Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, "Kütüphanesiz Okul Kalmayacak" Projesi konusunda; on 19 yıl, Cumhuriyetimizin eğitim tarihinde okullaşma oranlarının en yüksek rakamlara ulaştığı bir döneme karşılık geliyor. Bu ne demektir? Okul öncesinden yükseköğretime kadar tüm eğitim kademelerinde ilkokul, ortaokul ve lisede 81 ilde, tüm ilçelerde müthiş bir seferberliğe tanıklık ettik. Yani çok ciddi okullar yapıldı, derslik sayıları 300 binlerden 600 bini devlet olmak üzere 855 bine ulaşan bir eğitim sistemi ortaya çıktı. Aynı zamanda çok ciddi öğretmen alımları yapılarak öğretmen başına düşen öğrenci sayısı da düştü.
Çocuklarımızın kitapla diyaloğunu ve temas düzeyini arttırmak istiyoruz. Okullarda kütüphanelerin sadece kitap alışverişinin yapıldığı yer değil kültür sanat etkinliklerin yapıldığı, okulun kalbinin attığı bir mekâna dönüştürmek istiyoruz. İki ay gibi kısa sürede 16 bin 361 kütüphane yaptık.'' dedi.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, mesleki eğitim konusunda; ''Mesleki eğitim ülkelerin kalkınmasındaki çok önemli bir tür. Maalesef 28 Şubat müdahalesi; nasıl okullar arası başarı farkını çok arttırdıysa ayrı zamanda mesleki eğitimi tarumar etti. Mesleki eğitimde hep sıkıntılar yaşanmıştır ama bizdeki sıkıntı dışarıdan müdahale eden artık mesleki eğitim iş dünyasının ihtiyacını karşılayamaz duruma getirilmiştir. Son zamanlarda şey başlamıştır ‘eleman bulamıyorum, çalışacak kimse yok’ diye. Biz mesleki eğitimde iki alanımız var. Bir mesleki teknik Anadolu lisesi bir de mesleki eğitim merkezleri. Biz mesleki teknik liseleri iş dünyasıyla programlamaya başladık. Mezun olmadan önce iş bulacağı yerin önünü açtık biz. Artık yüzde 1’in üzerinde mesleki çalıştıran kurumlarımız var. Mesela ASELSAN. Mesleki eğitim veren okullardan öğrenci alıyor. Bir sürü alanda artık hem puanlar yükselmeye başladı hem de çok başarılı öğrenciler giderek mesleki eğitime yönelmeye başladılar. Pandemi sürecinde diğer ülkeler maske bulamazken biz mesleki eğitimle kendi maskelerimizi ürettik. Bu süreç iş dünyasının mesleki eğitime güvenini arttırdı. Artık mesleki eğitim markasını üretiyor, patentini alıyor ve ticarileştiriyor 3308 sayılı meslek kanununda çok ciddi değişiklik yaptık. Mesleki eğitimde yaş şartı yoktu. Herkes gidebiliyordu. Her ay asgari ücretin yüzde 30’u kadar destek alıyorlardı. Bunu iş veren veriyordu. Devlet bunun yüzde 30’unu kendi üzerine alarak ödedi ve öğrencinin de imkanını yüzde 50’ye çıkardı. 2 ay gibi sürede öğrenci sayımız 259 binden 360 bine çıktı. Bu özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz için çok önemli. Onlara da çok ciddi bir sübvansiyon sağlayacak.'' dedi.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Öğretmenlik Meslek Kanunu konusunda; ''Öğretmenlik meslek kanunu bu ülkedeki eğitim paydaşlarının 60 yıllık rüyasıdır. Tüm eğitim şuralarında ya açık ya zınnen öğretmenler için dile getirilmiştir. Allah’a şükür bu da bize nasip oldu. Öğretmenlerimize mahsusöğretmenlik meslek kanunu çıkarıldı. 22 Şubat itibariyle. Aday öğretmenlik kaldırıldı. Öğretmenlik aktiviteleri ile ilgili süreçlerde, danışmanlık süreçlerinde değişiklikler oldu. 10 yıl öğretmen olan öğretmenlerimiz kıdem alanlar isterlerse uzman öğretmen olabilecekler. Sadece eğitimin içeriğinden sınava tabi olacaklar. Bir derece ve eğitim öğretim tazminatında ciddi artış alacaklar. Eğer öğretmenlerimiz yüksek lisans yapmışlarsa o sınava girmeyecekler. Daha sonra baş öğretmen olabilecekler. Doktora eğitimini tamamlamış öğretmenlerimiz de bunun sınavından muaf olacaklar. OECD ülkeleriyle karşılaştırdığımız zaman bizde lisansüstü eğitim alan öğretmen sayısı düşük. Bu öğretmenlerimiz için müthiş bir fırsattır. Yönetmelik hazırlığıyla ilgili biz tüm paydaşlarımıza açtık taslağımızı. Herkesten görüş alıyoruz. 15 Mart’a kadar görüş alıp son şeklini vereceğiz. Sonra yayımlanmak üzere Cumhurbaşkanlığımıza göndereceğiz. Daha sonrasında yayımlanınca yürürlüğe girecek'' dedi.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, yardımcı kitaplar konusunda; ''Biz bu yola çıkarak amacımız bir buçuk yılın içerisindeki öğrencilerimize yardımcı kaynaklar üretmekti. Her ayın ilk haftası ikinci sınıftan 12 inci sınıfa kadar sürekli yardımcı kaynaklar, fasiküller üretmeye başladık. Kasım ayı itibariyle yaklaşımımızı değiştirdik. Dedik ki nasıl kitapları öğrencilerimize eriştiriyorsak yardımcı kaynakları da öğrencilerimize eriştirelim. Velilerimizin ürerinden bu külfeti kaldıralım. Şu ana kadar 24 milyon yardımcı kaynağı öğrencilerimize eriştirdik. Ve dağıtmaya da devam ediyoruz. Kaynak sıkıntısı çeken öğrencilerimize yardımcı olduk. Velilerimizin rahat etmesini sağladık. Bu da eğitimde fırsat eşitliğine çıkıyor yine. Ankara’da özel okulların bir kısmı bizim öğrencilere gönderdiğimiz kaynakları basarak öğrencilere dağıtmışlar. Bu da bizim kaynaklarımızın ne kadar kaliteli olduğunu gösteriyor. Problem alanını kapatabilecek gücümüz de var, finansman kaynağımız da var. Bunu da gösterdik zaten.'' dedi.