Yükseköğretime katılım, genç yetişkinlerin topluma tam olarak katkıda bulunmaları ve becerilerini geliştirmeleri için önemli bir rol oynar. Dolayısıyla, yükseköğretime yeni girenlerin farklı eğitim alanları arasında nasıl dağıldığını analiz etmek, politika yapıcılar için öğrencilerinin farklı mesleki yollar arasında nasıl seçim yaptığını anlamak ve bazı profesyonal mesleklerde gelecekteki eksikliklerle mücadele etmek için belirli eylemler planlamalarına olanak tanır (OECD 2022). Yükseköğretim, günümüzde ülkelerin ekonomik ve toplumsal gelişiminin temel itici gücüdür. Yükselen eğitim düzeyi, hem toplumun hem de bireylerin sosyoekonomik açıdan refahının artmasında önemli rol oynamaktadır. Bu yüzden ülkeler bireylerin yükseköğretim düzeyinde eğitim almalarının teşvik edilmesi ve nüfusun daha eğitimli olması için uygun alt yapı teşvikleri ve politika önerileri ortaya koymaktadırlar. Yükseköğretimden mezun olmanın sunacağı tablonun yanı sıra işgücü, istihdam ve işsizlik oranları bize mevcut sistem ve toplum arasındaki ilişkiyi anlamak adına da bir perspektif sunmaktadır.
Yükseköğretimde iyi yetişmiş doktoralı insan kaynağı ve Ar-Ge çalışmaları, üretilen bilginin katma değere dönüşmesinde en önemli etkendir. Bu ise ülkeler için verimlilik, inovasyon, katma değeri yüksek üretim, teknolojik gelişme, ekonomik büyüme ve uluslararası rekabet gücünün artması açısından hayati öneme sahiptir. Sonuçta ise hem yükseköğretim kurumlarının hem de Türkiye'nin yayın ve patent sayılarının artmasına dolayısıyla da uluslararası alanda görünürlüğünün de artmasına neden olacaktır.
Yükseköğretim sistemi içerisinde yaşanan değişimler ve yükseköğretimin çıktıları, toplumların ve bireylerin kalkınma düzeyleriyle bire bir ilişkilidir. Dolayısıyla eğitim ve ekonomi arasında var olan kaçınılmaz ilişki içerisinde yükseköğretim sistemi de bulunmaktadır. Ülkeler toplumsal ve ekonomik kalkınma ve bireysel gelişim için yükseköğretim sistemini geliştirici politikalar uygularlar. Bu nedenle yükseköğretim mezun oranları, mezun olanların profilleri ve istihdamla olan ilişkileri politikalara ve uygulamalara yön vericidir.
Yükseköğretim politikalarının objektif bir şekilde değerlendirilmesi için hem yükseköğretime ilişkin verileri hem de uluslararası karşılaştırmaları bağımsız bir şekilde izlediğimiz Yükseköğretime Bakış Rapor serisinin altıncısı olarak hazırlanan Yükseköğretime Bakış 2022: İzleme ve Değerlendirme Raporu, başta karar alıcılar olmak üzere araştırmacılar, basın mensupları ve genel okuyucuların sistemin durumunu, eğitimlerini ve olası müdahale ve iyileştirme alanlarını görmelerine yardımcı olacaktır.
RAPOR