Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, ''Bugüne kadar mali disiplinden hiçbir zaman taviz vermedik, vermeyeceğiz. 2022 yılı bütçe hedef ve tahminleri 2021 yılının ikinci yarısındaki makroekonomik görünümden hareketle belirlenmişti. Ancak, dünyada hızla yükselen enflasyon, tedarik zincirleri ve lojistik alanındaki sıkıntılar, emtia fiyatlarındaki rekor seviyeler ile jeopolitik gerginlikler, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de makroekonomik görünüm ve varsayımlarda değişimlere yol açmıştır. Söz konusu gelişmeleri de hesaba katarak bütçemizdeki gelir tahminimizi ve ödenekleri artırıyor, vatandaşlarımızı odağına alan bir ek bütçe teklifi ile huzurlarınıza gelmiş bulunuyoruz.
Dünya ekonomik, siyasi ve insani alanlarda büyük belirsizlikler ve risklerle karşı karşıya. Enflasyon bugün dünya ekonomisinin bir numaralı sorunu ve birçok ülkede son 40 yılın en yüksek seviyelerine ulaşmış durumda. Örneğin, enflasyon ABD’de 1981 yılı Aralık ayından bu yana, Birleşik Krallık’ta ise 1982 yılından bu yana en yüksek düzeyine çıkmıştır.
Almanya’da ise enflasyonda dünyada petrol şokunun yaşandığı 1973-74 dönemindeki seviyeler görülmüştür. Tedarik sıkıntıları ve lojistik problemleri halen mevcut. Emtia fiyatları yüksek seyrini sürdürüyor. Rusya’ya uygulanan yaptırımlar nedeniyle enerji ve gıda fiyatlarına ilişkin fiyat baskıları devam ediyor.
Petrol fiyatları 2020 yılındaki ortalama 43 dolar seviyesinden yaklaşık 3 katına çıkarak bugün 117 dolar düzeyine yükseldi. Avrupa doğalgaz fiyatları ise 2020 yılındaki ortalama 9,6 avro seviyesinden yaklaşık 12 kat artarak bugün 127 avro düzeyine ulaştı. Söz konusu rakamlar dünyada önemli bir enerji krizinin yaşandığına işaret ediyor.
Türkiye’nin son 20 yıllık dönemde ulaştırma, sağlık ve sanayi altyapısından eğitime, ihracatta ürün ve pazar çeşitliliğinden insan kaynağına, kamu maliyesinden enerji yatırımlarına ve girişimcilik ekosistemine kadar birçok alanda önemli bir dönüşüm geçirdiğini hatırlatan Nebati, “2002-2021 döneminde havalimanı sayısını 26’dan 59’a, bölünmüş yol ve otoyol uzunluğunu 7 bin 815 km’den 32 bin 62 km’ye çıkardık. Bin 213 km uzunluğunda hızlı tren ağı oluşturduk. Tünel, köprü ve viyadük uzunluğunu 361 km’den bin 374 km’ye çıkardık.
Organize Sanayi Bölgesi sayısını yüzde 70’ten fazla artırdık, 336’ya yükselttik. Üniversite sayısını yaklaşık üç kat artırdık, 207’ye çıkardık. Yenilenebilir enerjinin toplam kurulu güç içerisindeki payını yüzde 38’den yüzde 54 seviyesine yükselttik. 2002 yılında savunma sanayinde yüzde 80 dışa bağımlılık oranı ile yürüttüğümüz proje sayısı 66 iken, 2021 yılında proje sayısını yüzde 65’in üzerinde yerlilik oranına ulaşarak 793’e yükselttik. Hastane sayısını yüzde 39’dan fazla artırdık, nitelikli yatak sayısını 8 kattan fazla artırdık.
Deyim yerindeyse birçok ülkenin tel tel döküldüğü pandemi sürecinde, yeniden yapılandırdığımız ve modernize ettiğimiz sağlık altyapımız bizim böylesine büyük bir şok karşısında ne kadar dayanıklı olduğumuzu göstermiştir. Ülkemiz dış ilişkilerde de yeni bir atılım dönemindedir. Uyguladığımız ‘Girişimci ve İnsani Dış Politika’ anlayışı, ülkemizi sahada ve masada güçlü kılmaktadır. 2002 yılında 163 olan dış temsilcilik sayımız, bugün itibarıyla 253’e ulaşmış olup, ülkemiz böylece dünyada en geniş diplomatik temsil ağına sahip beşinci ülke konumuna ulaşmıştır.
Ekonomimiz ilk çeyrekte yüzde 7,3 büyümüş, büyümeye iç talebin katkısı 3,9 puan, dış talebin katkısı ise 3,5 puan olmuştur. Üretim kapasitesini ve büyüme potansiyelimizi yukarı çeken makine teçhizat yatırımları 2019 yılının son çeyreğinden itibaren on çeyrektir kesintisiz büyümektedir. Öncü göstergeler ekonomik aktivitedeki olumlu görünümün devam ettiğine işaret etmektedir.
İhracatçılarımızın küresel riskleri fırsata çevirme kabiliyeti ve girişimciliği sayesinde ihracatımız son 21 ayın 19'unda aylık bazda rekor kırdı. 2022 yılı Mayıs ayında ihracatımız yıllık 242,6 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Bugün Türkiye ihracatta hem ülke hem ürün çeşitliliğini sürekli artırmaktadır. Hâlihazırda 1 milyar doların üzerinde ihracat yaptığımız ürün sayısı 2002’de 9 iken 51’e; ülke sayısı da 2002’de 8 iken, 49’a yükselmiştir.
Diğer yandan, 2021 yılında ülkemiz turizmde dünyadan aldığı payı yüzde 2,8’e çıkarmıştır. Bugün turizm gelirleri salgın öncesi seviyelerine oldukça yaklaşmıştır. Başta enerji olmak üzere artan küresel emtia fiyatları ithalatımızın yüksek seyretmesinde ana belirleyici olmuştur. Neticede, 2021 yılında 13,7 milyar dolara gerileyen cari işlemler açığı, Nisan ayı itibarıyla yıllık 25,7 milyar dolar olmuştur. Ancak, enerji hariç değerlendirildiğinde cari işlemler dengesi Nisan ayında yıllık 35,2 milyar dolar fazla vermiştir. Bu sonuç Türkiye Ekonomi Modelinin somut çıktısıdır.
Toplam istihdamımız 2022 Nisan ayı itibarıyla 30,4 milyon kişiye ulaşmıştır. Salgının derinden hissedildiği 2020 yılı Nisan ayına göre ise oluşturduğumuz ilave istihdam 5 milyon kişiyi aşmıştır. Türkiye, OECD üyeleri arasında salgın öncesi döneme göre en fazla istihdam artışı sağlayan ülke olmuştur.
Ülkemizde de başta döviz kurunun etkisi olmak üzere fiyatlama davranışlarındaki bozulmalar enflasyonu olumsuz etkilemiştir. Ülke olarak geçmişte enflasyondan çok çektik. İktidara geldiğimiz andan itibaren enflasyonla mücadele ettik ve başarıya ulaştık. Enflasyonun olumsuz etkilerinin farkındayız. Enflasyonla mücadele konusunda gerekli tecrübe ve donanıma sahibiz, mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz ve enflasyonu kısa süre içerisinde düşürmeyi yine biz başaracağız. Bu süreçte vatandaşlarımızın fiyat artışlarından daha az etkilenmesi için azami çabayı gösteriyoruz.
Bu kapsamda; hane halkının tüketim sepetinde önemli yer tutan gıda, temizlik, hijyen malzemeleri gibi ürünlerde, yeme-içme hizmetlerinin tamamında, meskenlerde kullanılan elektrikte, çiftçimizin sulamada kullandığı elektrikte KDV indirimi yaptık. Kamu tarafından yönetilen/yönlendirilen fiyatlar aracılığıyla halkımız üzerindeki enflasyonist baskıları azaltıcı tedbirler aldık. Enerji fiyatlarındaki yüksek artışlara rağmen elektrik ve doğalgazda çok önemli tutarlara ulaşan sübvansiyonlar ile vatandaşlarımızı ve sanayicilerimizi destekledik.
2022 yılının ilk 5 ayında da meskenlerde kullanılan doğalgazı yüzde 81 oranında sübvanse ettik. 2023 yılının ilk çeyreğinden itibaren kendi doğalgazımızı inşallah hanelere ulaştıracağız. Bundan sonra da enerji kaynaklı fiyat artışlarına karşı daha korunaklı hale geleceğiz. Kira artışlarını yüzde 25 ile sınırlayarak vatandaşlarımızı yüksek fiyat artışlarından koruma yönünde destekleyici bir adım daha attık.
Ayrıca bazı stratejik ürünlere yönelik ihracat kaynaklı fiyat artışlarını önlemek için dış ticaret tedbirlerini devreye aldık. Tüm bu adımlar çerçevesinde, Devlet olarak 2022 yılında 241 milyar lira vergi gelirinden vazgeçiyoruz. Tam bu noktada, bir hususu açıklığa kavuşturmak istiyorum. 2022 yılı Bütçe Kanununda yatırımı, üretimi, tarımı, istihdamı, esnafımızı, çiftçimizi, hülasa tüm vatandaşlarımızı desteklemek amacıyla vergi kanunlarımızda düzenlenen istisna, muafiyet ve indirimlerin maliyetini gösteren 336 milyar lira vergi harcaması öngördük. Yaptığımız bu ek bütçede bunları azaltan herhangi bir düzenleme yok, esasen gündemimizde böyle bir plan da yok'' dedi.
Bloomberg'in sorularını yanıtlayan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, ''Etkisini gördük. Burada firma sayısından ve belirlenen rakamdan ziyade etkisi ve verdiği mesaj önemli. Biz, piyasada ne oluyor ne bitiyor her şeyin farkındayız ve diyoruz ki, paralarını alıp gidip bu parayla döviz alma. Aldığımız bütün kararlar daimi kararlar değil. Hepsi geçici. Dövizle işiniz yok, TL ile iş yapın diyoruz.'' dedi.