Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, ''Salgın sonrası dönemde küresel ekonomik aktivitedeki toparlanma neticesinde enflasyonun gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerde etkili olduğuna birlikte şahit oluyoruz.
Bu süreçte ülkemizde de özellikle enerji ve diğer emtia fiyatları kaynaklı baskıların etkili olduğunu ve şubat ayında yıllık Tüketici Fiyat Endeksinin (TÜFE) yüzde 54,44'e, Üretici Fiyat Endeksinin (ÜFE) ise yüzde 105,01'e ulaştığını görüyoruz.
Enflasyonla kararlı bir şekilde mücadele ettiğimizi yakın zamanda gıda ürünlerinde ve elektrikte yaptığımız katma değer vergisi (KDV) indirimleri ile gösterdik. Ayrıca diğer bakanlıklarımız ile iş birliği içerisinde fahiş fiyat uygulayan işletmelerin denetlenmesine ve gerekli yaptırımların uygulanmasına yönelik faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz.
Önümüzdeki dönemde mali disiplin içerisinde enflasyon ile mücadeleyi sürdürmekte kararlıyız. Enflasyon karşısında yaşadığımız zorluklarda takılı kalıp hadiseyi sonsuza dek sürecek gibi görmek, bizim bakış açımızda yer almamaktadır. Döviz kurunu kapsamlı ve yenilikçi metotlar ile düşürdüğümüz gibi enflasyonu da önümüzdeki dönemde düşüreceğiz. 2023 Haziran seçimlerine de tek haneli bir enflasyon rakamı ile gireceğiz. Unutmayalım ki gerçekten her zorlukla beraber bir kolaylık vardır.'' dedi.
ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, Ukrayna'nın işgali gerçekleşmeden önce aklımızda olan çizgide ilerlemeye devam etmemizin uygun olacağını düşünüyorum. Bu, mart toplantısında faiz oranlarını yükseltmek ve yıl boyunca devam etmek.'' demişti.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, ''Makine-teçhizat yatırımlarındaki kuvvetli seyrin 2021 yılında da sürmesi, üretim ve ihracat potansiyelimizin güçlendiğine işaret etmektedir. 2021 yılını yüksek ve dengeli büyüme performansının yanı sıra görece düşük bir cari açık ve önemli ölçüde düşen bir işsizlik oranıyla tamamladık. Yatırımlara, üretime ve ihracata odaklanan Türkiye Ekonomi Modeli ile yüksek istihdam sağlayarak katma değerli büyüme performansı göstereceğiz. Bu kapsamda 2022 yılının ilk çeyreğine ilişkin göstergeler, büyümede olumlu görünümün süreceğine işaret ediyor.
Türkiye ekonomisi tarihsel bir perspektiften incelendiğinde özellikle bölgemizde yaşanan jeopolitik gelişmelerin diğer ülkeler gibi Türkiye ekonomisini de etkilediği görülmektedir. İki ülke ile olan ticari ve turizm ilişkilerimiz ile müteahhitlik hizmetlerimizin boyutu dikkate alındığında bu gelişmenin ülkemize etkisi daha da önem kazanmaktadır.
Söz konusu iki ülkenin ihracatımızda payı yüzde 3,9 iken, ithalatımızdaki payı yüzde 12,4'tür. Turizm açısından değerlendirildiğinde ise Rusya ve Ukrayna'dan ülkemize gelen ziyaretçilerin sayısının toplam yabancı ziyaretçi içindeki payı salgın öncesinde yaklaşık yüzde 19 iken geçtiğimiz yıl yüzde 27’yi aşmıştır. Enerji ithalatçısı olan ülkemiz için petrol ve doğal gaz başta olmak üzere enerji fiyatlarının yükselmesi ve diğer emtia fiyatlarındaki artışın cari işlemler dengesi ve enflasyon üzerinde olumsuz etkileri olmaktadır. 2021 verilerine göre Türk müteahhitlik firmalarınca yurt dışında üstlenilen projelerin ülkelere göre dağılımında Rusya yüzde 36,4’lük oran ile birinci sırada, Ukrayna ise yüzde 5,2 pay ile dördüncü sırada yer almıştır.
En büyük kazanımlarımızdan biri de uluslararası mal ve hizmet ticaretinde pek çok alanda pazar ve ürün çeşitliliği sağlamış olmamızdır. Bu sayede küresel ekonomik kriz ve küresel salgın dahil olmak üzere bugüne kadar birçok şoku bertaraf etme kabiliyetini gösterdik. Bu yönüyle de gelişmiş ekonomiler dahil olmak üzere ekonomimiz pek çok ülkeden olumlu yönde ayrışmıştır. Elbette arzu etmediğimiz bu jeopolitik gerginliğin ekonomimiz üzerindeki etkisinde savaşın süresi ve boyutu önem taşımaktadır. Bu savaşın en kısa zamanda sona ermesi en büyük dileğimiz. Sadece ülkemiz açısından değil, yaşadığımız bölgede refahın artması için en önemli şey barış ve huzur ikliminin hakim olmasıdır. Bu, hepimizin faydasınadır.
Enflasyonla mücadelenin en önemli politika önceliklerimizden olduğunun özellikle altını çizmek istiyorum. Bu konudaki kararlılığımızı sonuna kadar koruyoruz. Bu çerçevede geçtiğimiz sene attığımız adımları ve devreye aldığımız önlemleri bu sene de sürdürüyoruz. Enflasyonla kararlı bir şekilde mücadele ettiğimizi yakın zamanda gerçekleştirdiğimiz temel gıda ürünlerinde ve elektrikte yapılan KDV indirimleriyle gösterdik. Attığımız bu adımları tamamlayacak şekilde enflasyonla mücadeleyi önceleyen bütüncül bakış açımızı önümüzdeki dönemde de korumaya ve sürdürmeye kararlıyız.
Rekabeti ve başta enerji olmak üzere kaynak kullanımında verimliliği artırıcı politikaların hayata geçirilmesiyle enflasyonun düşürüleceğine inancımız tamdır. Bu noktada Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tüm bakanlıklarımızla kararlı duruşumuzu sürdüreceğimizi ve gereken tüm adımları alacağımızı tekrar ifade etmek istiyorum.
Vatandaşlarımızın büyük ilgi gösterdiği bu ürün, döviz kurlarında sağlanan istikrarda önemli bir katkı sağlamıştır. 3 Mart itibarıyla 843 bini gerçek ve 27 bini tüzel kişi olmak üzere KKM hesaplarına dahil olanların sayısı toplamda 870 bine, KKM hesaplarındaki toplam tutar da 535 milyar liraya ulaşmıştır. Bu tutarın yüzde 58'i yani 308 milyar lirası TCMB kapsamında dönüşümlerden, yüzde 42'si yani 227 milyar lirası Hazine kapsamındaki dönüşümlerden oluşmaktadır. TCMB kapsamında tüzel kişilerin payı 229 milyar lira ile yüzde 74, gerçek kişilerin payı da 79 milyar lira ile yüzde 26 seviyesindedir.
Vatandaşlarımız finansal sisteme dahil ettikleri fiziki altınlarını istedikleri zaman fiziki olarak tekrar geri alabileceklerdir. Dünya ekonomileri içerisinde önemli bir konuma sahip olan ülkemizin tasarruf miktarını artırabilmek için büyük katkı sağlayacağını düşündüğümüz bu sisteme tüm vatandaşlarımızın dahil olmasını temenni ediyorum.'' dedi.