Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, ''Kâbe’den uzak kaldığımız iki yıl bizlere birçok şey öğretti. Beytullah’tan mahrum olmanın yüreklerimize ne kadar zor geldiğini hepimiz hissettik. Şimdi hamdolsun on binlerce vatandaşımızı, kardeşimizi, en güzel şekilde Ravza’yla, Beytullah’la, Arafat’la buluşturmak için büyük bir gayretin içerisindeyiz.
Hamdolsun Başkanlığımız hac hizmetleri konusunda dünya çapında örnek bir teşkilattır. Dünyanın en büyük İslam ülkelerinin, Suudi Arabistan yetkililerinin ağzından da bunu duymak bizim için bir iftihar vesilesidir.
İşte onun için biz kendimizi sürekli yeniliyoruz ve her sene bir önceki yıla göre daha iyi hizmet üretmeye gayret ediyoruz. Hac, yürekleri Allah ve Resulünün sevgisi ile yanıp tutuşan müminler için mübarek bir yolculuktur. Büyük bir arınma mevsimidir. Rahmet ve mağfiret iklimidir. Bu doğrultuda sizler büyük ve hassas bir görev icra edeceksiniz. Vatandaşlarımızın bu ibadeti hakkı ile yerine getirmesi hususundaki sorumluluğunuz yanında Başkanlığımızı ve ülkemizi de temsil edeceksiniz. Dolayısıyla, hac organizasyonu sizlerin disiplinli çalışması ve samimi gayretleri ile başarılı olacaktır.
Hacı adaylarımız, hacılarımız milletimizin bizlere bir emanetidir. Sizin, hacı adaylarımıza karşı göstereceğiniz sabrınız ve samimiyetiniz en büyük azığınız olacaktır. Sabır varsa sizin için de, hacı adaylarımız için de hac ibadeti kolaylaşacaktır. Hac sabırdır ve sabır olmadan oradaki organizasyonun başarılı olması mümkün değildir. Bu sabırda en çok görevlilerimizde olacak. Birçok hacı adayımız belki ülkesinden ilk defa ayrılacak ve birçoğu da ilk defa mukaddes topraklara ayak basacaktır.
İlk defa Kâbe’yi, Arafat’ı, Safa ve Merve’yi, Hira’yı, Sevr’i, Ravza’yı, Uhud’u ilk defa görecekler. Bu sebeple onların hac ibadetini, tüm şartlarına ve maksadına uygun şekilde yerine getirmelerini sağlamak için en güzel rehberliği yapmak bizim en temel görevimiz ve büyük bir sorumluluğumuzdur.
Birincisi haccın her bir görevinin hakkıyla ve eksiksiz yerine getirilmesidir. Bu konularda hiçbir eksikliğe, hataya ve ihmale mahal vermemeliyiz. Yani hiçbir hacımız benim haccım kabul oldu mu? tereddütüne kapılmamalı. Dönerken gönlü rahat olmalıdır. Her gittiğimiz yerde haccın hikmetini, sebebini hacılarımıza daha başlamadan önce güzel bir şekilde anlatmalıyız. Kafilemizdeki her bir vatandaşımızın ibadetlerini usülüne uygun yapıp-yapmadıklarını mutlaka takip etmeliyiz.
İkincisi ise bu hac ibadetinin arkasındaki anlam ve hikmetlerin idrak edilmesidir. Yani irşat vazifesidir. Hac ibadetinin hikmet boyutunu, her sembolün arkasındaki büyük anlamı, kafilemizdeki her kardeşimize mutlaka anlatmalıyız.
Bizler teşkilat olarak geçmişten günümüze en büyük hassasiyeti kafile başkanları seçiminde gösteriyoruz. Çünkü bu görev bir taraftan hitabeti, tebliği, daveti, irşadı ve temsili zaruri kılmakta, diğer taraftan iyi bir iletişim ve yönetim becerisi gerektirmektedir.
Kafile başkanı olarak sizler birlikte görev yapacağınız din görevlisi kardeşlerimize de rehberlik edeceksiniz. Onların bu görevi hakkıyla yerine getirmeleri noktasında sizin yönlendirmeleriniz büyük bir öneme sahiptir. Bu doğrultuda kafileniz içinde iyi bir planlama, güzel bir organizasyon, sağlam bir koordinasyon hem hizmetinizi kolaylaştıracak hem de verimliliği artıracaktır.
Hac yolculuğu boyunca meydana gelmesi muhtemel tüm olumsuzlukları sabırla ve anlayışla karşılayıp sizlerden çözüm üretmenizi bekliyoruz.
Hac mevsimini bir aylık irşada ve eğitime dönüştürebiliriz. Bu ne büyük bir fırsattır. Yani 40 bine yakın insanımızı bir ay boyunca eğitiyoruz, irşat ediyoruz. Hem hac ibadetlerini yapmış oluyorlar hem de irşat programını gerçekleştirmiş oluyoruz. Bu yüzden her anı irşada çevirin. İrşat ekiplerinden azami derecede istifade edin. Kur’an-ı Kerim’i yüzünden okuyamayanlar açısından, Kur’an’ı okumayı öğrenmek için haccın süresi yeterli bir zamandır.'' dedi.