Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ''Hukuk fakültesinden mezun olan kardeşlerimizin avukat ve hakim ve savcı olabilme için bir ön eleme, mezuniyetten sonra hukuk mesleklerine giriş sınavını getirdik. 2024'ten itibaren uygulanmaya başlayacak.
Son 21 yılda özellikle adalet hizmetlerinin daha adil, daha etkin olabilmesi adına çok önemli ilerlemeler sağladık. Özellikle adalet teşkilatımızın fiziki imkanlarını, kapasitesini artırdık ve arttırmaya devam ediyoruz. Teknolojinin bütün imkanlarını adalet teşkilatımıza, yargının hizmetine sunmaya devam ediyoruz. Adalet alanında özellikle bilişim anlamında, UYAP sisteminin hem yargı mensuplarımızın hizmetine sunulması hem vatandaşlarımızın hizmetine sunulması hem de avukatlarımızın hizmetine sunulması anlamında çok önemli projelerini hayata geçirdik. Elektronik tebligattan tutun da elektronik duruşmaya varıncaya kadar, görüntülü duruşmaya varıncaya kadar, teknolojinin bütün imkanlarını, yargımızın hizmetine sunmaya devam ediyoruz. Bu adli tıp alanında da oldu. Adli tıp kapasitesini, özellikle teknolojinin imkanlarını, adli tıbbın hizmetine sunma anlamında çok mesafeler aldık. Adli Tıp Kurumumuz 200 yıllık bir geçmişe sahip. 100 yıllık da kurumsal kapasiteye sahip. Teknolojinin son imkanlarını sunarak maddi gerçeğin daha çabuk ve daha gerçekçi ortaya çıkması anlamında, teknolojiyi yapay zekayı da adli tıp hizmetlerinde kullanmamız lazım. Son zamanlarda Adli Tıp Kurumumuza alınan cihazlarla özellikle birçok alanda maddi gerçeğin hakikatin ortaya çıkması anlamında çok önemli ilerlemeler sağlandığını görmek mümkün.
Bugün bundan yirmi yıl önce 7-8 bin hakim savcımız vardı. Bugün 24 bin hakim ve savcımız var. Hukuk fakültelerimizdeki eğitim kalitesini artırma noktasındaki çalışmalarımız devam ediyor. Hukuk fakültesinden mezun olan kardeşlerimizin avukat ve hakim ve savcı olabilme için bir ön eleme, mezuniyetten sonra hukuk mesleklerine giriş sınavını getirdik. 2024'ten itibaren uygulanmaya başlayacak. Bir avukat meslektaşımız avukatlık stajına başlayabilmek için artık hukuk mesleklerine giriş sınavını kazanması gerekecek. Bir ön aşama olacak. Hakimlik ve savcılık sınavına girebilmek için de yine hukuk mesleklerine giriş sınavını kazanması gerekecek. Bundan sonra artık hakim ve savcı adaylığı yok. Bundan sonra hakim ve savcı yardımcılığı var. İki yıllık stajla hakimlik mesleğine kabul edilirken artık üç yıl boyunca hakim ve savcı yardımcısı olarak, tecrübeli hakim ve savcılarımızın yanında usta çırak ilişkisi şeklinde yetişecekler ve adalet akademimizde de uzun süren bir eğitim görecekler. O eğitimler sırasında da farklı sınavlara tabi tutularak üç yılın sonunda Hakimler ve Savcılar Kurulumuzun önüne gelip mesleğe kabul aşamasına gelmiş olacaklar. Bu da yargıda, insan kalitemizi arttıracak önemli hususlar.
Darbe anayasasıyla yönetiliyoruz. Bu anayasada sıkıyönetim maddesi vardı geçmişte. Sıkı yönetim maddesini kaldırdık. Darbeciler yargılanamaz diye bir madde vardı, kaldırdık. Anayasamızdaki vesayetçi ruhu ortadan kaldırmaya yönelik çok önemli adımlar attık. Milletimizin onayıyla bu reformları gerçekleştirdik ama bu yeter mi? Elbette ki yetmez Bir kere darbecilerin yazdığı meşru olmayan seçilmeyen kişilerin yazdığı bir anayasayla yürümek Türkiye yüzyılında Türkiye'ye yakışmaz. Bizim milletimize borcumuz. Bu borcu yerine getirmek zorundayız. Sadece darbecilerin yazmış olması bile meşruiyet noktasındaki sorunu ortaya koyuyor. O nedenle Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde inşallah 28. yasama döneminde bir uzlaşma sağlayarak ve bu uzlaşma gereğince de partilerimiz oturup bütün toplum kesimlerinin de görüşlerini alarak yeni, demokratik, sivil, katılımcı bir anayasayı inşallah milletimizin onayına sunmak nasip olur. Bu anlamda o zaman Cumhuriyet'imizin yüzyılını bırakan, geride bırakan Türkiye, ikinci yüzyıla girerken demokratik bir anayasayla inşallah yoluna devam eder.'' dedi.