Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ''Meslek liselerinde sektörün tüm temsilcilerini sürece dâhil ettik, müfredatı birlikte güncelledik, öğrencilerin işletmedeki beceri eğitimlerini birlikle planladık, öğretmenlerin işbaşı ve mesleki gelişim eğitimlerini birlikte planladık ve bir yıl gibi kısa sürede yüzde 1'lik başarı diliminden öğrencilerin mesleki eğitime yönelimlerini arttırmış olduk. Bu çok önemli bir adım. Daha sonra, özellikle mesleki eğitimdeki üretim kapasitesini arttırmaya odaklandık, döner sermaye kapsamındaki yapılan üretimlere odaklandık... Bu, çok kıymetli çünkü mesleki eğitimde yaparak öğrenmeyi merkeze alan bir yaklaşımı destekleyen bir özellik... Aynı zamanda öğrencilerin ve öğretmenlerin de üretime yaptıkları katkı bağlamında pay aldıkları bir yaklaşım. 2018 yılında 200 milyon lira civarında mesleki eğitimde döner sermaye kapsamında üretim vardı, şu anda bu üretim 2021 yılında 1 milyar 162 milyon lira, 2022 yılı bitmeden de 1 milyar 650 milyon liraya ulaştı. Yani artık meslek liseleri üretim yapıyor. Öğrenciler mezun olmadan mezun oldukları zaman talep edilen becerileri eğitim aşamasında kazanabiliyorlar ve istihdam edilebilirliklerini arttırıyorlar. Aynı zamanda AR-GE merkezleri kurduk. Fikrî mülkiyetle ilgili, yapay zekâ, otomasyonla ilgili; patent, faydalı model, marka, tasarım yönetimiyle ilgili ciddi hamleler oldu. Meslek liseleri ilk kez yurt dışına ihracat yapmaya başladı. Mesela en son İstanbul'da bir lisemiz kâğıt havlu ihracatı yaptı Fransa'ya ama kâğıt havluyu üreten makineyi de kendisi üretti. Bu çok kıymetli bir şey. Bu yaklaşım, mesleki eğitimde ciddi bir iyileşmeyi beraberinde getirdi. İkinci, en kritik olan hamlemiz mesleki eğitim merkezlerinde oldu. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin en fazla ihtiyaç duyduğu çırak, kalfa, usta... 25 Aralık 2021 tarihinde çok önemli bir kanun değişikliği oldu, 3308 Sayılı Mesleki Eğitim Kanunu. Bu Kanun yürürlüğe girdiği zaman Türkiye'deki çırak-kalfa sayısı sadece 159 bindi, 159 bin. 2022 yılındaki hedefimiz 1 milyon çırak-kalfa olmasıydı, Cumhurbaşkanımız da bunu zaten açıklamıştı. Gelinen noktada 1 milyon 152 bin çırak-kalfası olan bir mesleki eğitim sisteminden konuşmuş olduk. Yani 2022 hedefini tutturduk, tüm küçük ve orta ölçekli işletmelerin tüm mesleki eğitim alanlarındaki çırak-kalfa ihtiyacını karşılayacak bir mesleki eğitim yapısını inşa etmiş olduk.
Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle 2 bin köy okulunu şu anda hem öğrencilerimiz hem de köydeki vatandaşlarımızın hizmetine açmış bulunuyoruz. Yani onun için 'okul' demedik, 'köy yaşam merkezi' dedik. En önemlisi köyde yaşayan yetişkinlerin tarımdan hayvancılığa istedikleri tüm alanlarda eğitim alabilecekleri şekilde halk eğitimi merkezlerini kurduk. Şu ana kadar yaklaşıküç dört ay içinde 152 bin vatandaşımıza köy yaşam merkezlerinden, halk eğitimi merkezi üzerinden eğitim verme imkânımız oldu. MEB Sadece eğitim çağı nüfusuna eğitim vermiyor, yetişkin vatandaşlara da eğitim veriyor. Millî Eğitim Bakanlığı ortalama her yıl üç dört milyon vatandaşımıza 3 bin 500 kursla eğitim veriyor. Biz 2022 yılında bu hedefi güncelledik, her ay 1 milyon vatandaşımıza erişmeyi hedef olarak koyduk; yıl sonundaki hedefimiz, 12 milyon vatandaşımıza halk eğitim üzerinden özellikle yaşam becerileri güçlendiren, istihdam edilebilirliklerini arttıran eğitimler vermekti. Geldiğimiz noktada yıl bitmeden 12 milyon 242 bin 46 vatandaşımıza halk eğitimi üzerinden eğitim vermiş bulunuyoruz. Bunların yüzde 65'i kadınlarımız, gerçekten Millî Eğitim Bakanlığı, 2022 yılı için önüne koyduğu tüm hedeflere birer-birer ulaşmış oldu.
Kovid ile ilgili şu anda bir risk görünmüyor. 2021-2022 eğitim öğretim yılını hiç kesintiye uğratmadan tamamladığımız gibi aynı yaklaşımlarla tüm okullarımızda temizlik ve dezenfektan ile ilgili yine her türlü önemlerimizi alıyoruz." dedi. Bu bağlamda okullara ilk kez bütçe gönderildiğini anımsatan Özer, "Eğitim sistemimizdeki tüm okullara 7 milyar lira bütçe gönderdik. Okullarımız temizlik malzemesinden kırtasiye malzemesine, küçük onarımlardan donatıma tüm ihtiyaçlarını kendileri karşılayabilsin diye gönderdik. Bu, okulların eğitim öğretimle ilgili kendi ihtiyaçlarını karşılamaları gibi aynı zamanda sağlıkla ilgili önlemleri alma anlamında da büyük destek sağladı. Şu anda grip vakaları yaygınlaştı ama Sağlık Bakanlığı ile sürekli koordine halindeyiz, okulları kapatmayı gerektirecek bir durum söz konusu değil.
Yakınlarda ortaöğretimde yaptığımız yeni bir düzenleme ile akran zorbalığını disiplin suçları arasına dâhil ettik. Okullarımızın en güvenli ortamlar olması için elimizden geleni yapıyoruz. Sadece Millî Eğitim Bakanlığı olarak değil, İçişleri Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile aynı zamanda süreçleri birlikte yönetiyoruz.'' dedi.