KamuMeb

Kesik Kolon Nedir Nasıl Anlaşılır?

Deprem Haberleri

30 Ekim 2020 tarihinde merkez üssü Ege Denizi'nin Seferihisar açıkları olan 6,6 büyüklüğünde deprem vatandaşlara büyük korku yaşatmıştı. 6 Şubat 2023 tarihinde ise merkez üsttü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan 7.7 ve 7.6 şiddetinde iki ayrı deprem meydana geldi. Depremin ardından binaların sağlamlığı tartışmaya başlandı.

Depremden sonra hasar tespit çalışmaları yapıldı, yıkılan binalarda enkaz kaldırma çalışmaları yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Hasar tespit çalışmaları sırasında hasar gören bazı binaların bir kısmının yıkılıp bir kısmının gayet sağlam şekilde olduğu görüldü. Uzmanlar bunun sebebinin "kesik kolon" olduğunu söylüyor. Nedir bu kesik kolon bir bakalım.

Gaziantep'teki 12 katlı Emre Apartmanı'nın kolonlarının kesildiği iddia edildi. Şanlıurfa'da bulunan Osman Ağan Apartmanı'nda yapılan inceleme sonucunda Harran Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Kasım Mermertaş, "Betonda kullanılan kum-çakıl boyut dağılımının uygun olmadığını görüyoruz. Normalde en fazla 3 cm çakıl olması gerekirken yumruk büyüklüğünde taşlar gördük. Özellikle kolon ve kirişlerdeki yanal donatılar, kanca yapılmadan kullanılmış" dedi.

30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen deprem sonrası yapılan açıklamalar şöyleydi:

Sosyal medyada başka şehirlerde altı dükkân olan pek çok binada taşıyıcı kolonların kesildiği öne sürüldü. Uzmanlar bu konuyu Hürriyet'ten Ece Çelik'in haberinde değerlendirdi.

İnşaat mühendisi Osman Cenk Terzioğlu, "eski binaların altına otopark yeri açmak ya da araba galerisi, market gibi dükkanlar yapmak istediklerinde kolonunu kesenler var. Bu çok tehlikeli bir durum. 1999 depreminde Avcılar’da yıkılan pek çok binanın altında araba galerisi olduğunu gördük. İstanbul’un birçok noktasında benim bildiğim kolonu kesilmiş binalar var. Bunlarla ilgili gerekli uyarıları yaptık. Dört ayaklı bir sehpa düşünün bunun birini kestiğinizde tüm yük 3 ayağa biner. En ufak bir sarsıntıda bina devrilir. Bizler kolonların arasında çelik makaslar yaparız. Aralara kirişler ve diyagonaller koyarız. Eğer üç kolon varsa diğer kolonlar çelik makas gibi davranmaya çalışır. En ufak bir depremde sistem kilitlenir ve bina yıkılır. Kolonu keserseniz bina o anda da yıkılabilir 30 sene boyunca bu şekilde de kalabilir bunun belli bir süresi yok. Ama bina ufacık bir sarsıntıya bakar. Apartmanlarındaki kolonun kesildiğinden şüphe duyanlar öncelikle kendileri binadaki süreklilik sayesinde bunu kontrol edebilir. Binalardaki taşıyıcı kolonlar kendilerini belli eden köşeli yapılardır. Bunlar aşağı kadar gidiyor mu diye kendileri görüp anlayabilir. Ama bunun etkilerini anlamak için bir inşaat mühendisi ya da mimarla konuşmaları ve derhal belediyeye haber vermeleri gerekir. Kişiler kolonun kesilip kesilmediğini kendisi anlayamıyorsa belediyeden bina ruhsatını isteyebilir bu noktada yine bir inşaat mühendisi ya da mimardan yardım isteyip binanın kolonunun olup olmadığını tespit edebilir." dedi.

Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu "sosyal medyada onlarca kolonu kesilmiş bina fotoğrafı görüyoruz. Boruları saklamak için kolonu kesmişler, bütün taşıyıcı sistemi yok etmişler. Taşıyıcı sistemleri sebep her ne olursa olsun zayıflatmamak gerekiyor. Bu cinayete teşebbüstür. Kolonların doğru malzeme ile doğru işçilikle yapılması gerekiyor. Ev alınmadan mutlaka kontrol edilmesi gerekiyor. Bina güvenliği konusunda çok sıkıntılı bir memleketteyiz. Araba alırken her yerine bakıyoruz ama ev alırken herkes inşaat mühendisi kesiliyor. Ev almadan herkese tavsiyem inşaat mühendislerine, mimarlara sorsunlar, binanın sağlamlığı konusunda emin olup öyle alsınlar." dedi.

Yüksek mimar Ceyhan Gönen "taşıyıcı kolonlar adı üzerinde bir binayı ayakta tutan en önemli taşıyıcı unsurlar. Hiçbir türlü kesilmemesi, zarar verilmemesi gerekiyor. Biz mimarlar kablo geçsin diye ufak bir delme bile yapamayız. Dört ayaklı bir masanın ayağı gibi düşünmek lazım. Üç ayak üzerinde masa durur mu? Duruyorsa bile tesadüfen duruyordur. Elbette binanın iskanı verildikten sonra düzenli taşıyıcılar duruyor mu diye kontrol edilmiyor. Çünkü bunu kesmek mantıklı bir şey değil, bindiğin dalı kesmektir, belediyeler de sürekli kolonlar duruyor mu diye kontrol edemez. Örneğin 99 depreminden sonra Marmara bölgesinde zemini sağlam olmayan bölgelerde tüm binalara kontrole gidilmişti. Zemininden emin olunmayan bölgelerdeki binaların beton kalitesine, kullanılan çimento miktarına, çimento ile demir aralığına bakılıyor. Bazı müteahhitler ruhsatı aldıktan sonra bodrum katlarda perde betonları kesip o daireleri satabilmek için pencere açıyor. Bu da binalara ciddi zararlar veriyor. Kendi binasının kolonunun kesilmiş olduğundan şüphelenen herkes hemen belediyeye başvurmalı." dedi.

Mimar Ali Yücesoy "kolonları iskelet sistem olarak adlandırıyoruz. Binanın ana taşıyıcısı kolonlar. Bu iskeletin binanın temelinden çatısına kadar kesintiye uğramadan sağlıklı bir şekilde durması gerekiyor. Adeta bir insanın iskeleti insanı nasıl ayakta tutuyorsa kolonlar da binayı ayakta tutar. Bölücü duvarlar değişebilir, dönüşebilir. Ama kolonlar kirişler, perde duvarlar değiştirilemez elemanlar. Geleneksel yapım tekniğinde iki kolon arasında ortalama 6 metre açıklık bırakabiliyoruz. Bu bazen mağaza dükkân gibi kullanımlarda yetersiz kalıyor. Bu sebeple geleneksel konut yapısı altına yerleştirilen dükkanlar bilinçsizce kolon kesme yöntemine gidip alan sağlamak istiyorlar. Ama 99 depreminden sonra bu iş çok ciddi oranda azaldı. Kolonun ne demek olduğunu neye yaradığını net bir şekilde acı tecrübelerle anlamış olduk. Kolon kesip binanın ayakta durmasını beklemek bir insanın bacaklarını kırıp ayakta durmasını beklemekten farksızdır." dedi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.