Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, ‘’Biliyorsunuz 2023 yılı için atama bahar aylarında yapıldı ve Eylül başı itibariyle 45 bin arkadaşımız aramıza dahil oldu. 4 bin civarında e KPSS üzerinden yapılan atama oldu. Yani toplamda 50 bin atama yaptık. 2024 bütçesi, Hazine ve Maliye Bakanlığımızla koordineli şekilde bize ayrılacak sayıyı belirleyeceğiz. Kadro belirlendikten sonra kendi ihtiyaçlarımızın üzerinden herhangi bir branşa pozitif ayrımcılık tanınmaksızın, ihtiyacımız doğrultusunda, ihtiyacı göre branşları oranlayarak, adil, hukuka uygun bir branş dağılımı yapıp arkadaşlarımızla paylaşacağız inşallah.
Ara tatiller ile ilgili yanlış anlaşılma var. Ara tatillerin kaldırılıp kaldırılmayacağı ile ilgili bir anket başlatmadık. İzleme ve değerlendirme birimi ara tatillerin işlevselliğini değerlendirecek. Ara tatiller olacaksa illerin iklim koşullarına göre tarihler değişebilir. Ara tatillerin şu anda kaldırılması gündemde değil.
Sahadan istişareleri ve oradan beslenmeyi çok önemsiyorum. Hayata geçirdiğimiz projelerin sahadaki yansımalarını hep konuşuyorduk. MEBBİS sistemi üzerinden randevu butonu oluşturuyoruz. Toplantı yapacağımız salonun kapasitesine göre genellikle 250 öğretmen ucu açık konuşuyoruz.
Kendi projelerden, eğitim sistemi hakkındaki düşüncelerden, en fazla kendi yer değiştirme süreçleri ile ilgili Öğretmen arkadaşlarımızın talepleri var. Kendi okuttukları derslerin içerikleriyle ilgili düşüncelerini açıklıyorlar.
Türkiye’ de birçok mesleğin kendine has kanunları var. Öğretmenlik Meslek Kanunu geçtiğimiz yıl yasallaştı. Anayasa Mahkemesi Bazı düzenlemeler yapılmasını ön gördü. Öğretmenler odasında aldığım öneriler paydaşlardan aldığımız öneriler doğrultusunda yeni bir meslek kanunu yapılacağını düşünüyorum.’’ dedi.
Bakan Tekin'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Ben daha önceden Milli Eğitim Bakanlığı'nda 5,5 yıllık müsteşarlık dönemimiz vardı. Dolayısıyla bu tür etkinlikleri o tarihte de yapıyorduk. Şimdi de arkadaşlarımızla bu anlamda paylaşım yapabilecekleri, bakanlığın kendiyle bu anlamda iletişim kurabilecekleri bir mekanizma olsun diye Öğretme Yetiştirme Genel Müdürlüğümüzden rica ettim. Bu yıl farklı bir Öğretmenler Günü konsepti oluşturalım diye. Çünkü hem 24 Kasım artı Cumhuriyet'in 100'üncü yılı, bütün etkinlikler bu konseptte birleşmiş oldu. Yüzyılın öğretmenler günü etkinliğini yapıyoruz. Biz kurgularken üzerinde epeyce konuştuk.
Biz bunları yaparken birçok kamu kurumdan destek aldık. Bu kadar yoğun bir mesai içinde sayın Cumhurbaşkanımız, öğretmenlerimizle birlikte oldu. Çok da keyif aldı. Toplantı sonrası kendi düşüncelerini de söyledi. Ben önce Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorum. Sonra TBMM Başkanımız bizi kabul etti. Meclis Başkanımıza çok teşekkür ediyorum. Çok iyi bir ev sahipliği yaptı. Bütün bu etkinlikleri yaparken sadece bizim Bakanlık değil birçok kamu kurumundan destek aldık. THY'den Vakıfbank'a kadar, farklı Bakanlıklara kadar destek aldık. Emeği geçen, katkı veren herkese çok teşekkür ediyorum.
İl ve ilçe müdürlüklerimizden şunu rica ettik. İlinde ilçesinde fark oluşturan öğretmen arkadaşlarımızı davet edin dedik. Sonra şehit yakını öğretmenlerimiz var veya şehit öğretmenlerimizin yakını, Aybüke öğretmenimizin annesi ve babası bizimle beraberdi. Böyle engelli öğretmenlerimiz onları davet ettik. Devam edecek bu. Yıl sonunda da bir öğretmenin gözünden yüz yılın eğitimi içerikli sempozyum yapıyoruz. 200 civarında bir öğretmen arkadaşımızın bildirisi kabul edildi. Aralık ayının son haftası. Tam tarihinden emin olmadığım için söyleyemedim. Böyle bir etkinlik olacak. Bu zaman zarfında bu tür etkinliklerimiz devam edecek.
Bir öğretmenimizin kendi ilinde ilçesinde başlattığı, Türkiye genelinde yaydığımız projeler olacak ilerde.
Biz çok büyük bir camiayız. Habercilik mantığı itibarıyla olumsuz haberler ön plana çıkarılıyor. Ama o kadar 1 milyon 200 binin üzerinde kamuda resmi ve özelde öğretmen sayımız. Bunların içerisinde o kadar güzel şeyler yapan öğretmenlerimiz var ki keşke medya onları ön plana çıkarsa. Kötü örneklerin sayısı gerçekten çok az. Bu tarafta büyük bir havuz var. Orada güzel haberler yapılırsa, bunu 24 Kasım'da değil de yılın tamamında yapılırsa öğretmen arkadaşlarımıza da gerçekten çok güzel bir destek olacak. Medyadaki arkadaşlardan bunu özellikle rica edeyim. Koskoca 1 milyon 200 bin kişilik bir ailede bir tane öğretmenimizin, bir tane eğitim çalışanımızın yaptığı bir şeyin bütün bu camiayı temsil etmediğini söylüyorum ben. Burada çok güzel şeyler yapılıyor. İyi şeylerin bence haber değeri olması gerekiyor.
Dün akşam çok güzel bir etkinlik oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızın da katıldığı, TRT'nin çektiği bir filmin galası yapıldı. Ben sizin nezdinizde TRT'ye böyle bir şey yaptığı için teşekkür ediyorum. Belki piyasa değeri farklıdır, bu sektörün içindeki kişilerin ilgi göstermeyeceği bir konu olabilir ama bizim açımızdan TRT'ye bu hassasiyeti için teşekkür ediyorum, güzel bir film. Öğretmenlerimize, öğrencilerimize tavsiye ediyorum. Hem Necmettin öğretmen hem de Aybüke öğretmen şehit olduklarında müsteşardım. Necmettin öğretmen kaçırıldığında ailesiyle, şehadet haberi alınıncaya kadar her gün telefonlaşıyorduk. Bu süreci bire bir yaşayan birisi olarak ayrıca mutlu oldum.
Türkiye'de birçok mesleğine kendine özgü kanunu var. Polis, akademik personel, hekim, hakim, savcı, bütün mesleklerin kendine has kanunları var. 60 yıllık bir özlem. Öğretmenlik Meslek Kanunu geçtiğimiz yıl yasalaştı. Sonrasında da AYM bazı maddelerini iptal etti. İptalin üzerinden gerekçeli karar yayınladığında da 9 aylık bir yasal süre tamamladı bizi. 9 ay içerisinde Öğretmenlik Meslek Kanunuyla ilgili iptal edilen maddelerle ilgili düzenleme yapılmasını öngördü. Ben şahsen kanunu yeniden gözden geçireceksek AYM'nin kararı ışığında, kamuoyunda öğretmen arkadaşlarımızın öğretmenler odasında aldığım önerilerin, paydaşlarımızın, siyasi partilerin önerileri doğrultusunda yeni bir kanun yapılabileceğini düşünüyorum. Onunla ilgili de daha önce farklı ortamlarda söyledim. Öneriler olursa ve bu önerilerde toplumsal uzlaşı sağlanabilirse yepyeni bir kanun yapabiliriz. Böyle bir konsensüs ortamı olmazsa, AYM'nin iptal ettiği maddeleri, iptal gerekçesine uygun olarak yasal düzenleme yapıp mevcut haliyle devam edebiliriz. Şimdi biz bu süreci yürüteceğiz. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili süreç böyle.
10 ve 20 yıllık sürelerle uzman ve başöğretmenlikle ilgili başvuru koşulları vardı. Sınava başvuru ve katılım yaklaşık yüzde 99 oranında. Uzman öğretmenlik için 58 bin 967 öğretmenimiz başvurdu. Başöğretmenlik için 3 bin 921 öğretmenimiz başvurdu. Başvurudan sonra sınava girme oranı da yüzde 99,4. Çok az sayıda öğretmenimiz sınava girmedi ya da giremedi. Sonuçlar da açıklandı. Ben bu vesileyle uzman öğretmen ve başöğretmen olan arkadaşlarımızı tebrik ediyorum.
Öğretmen arkadaşlarımızın içerisinden farkındalık yaratan yeni şeyler, yeni projeler hazırlayan arkadaşlarımızı ödüllendirmek istiyoruz. Yasayla uzman ve başöğretmenlik ismiyle ödüllendirme mekanizmaları oluşturulmuş. Onun dışında da bu anlamda arkadaşlarımızın çabalarını hep takdir edeceğiz, ödüllendirmek için çaba sarf edeceğiz.
Bir kere filmin yapımcısını da tebrik ediyorum. Oradaki duygusal ortamı filme gerçekten güzel yansıtmışlar. Sayın Cumhurbaşkanımız gözyaşlarına hakim olamadı. Aybüke öğretmenimizin annesi ve babası yanımızdaydı. Bir öğretmen, meslek hayatındaki çalışma yılı kaç yıllık olursa olsun, gittiği bir ilçede, bir köyde fark yaratabileceğini Aybüke öğretmenin hikayesinden aslında tüm Türkiye görmüş olacak. Bir öğretmenimiz eğer çalıştığı yerdeki mülki idare amirleri, çalışma arkadaşları, sivil toplum örgütleri kendisine destek verirse, gerçekten ilin ilçenin rengini değiştirecek kadar güzel işler yapıyorlar.
Yapımcılara, TRT'ye çok Aybüke öğretmen hikayesi bulabileceğini Milli Eğitim camiasında söyleyeyim. Buradaki arkadaşlarımızın fedakarlıkları sinema ve dizi ortamına taşınırsa gerçekten çok mutlu olurum.
Biz daha önce de burada uzun bir süre arkadaşlarla mesai arkadaşlığı yaptığımız için o zaman da sahadan istişareleri çok önemsiyordum. Arkadaşlarımızla iki türlü, bir sahadaki arkadaşların ne problemleri var, iki merkezden uygulamaya geçirdiğimiz projelerin sahadaki karşılığı ney? Bunu anlamak için arkadaşlarla içli dışlıydık. Bakanlık sürecinden sonra da bunu kurumsal hale getirdik. Her ayın ilk cumartesi günü hangi ildeysem. Bizim Bakanlığımızın bir sitesi var bir bilgi havuzu. Orada bir randevu butonu oluşturuyoruz. Türkiye'nin neresinde olursa olsun öğretmen arkadaşımız oradan randevu alıyor. 250 arkadaşımız katılıyorlar. Oturuyoruz, hepsi ucu açık ne kadar vaktimiz var diye sormuyoruz, herkese söz veriyoruz. Katılan arkadaşlarımız biraz önce bahsettiğim gibi kendi projelerini anlatıyorlar, eğitim sistemi hakkındaki düşüncelerinden, hazırladıkları raporları paylaşıyorlar. Bazı arkadaşlarımız tamamen kişisel yaşadıkları problemleri taşıyorlar. Çok teknik, dokunulması gereken, düzeltilmesi gereken noktaları oradan alıyoruz ve geldikten sonra onları düzeltiyoruz, arkadaşlara da duyuruyorum.
Bizim Bakanlıktaki bütün eğitim öğretim dairelerinin içerisinde bir tane daire başkanlığı var. Hepsinde standart İzleme ve Değerlendirme Daire Başkanlığı. Hayata geçirdiğimiz bütün uygulamalar, attığımız bütün adımlar o daire tarafından değerlendiriliyor. Ara tatillerle ilgili anket yapılıyor şeklinde verilen haberler, o İzleme Değerlendirme Birimi'nin ara tatillerle ilgili yaptığı rutin değerlendirme. Biz oradan gelecek verileri değerlendiririz, ara tatillerle ilgili oturup karar veririz. Şöyle bir tablo var. Benim kişisel olarak görüşüm şu. Böyle bir ara tatil uygulaması yapacaksak, Türkiye coğrafi anlamda çok farklı iklim türlerinin ve iklimin aynı anda yaşandığı ülke. Kasım ayında Antalya'da tatil yapmak mı, yoksa bu tatili daha sıcak mevsimlere kaydırmak mı? Bu tatiller olacaksa eğer illerin iklim koşullarına göre tarihleri revize edebiliriz. Bir anket falan yapmıyoruz. Ara tatillerin kaldırılması da gündemimizde yok. İkinci dönemde biraz olmayacak gibi duruyor. Kurban Bayramı tatiliyle örtüşüyor. Öyle bir durum söz konusu. Kaldırmadık, o tatil Kurban Bayramı ile birleşmiş oluyor.
Sayın Cumhurbaşkanımız biz göreve başladığımız andan itibaren bütün Kabine toplantılarında deprem bölgesi çok hassas bir şekilde takip ettiği konu. Biz de üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Bizim üzerimize düşen de orada hasar gören okullarımızın onarımı, tadilatı, kullanılamayacak duruma gelen okullarımızın yerine yeni okulların yapılması, rezerv alanlar yani yerleşim yerlerinin taşınması durumunda yeni yerleşim yerlerinde okul planlamalarının yapılması ve bölgede çalışacak öğretmen arkadaşlarımızın problemlerini çözmekti. Aynı şekilde öğrenci arkadaşlarımızın da deprem sürecinde yaşadıkları kaybın giderilmesiydi. Okullar açıldığında 11 Eylül itibarıyla eğitim öğretim sürecini sorunsuz şekilde başlattık. Hızlı bir şekilde bize ayrılan bütçe olanakları çerçevesinde yeni derslikler inşa ettik. 2500 civarında dersliği, yeni derslik bunlar. 45 bin civarında dersliği elden geçirdik.
Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla biz 2024-2025 eğitim öğretim yılı başladığında depremi yaşayan illerimizin tamamında 6 Şubat'tan önceki derslik düzenine erişmeyi hedefliyoruz. Planlamamızı ona göre yaptık. Bir aksilik olmazsa o tarihler itibarıyla derslik sayısının üzerine çıkmış olacağız.
2023 yılı için atama bahar aylarında yapıldı ve eylül başı itibarıyla 45 bin arkadaşımız aramıza dahil oldu. 4 bin civarı da e-KPSS üzerinden yapılan atamalar oldu. Dolayısıyla 50 bine yakın arkadaşımız başlamış oldu. 2024 bütçesi TBMM'de onaylandıktan sonra Hazine ve Maliye Bakanımızla koordineli bir şekilde atama için bize tanımlanacak sayıyı belirleyeceğiz. Belirledikten sonra da biz bakanlıkta oturup hangi branşa ne kadar öğretmen alacağımızı belirleyeceğiz. Orada da arkadaşlarımızın hiç endişesi olmasın. Biz kendi ihtiyaçlarımız üzerinden herhangi bir branşa pozitif ayrımcılık tanınmaksızın adil, hukuka uygun bir branş dağılımı yapıp arkadaşlarımızla paylaşacağız.