Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ''Beşeri sermaye kapasitesi bir de üretim kapasitesi. Eğer siz beşeri sermayenizin niteliğini artıramazsanız ve onu üretimle eşleştiremezseniz şu çok ateşli rekabetin olduğu dünyada diğer ülkelerle rekabet edebilmeniz mümkün değil. İşte bizler Millî Eğitim Bakanlığı olarak bir taraftan geleceğimizi inşa edecek olan gençlerimizi, beşeri sermayemizi yetiştirip onun niteliğini arttırırken diğer taraftan onları üretimle, inovasyonla, girişimcilik kültürüyle yetiştirmeye büyük özen gösteriyoruz. İşte bu alanda en kritik eğitim türlerinden bir tanesi mesleki eğitim.
Allah'a şükür artık geçmişe bakmıyoruz. Geçmişte kimler ne yaptı ona bakmıyoruz. Bu dönem son 20 yıl bir taraftan eğitimde kitleselleşmenin, evrenselleşmenin nihayetlendiği bir dönemken diğer taraftan da ondan önceki yanlış eğitim politikalarının, toplumsal mühendislik projelerinin eğitim sisteminde üretmiş olduğu maliyetlerin telafi edildiği bir dönem oldu. İşte mesleki eğitim onlardan bir tanesi. Artık mesleki eğitimde yüzde 1'lik başarı dilimine giren öğrencilerden konuşuyoruz. Fen lisesine giden öğrenciler, artık meslek liselerini tercih eder hâle geldi. Mesleki eğitimde üretim kapasitesinin artmasından bahsediyoruz. 2021 yılında meslek liselerimiz tüm Türkiye'de 1 milyar 162 milyonluk gelir elde ettiler. Müthiş bir rakam. Üç yıl önce 200 yüz milyonlar bandındaydı.
2021 yılında öğrencilerimize dağıttığımız kâr payı 50 milyonun üzerine çıktı. Öğretmenlerimize 112 milyon lira dağıtmışız. 2022 yılındaki hedefimiz 1,5 milyarlık bir gelir. İlk beş aydaki gelirimiz 2021 yılındaki gelirden yüzde 231 artış göstererek 560 milyona ulaştı. 2022 yılını, ben inanıyorum ki, 2 milyarın üzerinde bir gelirle kapatacağız.
Sadece bu okullarınıza değil gastronomi, elektrik, biyomedikal cihaz teknolojisi ve tarım bölümünde; yani mesleki eğitim verilen tüm alanlarda artık üretimden bahsediyoruz. Yetmiyor fikrî mülkiyet ve inovatif çalışmalardan bahsediyoruz. Patentten, faydalı modelden, markadan, tasarımdan bahsediyoruz. Bizim aslında artık bu tescil kültürüyle ilgili mesleki eğitimde bir sıkıntımız kalmadı. 2022'deki hedefimiz, artık onu nasıl ticarileştirebiliriz? Bir sonraki evreye nasıl geçirebiliriz diye uğraşıyorduk. Allah'a şükür 74 tane almış olduğumuz patent, faydalı model marka ve tasarım tescilini ticarileşmesini sağladık.
Artık mesleki eğitimde güzel hikâyeler var, problemler geçmişte kaldı. Artık önümüze bakıyoruz. Tabii bunların ortaya çıkmasının en büyük nedeni İstanbul Sanayi Odası, İstanbul Ticaret Odasıyla birlikte atmış olduğumuz adımlar.
Türkiye'de çırak ve kalfa ihtiyacının karşılanmasıyla ilgili gerçekten çok büyük bir açığı kapatıyor ve mesleki eğitim merkezleri 25 Aralık'ta yapmış olduğumuz kanun değişikliğiyle inanılmaz bir ivme kazandı. 159 bin olan tüm Türkiye'deki çırak ve kalfa sayısı, İstanbul Sanayi Odasının 70. yıl dönümüne katıldığınız zaman 510 bin demiştim, bugün 520 bin. Hedefimiz, 2022 yılının sonunda 1 milyon gencimizi mesleki eğitim merkezleriyle buluşturmak. İnşallah ben inanıyorum ki temmuz ve ağustos ayını çok verimli bir şekilde geçirirsek eylülün başında 750 bin rakamına ulaşabileceğiz.
Nasıl ki birinci dönemin sonunda tüm öğretmenlerimize ve idari personelimize bu performanslarından dolayı başarı belgesi verdiysek bugün itibarıyla ikinci başarı belgesini de gönderdik. Dolayısıyla Millî Eğitim tarihinde ilk defa tüm öğretmen ve idari personele bir yılda iki defa başarı belgesinin verildiği bir döneme şahit olduk çünkü bu, çok kritiktir. Tarihe bir not düşmekti. Biz öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz, anne babalarımız ve velilerimizle tüm topluma şunu gösterdik: Kurallara riayet edersek okullar, bir toplumdaki en güvenli yerlerdir; bu, bir... İki: Okullar sadece eğitimin yapıldığı yerler değildir. Okullar aynı zamanda çocuklarımızın psikolojik gelişimlerini, sosyal gelişimlerini, duygusal gelişimlerini destekleyerek akran eğitimi, ortak kültür, sanat, spor aktivitelerini yaptıkları mekânlar...'' dedi.