Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, ''Eleştirilere çok fazla prim vermeden yolumuza devam etmemiz lazım ki 1987'de Turgut Özal'ın, 1970'li yıllarda Erbakan Hoca'nın ve 1940'lı yıllarda Nuri Demirağ'ın hayali hayata geçebilsin. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde, aslında burada konuştuğumuz, konuşacağımız şeylerin birçoğu var. Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD) raporlarında en çok eleştiri aldığımız konulardan biri, çocuklarımızın dijital becerilerinin gelişmesi. Biz Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile çocuklarımızın hem dijital okuryazarlık anlamında hem dijital becerilerinin gelişmesi anlamında hem de yapay zekâ uygulamalarının eğitim öğretim süreçlerine uygulanabilmesi açısından çok önemli değişiklikler yaptık.
Birleşmiş Milletler şu hususta dikkati çekiyor: Yapay zekâ ve eğitimdeki dijitalleşme uygulamaları insan haklarına ilişkin temel hak ve hürriyetlerin, insan haklarının, insanlara ilişkin temel değerlerin ötekileştirildiği, yok edildiği bir sonucu beraberinde getirebilir. Biz de Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'yle diyoruz ki teknolojik gelişmelere ve güncel gelişmelere ayak uyduracağız ama insan olduğumuzu asla unutmayacağız, insani değerlere sahip çıkmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Bütün bu adımları atarken insani reflekslerimizi asla ikinci plana atmadan bu işleri yapacağız. Bu çalıştay devamında imzalayacağımız protokolle inşallah bu çabalarımızın devamı gelecek. Çocuklarımızın, torunlarımızın gururla 'İyi ki başlatmışlar, iyi ki böyle bir sürece öncülük etmişler.' diyeceği bir sürecin başlangıcı olmasını temenni ediyorum.
26 Nisan itibarıyla Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adıyla bir müfredat değişikliği paketini kamuoyuyla paylaştık. Güncel gelişmelere ayak uyduracak bir müfredat hazırladık. Bunu yaparken çocukların da kendilerini bekleyen dünyaya daha hazır olmalarını sağlamak istedik. Diğer yandan yeni modelde dijital okuryazarlık ve yapay zeka uygulamalarının eğitim öğretim süreçlerine uygulanabilmesi açısından çok önemli değişiklikler yaptık. Dünya durmayacak, bu nedenle sürecin içine adapte olmamız lazım. Bunu yaparken de bizi biz yapan insani değerlerimizden uzaklaşmamamız gerek. Dolayısıyla yeni müfredat modelinde 'teknolojik gelişmelere ayak uyduracağız ama insani değerlerimizi de koruyacağız' diyoruz.'' dedi.
Millî Eğitim Bakanlığı Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürü Mustafa Canlı, ''Aynı zamanda hem bu dersleri verecek hem de öğretirken yapay zekâyı kullanacak öğretmenlerimiz için de yapay zekâ okuryazarlığını iyileştirmek için pek çok çalışma yaptık. Onlara rehberler, kılavuzlar, kitaplar hazırladık. Eğitici eğitimleriyle şu anda Türkiye'de her hafta düzenli yapay zekâ eğitimlerini öğretmenlerimize veriyoruz ve onları yapay zeka araçlarıyla buluşturuyoruz.'' dedi.
anayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Coştu, ''Türkiye'de yapay zeka açısından bir dil modeli geliştiren teknoloji devimiz henüz yok. Ancak yapay zeka alanında başarılı ürünler ortaya koyan pek çok girişimcimiz var. Diğer yandan Türkçe üzerine inşa edilen bir dil modelinin geliştirilmesini stratejik milli bir hamle olarak görüyoruz. Bu nedenle Türkiye'de Türkçe dil modelinin geliştirilmesi üzerine çok önemli bir çalışma başladı. Yapay zeka konusunda hem dünya hem de biz bu yolculuğun başındayız. Önümüzdeki 3 ile 5 yıl içinde doğru ve hızlı adımları atabilmeliyiz. Ayrıca bu teknolojinin tüm sektörlere katma değer katacağını biliyoruz. Onların başında da eğitim geliyor. Dolayısıyla ulusal yapay zeka stratejisinde daha fazla odaklanacağımız alanlardan biri de eğitim olacak.'' dedi.