Konuya ilişkin açıklama yapan Türk Eğitim-Sen Genel Sekreteri Haydar Urfalı, ''Yurdumuzun dört bir yanından, sağına soluna bakmadan, ‘ben de varım’ diyerek Ankara’ya Ulus Meydanı’na gelen ve öne atılan, cesaretli, fedakâr, gayretkeş meslektaşlarım… Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Gayretinizden dolayı her birinizi teker teker kutluyorum. Allah hepinizden razı olsun.
Siz polis olmak için eğitim fakültesi okumadınız! Siz tarlada, fabrikada işçi olmak için eğitim fakültesi okumadınız! Siz kaldırımlarda işportacılık, mağazalarda tezgâhtarlık yapmak için eğitim fakültesi okumadınız! Siz öğretmen olmak için eğitim fakültesi sıralarında dirsek çürüttünüz. Siz öğretmen olmak için yüz binlerce aday ile yarışıp, KPSS’de yüksek puanlar aldınız.
Siz öğretmen oldunuz, ancak atanmadınız. Neden? Çünkü atama için yıllık sadece 15-20 bin gibi yetersiz sayıda kontenjanlar ayrıldı. Bunun asla yeterli olmadığını her platformda dile getiriyor ülkemizin, eğitim sistemimizin ve okullarımızın gerçekleri ile örtüşen yeterlikte atama yapılmasını istiyoruz.
500 bini aşkın eğitim fakültesi mezunu atama bekliyor” haykırışları karşısında birileri, “Her fakülte mezununu kamuda istihdam etmek zorunda mıyız?” diyor. Evet! Devletimizin eğitim fakültesi mezunlarını istihdam etmek zorunda olduğunu bir kez daha buradan haykırıyoruz.
Siz öğretmen olmak için eğitim fakültesini bitirdiniz. Kapı gibi diplomanız var. Tabi ki ülkeyi yönetenler eğitim fakültesi mezununu öğretmen olarak istihdam etmek zorundadır. Israrla ve tekrarlayarak söylüyorum: En azından ücretli öğretmen sayısı kadar yeni öğretmen istihdamı sağlamak ve bu kardeşlerimizi öğretmen olarak atamak ZORUNDASINIZ!
İl Valiliklerinden sadece ücretli öğretmen sayılarını değil, norm kadro ihtiyacını da talep ettik. Buna göre 81 ilden veriler elimize ulaştı.
81 il valiliğinden gelen verilere göre; ülkemizde 86 bin 668 ücretli öğretmen görev yapmaktadır. 79 il valiliğinden gelen verilere göre; ise norm kadro açığı 120 bin 131’dir. Görüldüğü üzere ücretli öğretmen alımı yapılmasına rağmen, yapılanlar norm kadro ihtiyacını yani öğretmen açığını karşılamaktan uzaktır.
Tüm dünyayı kasıp kavuran salgınla birlikte ülkemizde yüz yüze eğitime ara verilmiş ve eğitim online olarak dijital platformlar üzerinden yürütülmüştü. Yüz yüze eğitime ara verilen dönemde bununla bağlantılı olarak ücretli öğretmen sayılarında düşüş yaşanmıştı. 6 Eylül 2021 tarihinden itibaren yüz yüze eğitimin yeniden başlamasıyla birlikte ücretli öğretmen sayılarında ciddi artış kaydedildi. Araştırmamızdan da görüleceği üzere bugün ülkemizde 87 bine yakın ücretli öğretmen çalıştırılıyor olması adeta öğretmen açığının ücretli öğretmenler eliyle giderilmeye çalışıldığına işarettir.
Gelinen noktada yapılması gereken; 2022 yılında en az ücretli öğretmen sayısı kadar öğretmen ataması yapılmasıdır. Valiliklerin beyanına göre norm açığının 120 bine, ücretli öğretmen sayısının 87 bine yaklaştığı bu zamanda yapılan 15-20 bin atama ile sorun çözülemeyecektir. Hele ki, eğitim fakültesi mezunu olmayan, hatta yüksekokul mezunu ücretli öğretmenlerle eğitim hizmeti vermek yeni sorunlara neden olmak demektir.
Şu gerçek unutulmamalıdır ki, eğitimde tasarruf olmaz. Eğitime yapacağımız yatırım ve ayıracağımız kaynak doğrudan ülkemizin geleceğini inşa eden bir husustur. Eğitimin asli unsuru ve taşıyıcı kolunu da öğretmendir. Sınıfta öğretmeniniz yoksa eğitime yapacağınız diğer yatırımların pek bir anlamı kalmayacaktır. Dolayısıyla eğitime yapılacak öncelikli yatırım ve alınacak öncelikli tedbir, öğretmen açığını gidermek olmalıdır.
Öte yandan neredeyse asal öğretmen istihdam modeli haline gelmiş olan ücretli öğretmenlerimizin aldıkları ücretler de kabul edilebilir değildir. Bu arkadaşlarımızın tamamı, asgari ücretin bile yarısı kadar bir ücretle görev yapmaktadırlar. Bu durum, öğretmenlik hizmetinin haysiyetiyle de bağdaşır bir tablo değildir. Bu emek sömürüsü sonlandırılmalı, tüm öğretmenlerimiz, mesleğin saygınlığına ve insan haysiyetine yakışır ücretle çalıştırılmalıdır.
Ayrıca bir uzmanlık mesleği olan öğretmenliğin “ücretli” unvanıyla anılması da doğru değildir. Bu konuda da MEB tedbir geliştirmeli ve elzem durumlarda görevlendirilen bu öğretmenlerimizi 657 Sayılı DMK’ya dayalı olarak ‘Vekil Öğretmen” unvanıyla çalıştırmalıdır.
500 bini aşkın eğitim fakültesi mezunu atanmayan ve işsiz öğretmen yığılmışsa, bunun sorumlusu asla siz değilsiniz. Bu yığılmanın sorumlusu yıllardır plansız, programsız şekilde ülkemizin ihtiyaçlarını tespit etmeden siyasi ve yerel kaygılarla üniversite açanlar ve eğitim fakültelerinin kontenjanlarını belirleyenlerdir. Oysa yapılması gereken Milli Eğitim Bakanlığı ile YÖK’ün gelecek 5-10 yılda atama alanlarına göre öğretmene ihtiyacı planlaması ile eğitim fakültelerinin kontenjanlarını belirlemesidir. Bu yapılmalı ki; şu an olduğu gibi 500 bin genç meslektaşımız elinde kapı gibi diploması ile işsiz kalmasın.
Eğitim fakülteleri her yıl ortalama 40 bin mezun veriyor. Bu da demek oluyor ki mezun olan 40 bin öğretmenin, en az 20 bini daha işsiz kalacak. Bu nedenledir ki, gerçeklerle ihtiyaçlarla örtüşen sayıda atama istiyoruz. Yıllık 15-20 bin atamayı asla yeterli görmüyor ve kabul etmiyoruz.
Bir yandan öğretmen açığını gidermek için ücretli öğretmen çalıştıracaksınız, diğer yandan her yıl 20 bin öğretmen emekli olacak ama sadece 20 bin atama yapacaksınız! Bunu kabul etmemiz mümkün değildir.
Biz öğretmeniz, biz vatanseveriz. Ülkemizdeki zorluklar karşısında taşın altına elimizi değil, gövdemizi koyarız. Ülkemiz ekonomik sıkıntılar yaşıyor. Farkındayız. Ancak eğitimde tasarruf olmaz. Biz bir eksik yeriz, bir eksik giyeriz, gecemizi gündüzümüze katar bir fazla çalışırız. Ama geleceğimizi inşa eden eğitim sürecinden tasarruf yapamayız.
Öğretmen atama meselesinin ekonomik boyutunun yanı sıra sosyal boyutunun da olduğu göz ardı edilmemelidir. Ataması yapılmayan öğretmen meselesi toplumun önemli sosyal yarasıdır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın, Ulus’tan yükselen bu sese, sizlerin bu haklı talebine kayıtsız kalmayacağına yürekten inanıyor ve çağrımızı bir kez daha yineliyorum: Sayın Cumhurbaşkanım; bu kardeşlerim çalışmak istiyor, umutları sönmesin istiyor, öğrencileriyle sınıflarda buluşmak istiyor, bu güzel ülkenin daha kutlu geleceğine omuz vermek istiyor, norm kadro açığı kadar en azından ücretli görev yapan öğretmen sayısı kadar atama istiyor.
Her zaman olduğu gibi haklı talebinizin gerçekleşmesi için her daim yanınızda olduğumuzu bir kez daha yineliyorum. Bu güzel toplantı için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyor selametle şehirlerinize ulaşmanızı diliyorum. Allah yolunuzu ve bahtınızı açık etsin.'' dedi.