Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ''Gelinen zaman içerisinde gördük ki hakim ve savcı yetiştirmede yeni adımlar atmaya ihtiyacımız var, eğitim konusunda yeni adımlar atmaya ihtiyacımız var. Dolayısıyla hakim ve savcı adaylığı sistemini kaldırıyor, yerine hakim ve savcı yardımcılığı müessesini getiriyoruz. Hakim ve savcılık sınavını kazanan her bir evladımızın ataması hakim ve savcı yardımcısı olarak yapılacak. Önce üç ay Adalet Akademisinde temel eğitim, sonra hakim ve savcı sınıfına ayrılanların tespiti ile sonra araziye, adliyelere gidecekler.
Hakim ve savcı yardımcılığı lafta olan bir müessese olmayacak, kanunda statüsü olacak. Görevleri kanunda tek tek yazılacak. Usta-çırak ilişkisi içerisinde hakimlerimiz, savcılarımız yardımcılarını yetiştirecek. Hukukla, cezayla ilgili eğitim kısmı bitince Akademiye bir daha çağrılacaklar. İstinaf ve Yargıtay'daki eğitim bitince de son eğitime çağrılacaklar.
Mecliste AK Parti Grubu'nun MHP'yle, Cumhur İttifakı'yla, beraber yapılan çalışmanın içerisinde rehberlik edici adliyelerin teftişini, her mahkeme, savcı veya hakimin iki yılda en az bir defa teftişe tabi tutulmasını zorunlu tutan bir düzenleme getiriyoruz. HSK her yıl ocak ayının ikinci haftasına kadar o sene hangi adliyelerin denetleneceğini ilan edecek ve bu denetimler mahallinde yapılacak. Şimdi UYAP'tan yapılan denetimler var, bu da verimli değil. Mahallinde, hakim ve savcımızın masasında iyi yetişmiş müfettişlerimiz tarafından denetimi yapılarak adeta onlara rehberlik yapılacak. Bu denetim, cezalandırma, ayıp arama, açık arama denetimi değil. Görevi yapanların görevini etkin, verimli, Anayasa ve yasalarımıza uygun bir çerçevede yapmalarını temin etme konusunda rehberlik edici bir adım ve denetim olacak. Amacımız, daha doğruyu yapabilmek, yanlışları azaltabilmektir.
Meclisimiz, tatile çıkmadan önce bu değişiklikleri de yasalaştıracaktır.
Kira ihtilaflarının tamamını arabulucuya gönderme konusunda kararlıyız. Bu noktada çalışmalarımızı devam ettirdiğimizi ifade etmek isterim. Hazırlıklar bittiğinde bu hazırlıklar Mecliste değerlendirilecek ve Meclisimizin kabulü halinde yasalaşacaktır.
Bir adli olay olduğu zaman, cenazesini almak için Ankara'ya vekillerin ayağına giden Yozgatlılar ve ülkemizin her yerindeki insanlar orada bekliyorlar, yası var, acısı var, bir de orada süren adli işlem var ama şimdi hamdolsun böyle bir beklenti yok, anında vatandaşımızın ihtiyacına cevap veren bir adımı attık.
İstinaf, yargılamaları uzatan değil, esasında yargılamaları hızlandıran çok önemli bir fonksiyon icra ediyor ve oradan verilen kararlardan temyiz hakkı olanların önemli bir kısmının da temyize tabi tutulmadığını görüyoruz. Bu, vatandaşlarımızın kararlardan memnuniyetini de ortaya koymaktadır.
Özveriyle çalışan, hakim ve savcılarımıza, yargı mensuplarımıza kimi olaylar üzerinden, kimi davalar üzerinden büyük bir saldırı kampanyasını da görüyoruz. Saygısızlığa, hakaret diline varan ve konuşana da yakışmayan onca haksız ifadeler, hakaretler, yakıştırmaları da görüyoruz. Buradan bir kez daha ifade etmek isterim, hakim ve savcılarımız hiçbir siyasinin veyahut hiçbir kesimin, hiçbir kişinin, hiçbir grubun şamar oğlanı değildir, olmayacaktır.
Avrupa'dan gelenlere de söylüyoruz, Türkiye'nin cezaevlerinde bugün 315 bin civarında vatandaşımız var. İki kişiyle ilgileniyorlar. Madem, insan hakları, hak, hukuk, adalet diyorsunuz, cezaevlerinde 315 bin civarında vatandaşımız var, bunların hak ve hukukuna ilişkin bir şikayet gelmedi mi? Niye onlarla ilgilenmiyorsunuz? Kimsenin onlarla ilgili bir derdi yok. Onların hak ve hukukuna dair söyledikleri tek cümle duymadık. Yüzlerine de ikili görüşmelerde söylüyoruz. Şimdi de bakıyoruz, iki elin parmağını geçmeyecek dava konusuyla ilgili işlerden dolayı her yıl neredeyse 20 milyon civarında adli işlem ve karara imza atan hakim ve savcılarımızı haksız suçlamalara kimsenin muhatap kılmaya hakkı yoktur. Onlar konuşamıyorlar, kararlarıyla konuşuyorlar. Keşke onlara cevap verme hakkı versek, eminim ki bu haksızlığı yapanlara hakkı da haddi de öğretirler. Onların adına biz onların hukukunu korumaya gayret edeceğimizi ifade etmek isterim.
Bir yandan adli yargı yardımcı personelinin meslek öncesi ve meslek içi eğitimini en iyi ve en verimli şekilde temin ederek onların görevin başında daha faydalı ve daha iyi iş yapmalarına katkı sağlayacaktır. Öte yandan meslek içi eğitimlerle çağın şartlarına uygun olarak onların gelişime ve değişime ayak uydurmalarında önemli bir görevi ifa edecektir. Eğitime biz önem verdikçe kaliteyi artırdıkça her açıdan iyi bir noktaya kendimizi taşımış olacağız. Burası Yozgat’tadır, ama bütün Türkiye’nin bir eseridir. Türkiye’nin dört bir yanından vatandaşlarımızın evlatları, Adalet Bakanlığının çok kıymetli personeli gelip burada eğitimlerini alıp çalışmaya devam edecek.'' dedi.
Eski TBMM Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Çiçek, ''Biz bunları tabiri caizse denetimli serbestlik altında bir iktidar döneminde yaptık. Belki pazar günü sandıkta rey verildi ama pazartesi günü Ankara'da nelerle karşılaştığımızı bir Allah bilir, bir de biz biliriz.'' dedi.