Sevgili anne babalar
Sevgili velilerim;
Bizlere dünyanın en kıymetli varlıklarını emanet ediyorsunuz.
Bize güvenmeseniz geleceğinizi emanet eder misiniz?
Güven sevgiden ve saygıdan önce gelir, bunu biliyoruz. Ama okullarımız kocalarınızın cep telefonları değildir ki kurcalayasınız.
Ne kadar özelimize girerseniz o kadar mahremiyetimizi ihlal ediyorsunuz .
Çocuklarımızı etiketliyorsunuz, yaftalıyorsunuz, isim takıyorsunuz ve bizleri onulmaz yaralarla baş başa bırakıyorsunuz.
Çocukların evlerinde ne yaşanıyor biliyor musunuz?
Hangisi öksüz hangisi yetim?
Hangi aile parçalanmış aile, hangi aile maddi sorunlarla boğuşuyor?
Hangi çocuk şiddet mağduru?
Siz de çok iyi biliyorsunuz ki son zamanlarda Whatsapp veli gruplarında öğretmenlerini, sınıflarını, okullarını yönetmek isteyen bir veli grubu türedi.
İlkokulda okuyan çocuğunun sınıfına girip çıkan, başkalarının çocuklarını azarlayan, hatta suçlayan, onları eliyle işaret eden ‘anneler’ hızla artıyor. Özellikle de ilkokulda…
Öğretmenler ve bazı veliler durumdan şikâyetçi. Peki, kendi çocuklarını korumak adına başka çocuklar üzerinde baskı kurmak doğru mu?
Bir veli çocuğunun sınıfına bizzat ya da Whatsapp üzerinden girmeli mi?
İşaret parmakları ile çocuğu işaretlemeli mi?
Bu durum çocukları nasıl etkiler?
Velilerin her fırsatta çocuğunun sınıfına girmesi doğru mu?
Bu veli çocuğunun sınıfta karşılaştığı sorunlar karşısında kendi başına karar vermesini, toplumsal kurallara uymasını, annesi veya babası olmadan karşılaştığı sorunu çözme becerisi geliştirmesini engellediğini biliyor mu?
Ey sevgili ebeveyn;
Okul ortamındaki otorite figürü öğretmendir, veli değil. Sınıfın sorumluluğu da öğretmendedir.
Eğer veli, her fırsatta çocuğunun sınıfına girip işleyişe müdahale ederse hem kendi çocuğunun hem de diğer çocukların psikolojik, sosyal ve ahlaki gelişimlerini olumsuz yönde etkiler. Üstelik çocuğun sınıfını ve öğretmenini benimsemesini, onlara güvenmesini ve kendini o sınıfa, yani o sosyal guruba ait hissetmesini de sabote etmiş olur.
Çocuğun okula gitmesi, onun artık ailesinden ayrı olarak, farklı bir sosyal ortama dâhil olduğu bir süreci ifade eder. Bu, çocuğun bireysel gelişiminin bir parçasıdır ve tek başına o ortama uyum sağlaması çok önemlidir. Çünkü çocuğun bağımsızlığını kazanacağı en önemli sosyal ortamı okuldur.
Böyle bir durumda çocuk kendini yalnız, yılgın hisseder.
Bunun yanı sıra, diğer çocukların da kendilerini yalnız, desteksiz hissetmesine, velisi sınıfa giren arkadaşlarına ayrıcalık tanındığı için ona karşı kızgınlık duymalarına ve kendilerini haksızlığa uğramış hissetmelerine; bu nedenle de öğretmenlerine ve okullarına güvenmemelerine de neden olabilir.
Eğer sınıfta bir sorun olduysa ve anne veya baba ‘sorun çözücü’ olarak sınıfa müdahale edebiliyorsa çocuk, kendini arkadaşlarının yanında yetersiz, bir yetişkin tarafından korunmaya muhtaç hisseder. Hatta durum biraz daha ileri gidebilir ve çocukla “bebek, beceriksiz, anne kuzusu, vb.” şeklinde dalga geçilerek sağlıklı arkadaşlık ilişkisi kurmasına da engel oluşturur.
Çok istisnai, özel durumlar dışında ve sınıf öğretmeniyle okul rehberlik servisinin önerisi olmadan bir velinin çocuğunun sınıfına girmesi doğru değildir.
Anne babalar, çocuklarının bireysel özelliklerini tanımalı ve çocuklarının yaşına uygun gelişim özelliklerini bilmeliler. Bu doğrultuda öğretmenle işbirliği halinde çocuğun gelişimine katkıda bulunmalılar.
Ailelerin çocukların arasındaki sorunlara yetişkin bakış açısıyla bakmamaları gerekir. Çocuklar duygularını yoğun ve hızlı yaşarlar. Bir önceki teneffüste kavga ettiği arkadaşıyla bir sonraki teneffüste keyiflice oynayabilirler. Bu nedenle anne baba müdahaleci olmamalı, çocuğunun kendi sorunlarını çözmesine yardımcı olmalıdır.
Ebeveynlerin çocuklarına yapılan sıradan arkadaşlık sorunlarını kişiselleştirmemeleri, “Benim çocuğuma bunu nasıl söyler ya da yapar” gibi bir yaklaşımdan kaçınmaları gerekir.
Çocuklar her ebeveyn için en kıymetli varlıklarıdır.
Onları koruyarak sağlıklı, mutlu ve özgüvenli büyütmeye çalışmak elbette birçok ebeveynin ilk amacıdır. İşte tam da bunu sağlayabilmek için onları biraz özgür bırakmak, kendi çevrelerini kurmalarını, arkadaşlıklarını ve ilişkilerini geliştirmelerini izlemek atılacak en önemli adımlardan biridir. Evladının kendi kanatlarıyla uçmasını isteyen ailelerimize beş önerim:
Onların sizden bağımsız birey olmalarına izin verin. Beraber yatmayın örneğin.
Sorun yaratıcı ya da sorunu destekleyici değil, çözüme yönlendiren olun. Çocuğu sürekli bir şeyler anlatması için zorlamayın. Belli bir süre sonra çocuğunuzun senarist olduğunu fark edersiniz
Sürekli okulda ne yaptıklarını, arkadaşlarının nasıl davrandığını irdeleyici tarzda sorular sormamaya özen gösterin.
Basit tartışma ya da atışma şeklinde olan arkadaşlık sorunlarını kişiselleştirmeyin.
Bırakın kendi çözsün. Böylece özgüveni artacaktır.
Öğretmenler hakkında çocuğun yanında olumsuz söylemlerde bulunmayın. Öğretmene saygının önemli olduğunu hissettirin. Hiçbir çocuk saygı duymadığı bir yetişkini dikkate almaz ve dinlemez.
Destek için yönetim, rehberlik servisi ve öğretmenimiz yani BİZ, okuldayız. Ateş almaya gelir gibi değil, yalnızca şikayet için değil randevulu olarak bekleriz.
Son söz; kozasını kendi delemeyen tırtıl, kelebek olup uçamaz.
Vesselâm.
Erhan Ziya SANCAR
Öğretmen Yazar
Baran Bindak 1 Ay Önce
Kaleminize sağlık, bu önemli konuyu çok güzel ifade etmişsiniz.
Filiz ATAY 1 Ay Önce
Çocuğuna gölge olan veli,çocuğunun gölgede kalmasının müsebbibidir.Özgür beyinler gelişir diyoruz ancak özgürlüğü başkalarının hakkını gözetmeden bencilce yaşatanlar özgürlük kavramını ihlâl ediyor.Bu yetişkinler hiç çocuk olmadılar mı acaba?Onların da ebeveynleri doğru ,yanlış demeden hep mi haklı buldular evlatlarını.Bu çelişkili süreç gittikçe çıkmaz sokaklara doğru sürüklüyor .Yeni nesil nereye doğru yelken açtı görmek ve dur demek lazım.Toplumumuzun kanayan yaralarından birisine daha parmak basmışsınız.Emeğinize sağlık.Umarım bu yazıyı gölge olmaya devam edenler okur ve gün ışığından bir perde aralanır.Saygılarımla…
Orhan Batbay 1 Ay Önce
Sevgili Müdürüm,yazdıklarınızın altına tamamına imzamı atarım.Yıllarca idarecilik ve öğretmenlik yaptım.Son yıllarda öğretmenler sindirildi.Bu çok acı birsey .Veliden korkar oldu,ogrenciden korkar oldu ve şikayetci olan herkes haklidir mantigiyla sikayetin dogruluğü bile irdelenmeden ezildik büzüldük.Egitimi herkes müdahale etti.Ayarlar bozuldu yazınızda da işaret ettiğiniz gibi özgüvensiz çocuklar yetiştiği gibi özgüvensiz öğretmenler yarattık.Ben ameliyathaneye giren bir hasta yakını duymadım ama veliler bizim bütün ameliyatlarımızâ katılıyor hatta nasıl ameliyat edilir bize akıl veriyorlar.Velileri şımartıp ameliyata sokan karar vericiler doğru yaptıklarını zannettiler ama büyük bir nesli yokettiler.Acilen "egitim ayarlarina" dönmemiz gerekiyor.Saygilarimla..
Arzulin@gmail.com 1 Ay Önce
Şuğayip Mamuş 1 Ay Önce
Artı Eksi sapma miktarı kabül dairesinde NORMAL YURDUM İNSANI olmak Ordinaryüslük ile eşdeğer artık... Hani bulunmaz hint kumaşı desek yeridir Sosyal algı yok Benlik tavan İnsaf vicdan saygı hak getire Okudukça zıvanadan çıkılıyor ! Enteresan Ve Herşeye hoyrat ... Okula Öğretmene Ve Öğrenci olan evladına dahi
Ayse Ozturk 1 Ay Önce
Cogu zaman goz ardi edilen cok onemli ayrintilara dikkat cekmissiniz, emeginize saglik
EROL IŞIK 1 Ay Önce
Müdürüm süper anlatmışsınız. Artık velilerde kendine doğru bir çizgi çizerler.
ayTTunc 1 Ay Önce
Hocam tebrik ediyorum. Ülkemizdeki eğitim sorununun yüzde 80 'inin nedeni olan anne/baba sorununu çok güzel ozetlemissiniz
Ebru Coşkun 1 Ay Önce
Çocuklar Allah in emaneti ebeveynler herşeyde olduğu gibi Çocuklar üzerinde de sahiplik iddiasında bulunmaya başladığından beri ileri değil geriye gittik insanlık...
Hasan VARICI 1 Ay Önce
Sayın müdürüm kaleminize sağlık, yine önemli konuya parmak basmışsınız.
Abidin MERDAN 1 Ay Önce
Tebrik eder, yazılarınızın veliler ve eğitimcilere katkı sağlamasına vesile olmasını dilerim.
Özlem Özkan 1 Ay Önce
Yazı sayın velilerim diye başladığı halde sadece kadın velilere söylendiği belli olan şu cümleyi çok cinsiyetçi buldum : “Ama okullarımız kocalarınızın cep telefonları değildir ki kurcalayasınız.” Bu cümleye, hem de yazının en başında, ne gerek vardı anlayamadım iki çocuk annesi bir veli olarak! Zira yazınızın geri kalan kısmındaki uyarıları ve eğitimci bakış açısını gayet yerinde ve iyi buldum. Dilerim bundan sonraki yazılarınızda bu hususta daha hassas olabilirsiniz. İyi çalışmalar dilerim. Saygılarımla.
Ahmet Aslan 1 Ay Önce
EyvAllah.Emeğinize kaleminize aklınıza fikrinize sağlık değerli hocam.Günümüzün tipik veli profilini ve çocuklarının durumlarını çok güzel yorumlayıp değerlendirmişsiniz.Ana-baba eğitiminine hararetle ihtiyacın olduğu gerçeği ortada olduğu gözüküyor.Selam ve muhabbetle...
Taner Erdoğmuş 1 Ay Önce
Her velinin okuması ve uygulaması gereken doğru tespitler var. Kalemine sağlık hocam
Mustafa Çebiş 1 Ay Önce
Kaleminize sağlık müdürüm
Sibel yeşildağ 1 Ay Önce
Kaleminize yüreğinize sağlık,çok değerli hocam.Her zamanki gibi yine çok güzel
Hüseyin Coşar 1 Ay Önce
Hiçbir çocuk saygı duymadığı bir yetişkini dikkate almaz ve dinlemez. EVET HOCAM...
Elif Öztürk 1 Ay Önce
Muteşem bir konuşma çok profesyonel.Duygularıma tercüman olmuşsunuz hocam kaleminize sağlık.
Ayşem Özel 1 Ay Önce
Yüreğiniz kaleminiz dert görmesin her zaman duygularımıza tercüman oluyorsunuz hep birlikte güzel günlere İnşAllah
Semra YEGİN 1 Ay Önce
Kaleminize sağlık olsun hocam
Serhat kantürk 1 Ay Önce
Var olun hocam
Şehri Genç 1 Ay Önce
Çocuğumu yani en değerlimi evimden daha güvenli bir ortama bıraktığımı biliyorum. Bunu sağlamak için büyük bir özveriyle çalıştığınızı bizzat şahidim. Olacağa engel olamayız ama siz ve çalışma arkadaşlarınızın alınabilecek tedbirleri aldığınızı biliyorum. Evladım/evlatlarımız önce Allah'a sonra da size emanet
Sinan 1 Ay Önce
kalemine sağlık hocam
Ali Osman KARAGÖL 1 Ay Önce
Öğrenci velilerinin her ortamda okulda olmaları uygun değil çünkü öğrenci velileri diğer çocuklar üzerinde olumsuz etki yaratabiliyorlar,velisi gelemeyen öğrenciler kendileri ni yalnız ve korumasız hissedebiliyorlar, bu nedenle yalnızca okul çıkışında okulda olmaları uygundur bence zaten sıkıntılı olan öğrencinin velisi yönetim tarafından çağrılıyor.
Alaaddin 1 Ay Önce
Harika bir yazı, öncelikli olarak velilere okutmak lazım
Gülşen Şakar 1 Ay Önce
Ne guzel dile getirmişsiniz okul hayatını ve ebeveynlerin nasil davranması gerektiğini..Keşke bu yazıyı okuyunca kendine cekiduzen veren veliler çoğalsın gümbür gümbür.
Ülkü öztürk 1 Ay Önce
Çok çok beğendim. Kaleminize sağlık. Bir veli olarak ben de diğer velilerin müdehalelerinden dolayı rahatsızım. Aile olarak çocuğumuzun ardında destekçiyiz ama bu mobinglere maruz kalıyor olmalarına çok üzülüyoru. Toplum olarak eğitimciye destek vermemiz gerektiğini bir an önce öğrenmemiz gerekli.
Sakine A. Yıldırım 1 Ay Önce
Kaleminize sağlık.Tüm suçu velilerde bulmuyorum.Günah keçisi sadece veli değil. Umarım MEB de bu konuda kendini revize eder.Bu kadar gereksiz bir taviz vermeyi gözden geçirir. Öğretmen ve eğitim kurumları çok değerlidir itibarları her şeyden önemlidir.
Ebru Coşkun 3 Hafta Önce
Sanırım muzaffer izgu nun hikayelerinde karşılanmıştır galiba söyle diyordu kahraman -ninem çocuklara insan ufağı derdi niye böyle derdi yok sayılmasın bilmez anlamaz bellenmesin diye derdi.Evlatlarimiza insan gibi davranalım onlarda görüp şikayet edilen her nokta belki de bizim sezip göremediğimiz şaşkın davranışların neticesi belki de onlar bizim aynamiz