet Buluşmaları Toplantısı''nda konuşan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, boşanma davalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, ''Biliyor ve inanıyoruz ki güçlü Türkiye'nin yolu; hangi görüşe, düşünceye, inanca, mezhebe, siyasi kanaate, yaşam tarzına sahip olursa olsun herkesin hakkını, hukukunu en yüksek standartlarda geliştirmekten geçmektedir. Türkiye'nin yolu budur, Türkiye'nin rotası budur.

Kendimizde bulunan pek çok hususiyeti toplum içindeki yaşantımıza, iletişim ve ilişkilerimize borçluyuz. Allah'ın verdiği ömrü, diğer insanlarla birlikte tamamlıyoruz. 'Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine yaşamak' bizim en temel, en vazgeçilmez ve dokunulmaz hakkımız. İnsanoğlu bu hakkı koruma vazifesini, adına hukuk dediğimiz kurallar sistemine emanet etmiştir. Yani insan kendini hukuka emanet etmiştir. Çarşıda, pazarda, sokakta, metroda insanın huzur ve güvenlik hakkı, hukuka emanettir. Hatta evinin içinde bile insan hukuka emanettir. Ev içi şiddetle mücadele, kadına karşı şiddetle mücadele, çocuğun üstün yararının korunması gibi kurallar, kaideler bu gerçeği yansıtmaktadır. O halde, bir tanım yapmam gerekirse bana göre mağdur hakkı, huzuru bozulan insanın meramını anlatmak için devletle muhatap olduğu anda başlayan 'adalet hakkıdır'. Bu hak, mağdur için bir arayışa, bir mücadeleye dönüşmemelidir. Bu hak, mağduru arayıp bulmalıdır. Bunu yapacak olan işte sizlersiniz. Unutmayın ki vatandaşımız için sizler, her biriniz, devletin temsilcilerisiniz, devlet demeksiniz.

Adli süreçlerde vatandaşımızın yeni mağduriyetler yaşamaması amacımızı en güçlü şekilde uygulamaya çalışıyoruz. Örneğin, bazı davalarda sürenin uzamasından doğan belirsizlik, tarafların hayatına doğrudan olumsuz etkilemektedir. Bu konuda akla gelen ilk örnek boşanma davalarıdır. Biz diyoruz ki iki taraf da boşanmak istiyorsa ama tazminat, velayet gibi şartlarda uzlaşamadıkları için anlaşmalı boşanma da olmuyorsa bu dava yıllar boyunca sürüp gitmesin. İki tarafın da boşanma konusunda kararlı olduğu ancak sair hususlarda anlaşamadığı durumlarda uzayıp giden çekişme kadına da erkeğe de daha da önemlisi varsa çocuğa çok yaralar açmakta. Bu süreç anlaşmazlıkları derinleştirmekte, insan psikolojisini çok olumsuz etkilemekte. Tarafların iradesine uygun, yeni mağduriyetlere yol açmayan yeni bir usul geliştirmenin bir ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda da çalışmalarımızı yakın zamanda yoğunlaştırdık.

Bildiğiniz gibi bir anlaşmalı boşanma, bir de klasik çekişmeli boşanma davaları var. Üçüncü bir karma model üzerinde çalışıyoruz. İnsan Hakları Eylem Planımızda yer alan faaliyet başlıklarından biri de bu konuda mağduriyetlerin giderilmesine yönelik düzenleme yapılmasıdır. Boşanma davalarında süreci uzatan usul hükümlerini ana davadan ayıran, daha hızlı ve yeni bir usul getirmek üzere çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Bu konuda uygulayıcıları dinledik. Çok değerli usul hocalarımızın görüşlerine müracaat ettik. Önümüzdeki süreçte de bu konuda düzenlemelerin yapılacağına inanıyoruz. Böylece boşanma süreçlerinde insanların daha fazla mağdur olmasını önleyecek sistemle vatandaşlarımızın bu mağduriyetini gidermeyi hedefliyoruz.

90 yıldır süregelen çocukların icrayla teslim edilmesi uygulamasına böylece son verilmiştir. Bu sürecin uygulamasına yönelik ikinci mevzuat çalışmaları da yapılıyor. Bu değişikliğin hayata geçmesi için geçiş sürecinin tamamlanmasını da beklemedik. İnsanlar kendi çocuğunu görmek için artık para ödemeyecek. İnsan kendi çocuğunu görmek için icra yoluyla bir mal gibi teslim edilir mi? Hayır, tüm uygulamalara son verdik. Geçiş süreci tamamlanarak yine tüm Türkiye'de uygulamaya geçilecektir.'' dedi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.