Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, ''Türk modernleşmesi hızla ilerliyor. Bundan 30 sene önce Türkiye’nin şehirlerinde yaşayanların oranı yaklaşık yüzde 30’du, bugün tablo tersine dönmüştür. Türkiye 30 yıl içerisinde tarımsal bir toplumdan modern topluma doğru demografik olarak büyük bir mesafe kaydetmiştir. Modernleşme aynı zamanda meslekleşme ve endüstriyel üretim demektir. Bu ise aynı zamanda eğitimi gerektirmektedir, eğitim organizasyonlarını, eğitim süreçlerini farklılaştırarak ileriye taşıyan bir süreçtir. Bizim modernleşme sürecimizdeki meslekleşme, mesleklerin niteliksel derinlik kazanması, fonsiyonel farklılaşmaları icra edecek hüviyetlere kavuşması fevkalade önemlidir. AB ile yapılan projelerin önemli bir kısmı eğitimle ilgilidir ve meslekleşmeyi fonksiyonel hale getirecek, nitelikler kazandıracak bir eğitimdir. Bunun daha önemli hale gelmesi ise mesleki farklılaşmayı doğrudan doğruya istihdamla buluşturmaktır. İstihdamın artması, istihdama verilecek eğitim destekleriyle birlikte istihdamın daha nitelikli iş bölümüne doğru evrilmesi Türk modernleşmesinin daha ileriye taşınmasına katkı yapacaktır. Bunun özellikle üniversitelerle, çeşitli eğitim kurumlarıyla işbirliği halinde geliştirilmesi ise bizim bilimsel-teknolojik değişim hızımızı modernleşmeyle bütünleştirecek, modernleşmeyi ivmelendirecek bir etki yaratacaktır. Sürdürülen bu işbirliği kapsamındaki projelerin Türkiye’ye ve insanımıza, insan gücümüze hatta yarınlarımıza değer katacak girişimler olduğunu düşünüyorum.
Özellikle doğrudan doğruya istihdam içinde eğitim odaklı projeler, işgücüne katkı yapacak projeler programımızın içerisindedir. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da, İzmir’de başlayan önümüzdeki günlerde Kayseri’de, Konya’da ve Türkiye’nin birçok bölgesinde uygulamaya koyacağımız programlarda bu işbirliğinin somut, elde tutulabilir, istihdam yaratıcı etkileriyle Türk toplumunu bir araya getireceğiz. Dolayısıyla bu projeleri soyut, sadece eğitim ortamında gerçekleştirilen faaliyetler olmaktan çıkarıp elle tutulabilir neticeleri olan projelere dönüştüreceğiz. Yapılacak daha çok iş vardır. Bu işbirliklerini geliştirmek, derinleştirmek, bu fonları doğru kullanmak, bunların üretime, istihdama dönük somut neticeler kazanmasını sağlamak hem Avrupa Delegasyonunun programlar hedefiyle hem de Türkiye’nin modernleşme sürecindeki gelişme yönelimiyle tutarlı bir şekilde yönetildiği zaman olumlu neticeler ortaya çıkacaktır. Türkiye’nin bu konudaki organizasyonu olan AB otoritesinin yaptığı çalışmaları çok önemsiyorum ve bunların ülkemize değer katacağına inanıyorum.
Sayın Cumhurbaşkanımızın girişimiyle tahıl krizinin çözülmesi başlı başına büyük bir meselenin çözümüne yönelik tavırdır. İnsanların sorunlarının çözülmesi, savaşın ortadan kaldırılması, savaşa giden sebeplerin bir bir hizaya gelerek çözüme kavuşturulması başlı başına değerli faaliyetlerdir ve Türk Devlet Başkanının burada sorun çözücü noktada bulunması Türkiye’nin tarihsel kimliğiyle de uyumlu davranışlardır. Biz bütün bu gelişmeler içerisinde barıştan, demokrasiden yana, teröre ve insanlık düşmanlığına karşı bir yerde duruyoruz. Burada Türkiye’nin iç enerjisini, potansiyelini harekete geçirmek, üzerinde konuştuğumuz projelerle daha da zenginleştirmek durumundayız. Bunu gerçekleştirdiğimiz zaman Türkiye’nin barış kurucu rolünün daha da büyüyeceğine inanıyorum. Bu vesileyle projelere katkıda bulunan paydaşlarımıza, sosyal ortaklarımıza, işveren sendikalarımıza, esnaf örgütlerimizin katkılarına, kamu kuruluşlarımıza, sosyal politikalar kurulumuza ve tüm katılımcılara teşekkür ediyorum, birlikte çözüm üretmek kolaydır.'' dedi.