Yeditepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Emin Erkan Korkmaz, “Artık her öğrenci için özelleşmiş, o öğrencinin eğilimlerini, başarılı ve başarısız olduğu konuları takip edebilen ve öğrencinin en verimli şekilde öğrenmesini sağlayabilmek için süreci optimize edebilen sistemlerin eğitimde kullanılması gelecek için önemli bir olasılık olarak karşımızda durmakta.
Öncelikle yapay zekânın eğitimin kalitesinin arttırılması için yardımcı bir unsur olarak kullanılması olası. Şu anda bile kopya, intihal gibi durumların belirlenmesi, sınavların notlandırılması gibi işlevleri yerine getiren yazılımlar mevcut ve hatta öğrencilere öğrenme süreçlerinde geri bildirim ve öneri sunan sistemler de bulunmakta.
Son yıllarda yaşanan gelişmeler doğrultusunda bilgisayarların doğal dili anlama ve kullanma konusunda kapasiteleri oldukça arttı. Bu nedenle eğitimi doğrudan gerçekleştirebilecek sohbet robotlarının/yazılımların ortaya çıkması artık bir hayal değil. Bu teknolojinin gelişmesi ile artık her öğrenci için özelleşmiş, o öğrencinin eğilimlerini, başarılı ve başarısız olduğu konuları takip edebilen ve öğrencinin en verimli şekilde öğrenmesini sağlayabilmek için süreci optimize edebilen sistemlerin eğitimde kullanılması gelecek için önemli bir olasılık olarak karşımızda durmakta. Bu sistemlerin yaygınlaşması durumunda yine insan eğitimcilere gereksinim olacaktır. Ama belki de artık bu eğitimcilerin rolü daha çok danışmanlık ve koordinatörlük çerçevesinde gerçekleşecektir.
Örneğin yabancı dil öğrenen bir öğrencinin bu teknolojiler sayesinde sanal bir ortamda farklı kişilerle farklı diyaloglara girmesi, sanal bir restoranda yemek siparişi vermesi ya da sanal bir alışveriş sahnesinde yer alması mümkün olacaktır.
Ancak tarihsel süreçte makineleşme ile yeni iş alanları, yeni sektörler ortaya çıkmış ve insanların farklı alanlarda istihdam edilmesi mümkün olmuştur. Benzer bir şekilde yapay zekâ teknolojilerinin de farklı iş alanları yaratacağı yaygın bir görüş. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir husus bulunmakta. Geçmişte üretilen her makine için, en azından o makineyi kullanacak ya da tamir edecek insanlara gereksinim ortaya çıkmıştı. Örneğin telefon üretilince, telefon operatörlüğü gibi bir meslek ortaya çıkmış ya da üretilen arabaları kullanacak şoförlere gereksinim duyulmuştu. Yapay zekâyı ‘makineleri kullanabilen makine’ olarak da tanımlamak mümkün. Bu tarihte ilk defa karşımıza çıkan bir olgu. Bu nedenle yapay zekâ sistemlerinin diğer makineleri kullanarak yani şoförlük, operatörlük, güvenlik görevlisi ve benzeri işleri tam bir otomasyon içinde gerçekleştirebilmesi, daha önce karşılaşmadığımız ve kitlesel bir işsizlik yaratma potansiyeline sahip bir durum olacak. Bu konuda daha fazla düşünmeye ve tartışmaya gereksinim bulunmakta.” dedi.