KamuMeb

Piktes Öğretmenleri Kalıcı Kadro İstiyor

EĞİTİM PERSONELİ

"Geçici işçi" statüsü ile çalışan, KPSS ile atanmış Sözleşmeli PIKTES Öğretmenleri kalıcı istihdam edilmek istiyor. Piktes öğretmenleri 4 yıldır süren görevlerinin artık kadro ile buluşmasını talep ediyor.

KPSS ve mülakatla atanan, liyakat sahibi, görevini aşkla samimiyetle ve büyük bir özveriyle ifa eden, 4 yıl boyunca Suriyeli çocukların ülkemize entegre olabilmesi için Türkçe öğreten PIKTES öğretmenleri, bu görevi büyük bir emekle yerine getiriyor. 

Piktes öğretmenleri sadece yabancı öğrencileri Türk eğitim sistemine entegre etmekle kalmadı yabancı ailelerin de yaşama uyum sağlamalarında önemli rol oynadı.

Piktes öğretmenleri haklarını aramaktan çok yoruldu ama hiçbir zaman inançlarını kaybetmedi. Dolayısıyla piktes öğretmenleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a "lütfen sesimize kulak verin. Mağduriyetimizin giderilmesini istiyoruz." çağrısında bulundu.

Kamudaki tüm süresiz sözleşmelilerin 45/A' ya geçirilmesi elzemdir. Haliyle Piktes Öğretmenleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan gelecek müjdeli haberi bekliyor ve artık sesleri duyulsun istiyor. 

KPSS ile atanan, mülakat ve güvenlik soruşturmasını, arşiv araştırmasını geçmiş, gerekli eğitimleri tamamlamış, senelere sığmayan saha ve öğretim tecrübesine sahip Piktes Öğretmenleri Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'a "neden işçi statüsünde çalışıyoruz sayın Ziya Selçuk?" diye soruyor. Piktes Öğretmenleri ayrıca Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a "biz öğretmeniz işçi değiliz." diyor.

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in verdiği soru önergesine MEB "PIKTES kapsamında görevlendirilen öğretmenlerin kadrolu öğretmen olarak atanması bugün itibarıyla mevcut mevzuat hükümleri doğrultusunda mümkün olamamaktadır.” şeklinde yanıt vermişti.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç’ın verdiği soru önergesine verdiği yanıtta Suriye’li Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunun Desteklenmesi (PICTES) projesinin, Milli Eğitim Bakanlığı ile AB Türkiye Delegasyonu arasında “Türkiye’deki Suriyeli Mülteciler için Mali İmkan” anlaşması (FRIT) çerçevesinde imzalanan sözleşme ile Suriyeli çocukların Türk eğitim sistemine entegrasyonunda, Milli Eğitim Bakanlığı’nın faaliyetlerini desteklemeyi amaçlayan bir proje olduğunu ifade etti.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, PICTES kapsamında Suriyeli öğrencilere proje illerindeki okul ve kurumlarda (geçici eğitim merkezleri, halk eğitim merkezleri vb.) Türkçe öğretmek ve rehberlik hizmetlerini yürütmek amacıyla geçici süreli eğitim personeli istihdam edildiğini ifade ederek, önergeye verdiği cevapta “2016 yılından itibaren Bakanlığımızın öğretmen ihtiyacı 652 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 4 üncü maddesine göre sözleşmeli öğretmen istihdamı ile karşılanmaktadır. Bu nedenle (PICTES) kapsamında görevlendirilen öğretmenlerin kadrolu öğretmen olarak atanması, bugün itibariyle mevcut mevzuat hükümleri doğrultusunda mümkün olamamaktadır.” demişti.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un soru önergesine verdiği yanıtı değerlendiren CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, PIKTES öğretmenlerinin 4 yıldır Suriyeli çocuklara büyük bir özveri ve azimle eğitim hizmeti vermeye çalıştığını ve bunda da başarılı olduğunu vurguladı ve “PIKTES öğretmenleri 4 yıldır özveri ile bu görevi yaparken, ‘devletimiz bir gün mutlaka bizi de görür, mağduriyetimizi giderir ve kadro verir’ düşüncesindeydiler. Ama Sayın Milli Eğitim Bakanının bu cevabı, onların ‘hayal kırıklığı’ yaşamasına neden olmuştur. Onlara neden bu hayal kırıklığını yaşattınız, PIKTES öğretmenlerine kadro müjdesini neden vermediniz? Çok mu zordu bunu yapmak? Gerekçe olarak maliyeti söyleyebilirsiniz. Ama ‘devletin cebinden bir kuruş dahi çıkmayacak’ diyerek yaptırdığınız devasa büyük projeler için yandaş müteahhitlere devlet bankalarından, geri dönülmesi mümkün görünmeyen milyon liralık krediler verirken maliyet hesabı yapmadınız. Yedek akçemizi dahi kullandırırken maliyet hesabı yapmadınız. Hazinemizin içi boşaltılırken maliyet hesabı yapmadınız. Vatandaşlarımızın, bir bölümünden başka bir bölümüne gitmek için yüzlerce metre yürümek zorunda kaldığı ya da giderken kaybolduğu devasa şehir hastanelerini yaparken maliyet hesabı yapmadınız. Şimdi mi maliyet hesabı yapmak, devletimizin bütçesini düşünmek aklınıza geldi. Geçin bunları. Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri olarak bizler ve vatandaşlarımız, sizin ne yapmaya çalıştığınızı görmekteyiz, bilmekteyiz. Buradan bir oy bile devşireceğinizi düşünseniz hemen onlara kadro verirdiniz ama devşiremeyeceğinizi düşündüğünüz için vermiyorsunuz. Bu öğretmenlerimiz sizden, gelecek kaygısının mesleki motivasyonlarını etkilemediği, umut ve güvenle geleceğe bakabilecekleri bir açıklama bekliyorlardı.

Öğretmenin işçici olmaz, öğretmenin kadrolusu olur. Onlar (işçi öğretmen) olarak değil, (kadrolu öğretmen) olarak ders anlatmak istiyorlar. Sayın Bakan, onların bu sesine kulak vermeliydi, onları duymalıydı ama maalesef seslerine kulak vermedi, onları duymazlıktan geldi. Hepsi de Eğitim Fakültesi mezunu olan bu öğretmenler; KPSS, mülakat, güvenlik soruşturması… Bütün bu şartları yerine getirdiler ve 4 yıldır çalışıyorlar, onlar gelecek güvencesi istiyorlardı. Dört bin öğretmene kadro vermek mali açıdan devlete çok büyük bir yük getirmezdi ancak onların omuzlarına daha motive bir şekilde çalışmanın azmini yüklerdi. Onlar öğretmen olarak kabul edilmeyip, ‘öğretici’ adıyla anılmak istemiyorlar. Savaş mağduru çocuklara fedakarca eğitim veriyorlar. Öğretmen unvanını almalarının zamanı gelmedi mi?” demişti.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.