Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Bugün Türk ekonomisi, sanayisi ve eğitim sistemi adına çığır açan bir projeyi gerçeğe dönüştürmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz. Organize Sanayi Bölgeleri Mesleki Eğitim Merkezleri projesi ülkemizin temel ihtiyaçlarından birini daha gideriyor.
Ülkemizin üretim ve istihdamın lokomotifi olan organize sanayi bölgeleri eğitim alanında da sorumluluk üstleniyor. Bu güzel projenin ülkemiz, milletimiz, öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz ve iş dünyamız için hayırlı olmasını diliyorum.
Millet olarak uzun yıllardır kabuğumuzu kırmanın mücadelesini veriyoruz. Özümüze yabancılaşmadan dünyada hak ettiğimiz konuma gelmenin gayretindeyiz. Türkiye'nin kalkınma, sanayileşme ve üretimi artırma mücadelesi çok daha eskilere dayanıyor. Osmanlı'nın askeri sahada hayata geçirdiği ıslahat ve reform çalışmalarının temelinde eski ihtişamı yeniden kazanma anlayışı vardır. Çabalarımız sekteye uğrasa da modernleşme, sanayileşme ve kalkınma hamlelerini bir şekilde sürdürmeyi başardık.
Cumhuriyetin kurucu kadroları için kalkınma bir ekonomik hedefi işaret ediyordu. İzmir İktisat Kongresi'nde bu hedefleri görebiliyoruz. Kongrede alınan kararlar hayata geçirilemediği gibi, kalkınma atılımları da emekleme safhasındayken belli çevrelerin sabotajıyla engellendi. Biz kendi iç meselelerimizle uğraşmaktan önümüze gelen fırsatları değerlendiremedik. Her 10 yılda bir tekrarlanan darbelerle Türkiye demokrasi ve ekonomide büyük yaralar aldı. Turgut Özal'ın açılım seferberliği ise siyasi istikrarsızlıklar nedeniyle yarım kaldı.
Türkiye ekonomide, üretim ve sanayileşmede onca gayretine rağmen kırmayı başaramadı. Aslına bakılırsa ülkemizin her alanda olduğu gibi sanayileşme konusunda geri bırakılması kötü niyetli bir senaryonun gereğidir. Anadolu'nun dört bir yanında kendisi ürün geliştirmek, pazarlamak isteyenlere karşı sergilenen nobranlığa karşı ithal ürünlere karşı verilen destek niyeti göstermektedir.
Ülkemiz 1950'lerdeki 1970'lerdeki, 1990'lardaki büyük dönüşümleri hep kaçırdı. Kalkınma yarışına girdiğimiz ülkeler hızla gelişirken biz siyasi, ekonomik geri kalmışlığa mahkum edildik.
Köy enstitüleri gibi denemeler, asli amacı dışında milletin değerlerimize karşı ideoloji yükleme aracı haline getirdiği için hüsranla sonuçlandı. Milletimizin sıkı sıkıya sarıldığı imam hatip okulları tehdit olarak değerlendirildi. Endüstri meslek ve teknik liseler ise ağır darbelere maruz bırakıldı. Darbe ve vesayet dönemlerinde eğitim sistemlerimize yapılan müdahalelerle eğitim sistemimiz çıkmaza sürüklendi. Evlatlarımıza kendilerini ifade edebilecekleri, hayallerini geliştirebilecekleri imkanlar sunulmadı.
İktidara geldiğimizde ülkemizin tepesinde karabulutlar dolaşıyor, insanlarımızın geleceğe dair umutları zayıflıyordu. Toplumumuzun tüm kesimleri kan ağlıyordu. Milletimize Türkiye'yi dört ana sütun üzerinde yükseltme sözü verdik. Eğitim, sağlık, adalet, emniyet olduğunu ifade ettik. Hamdolsun bu sözümüzü de hep sadık kaldık. Eğitim meselesinin ikinci plana itilmesine müsaade etmedik.
Bu ay sonunda 15 bin öğretmen ataması daha yapıyoruz. Okullarımızı her türlü tesisle donattık. Bazılarının kızlarımızın okumasından rahatsızlık duyduğunu biliyoruz. Buradan dikta hevesleri yeniden depreşenlere şu ikazı yapmak istiyorum; 15 Temmuz'da şahit olduklarımız milletimizin hak ve özgürlük kararlılığını göstermiştir. Türkiye'yi 28 Şubat karanlığına döndürmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Tek parti faşizminin geride bıraktığı o acı hatıraları bir daha kimse yaşatamaz. İdeolojik saplantılarından dolayı kız çocukları ile okulların arasına duvar örülmesine izin vermeyiz.
Şu gerçeği hepimiz gayet iyi biliyoruz; eğitim-öğretim aydınlık yarınlarımızın teminatıdır. Bu ülkenin gençleri her alanda en iyisine, en güzeline layık. Milletimizin küresel olarak iddia sahibi olmasının yolu eğitim-öğretimden geçiyor. Mesleki eğitime özel önem veriyoruz.
Uluslararası mesleki ve teknik anadolu liseleriyle evlatlarımıza yeni ufuklar kazandıracak ve gönül coğrafyamızdan gelecek gençlere mesleki eğitim imkanı sağlayacağız.
Cumhurbaşkanı olarak, sanayicilerimiz ve yatırımcılarımızla bir araya geldiğimiz her zeminde kamu-özel sektörü girişimine dikkat çekiyorum. Özel sektörün elini taşın altına koyması şarttır. Sanayicilerimizin bu modele sahip çıktığını görüyorum. 1,5 ay gibi kısa sürede ülkemizdeki 255 sanayi bölgesinin tamamında mesleki eğitim projesi hayata geçti. Bu merkezler sayesinde sektörlerimizin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağının yetişmesini sağlıyoruz. Attığımız bu adımlar bir yandan mesleki eğitim merkezlerinin cazibesini artırırken, ülkemizdeki genç işsizlik oranının düşürülmesinde önemli rol oynayacaktır. Bu güçlü bağ sayesinden 'aradığım elemanı bulamıyorum' yakınması tarihe karışacak.
Türkiye'nin istihdamı ve üretimine katkı sağlayacak bu projenin hayırlı olmasını diliyorum. Artık şu gerçeği göreceğiz, organize sanayi bölgeleri içinde okullar, stajlarını her yönüyle işine giden siz gençler. Bunu Çin, Japonya başarıyor biz niye yapmayalım? Biz de başaracağız.'' dedi.