Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Ülkemizin dört bir yanında kimi kendi vatandaşlarımız, kimi uluslararası yatırımcılar tarafından yürütülen yüzlerce dev yatırımı yakından takip ediyoruz. Türkiye'nin kurtuluşunu, küresel çıkar odaklarının güdümündeki reçetelerle değil kendi kaynaklarını harekete geçirecek yatırımlarla istihdamda, üretimde, cari fazlalığıyla görüyoruz.
Ülkemizi 19 yıldır hakka, hakikate hakkaniyete dayalı bir demokrasi ve kalkınma anlayışıyla yönetiyoruz. Türkiye'de bu kavramlardan nasibini almamış bir zihniyet hep olmuştur, bundan sonra da olacaktır. Tek parti faşizmi ile başlayıp, darbe ve vesayet dönemiyle süren, dışarıdan aldığı destekle kendini milli iradenin üstünde gören, gerektiğinde terör örgütleri ve her türlü şer şebekesiyle işbirliği yapan bu zihniyet milletimizin izanına çarpmıştır.
Bu zihniyet ekonomide yaşanan değişimi aynı sinsilikle mecrasından saptırmaya başlıyor. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme. Hedef bu. Bu zihniyet yüksek faizle ekonomiyi soğutmak, küçültmek ve istihdamı azaltmak istiyor. Türkiye siyasi, sosyal, ekonomik, askeri her alanda bölgesel ve küresel güç haline gelsin diyoruz, bu zihniyet ülkemizin siyasi ve ekonomik iddialarından vazgeçirerek eskiye döndürmek istiyor.
Gelişmiş ülkeler 2008 finans krizine girdiğinde birileri felaket senaryoları yazmaya başlamıştı. Biz bu krizin Türkiye'yi teğet geçeceğini söylediğimizde birileri bunu istihza ile karşılamıştı. Salgın döneminde de yine benzer bir tablo ile karşı karşıya kaldık. Biz yüzde 1,8 oranında büyüme kaydettik. Bu yılki büyüme oranımız çoğunluğu sanayi üretimine ve ihracatımıza dayalı olarak çift haneli rakama doğru gidiyoruz. Önümüzde zorluklar yok mu? Elbette var. Dünyadaki enerji ve gıda fiyat yükselişleri bir süre sonra bu da dengeye oturacak.
Gelişmiş ülkelerdeki üretici fiyatları ile tüketici fiyat enflasyonları arasındaki büyük fark, bu ekonomileri bir süre daha sarsmayı sürdürecektir. Bu tablo bize ülkemizin üretim ve ihracat konusundaki hedeflerine ulaştırması için ihtiyacımız olan zamanı da kazandıracak. Düşük faiz ve dengeli kur ile üretim ve istihdamı adım adım daha iyiye kavuşturacağız.
Biz ne yaptığımızı, nasıl yapacağımızı, nereye gideceğimizi, ne elde edeceğimizi biliyoruz. Milletimizden bize güvenmesini ve sabırlı olmasını istiyoruz. Türkiye'nin defalarca teşebbüs ettiği, her seferinde yarım kalan büyük kalkınma hamlesinin önü inşallah bu defa kesilemeyecektir.
Geçmişte Türkiye hep başkalarının reçeteleriyle sıkıntıları çözmeye çalışmıştır. Bu defa dünyadan ve kendimizden çıkardığımız dersler ışığında, bilimin, aklın, gayretin, inancın desteğiyle kendi hikayemizi yazıyoruz. Güçlü bir altyapı, kamu düzeni, kamu maliyesi, özel sektör, nitelikli insan kaynağı ve güçlü bir azim eşliğinde hayata geçiriyoruz.
Türkiye geçtiğimiz 19 yılda toplamda 14 trilyon dolara yakın milli gelir üretmiş, bunun da dörtte birini yatırıma kullanmış bir ülke olarak hedeflerine ulaşabilecek imkana, kapasiteye sahiptir. Amacımız kalıcı üretim, kalıcı istihdam, kalıcı refah sağlamaktır. Bu süreçte ödediğimiz bedeller elde edeceğimiz kazançlar yanında çok küçük kalacaktır. Kamu işçileri ve memurların maaşlarında yapılan artışların ardından asgari ücret düzenlemesinde aynı anlayışla hareket ediyoruz.
Sosyal devlet ve sosyal yardım politikalarıyla hiç kimseyi sahipsiz bırakmadık. Küçük ve orta ölçekli işletmelerimize yönelik ilave istihdama destek paketiyle, imalata dayalı ithal ikamesi destek paketinin müjdesini paylaşmıştık. Bugün de esnaf kredilerine, hazine faiz desteği ile ilgili bazı bilgileri paylaşmak istiyorum.
Esnafımızı yükselen faizlerin yükünden koruduk. Bu kapsamda 2021 yılında kullanılan 60 milyar liralık esnaf kredisinin 5.2 milyarlık faiz yükünü Hazine üstlenmiştir. Esnafımızın ilave yük altına girmeden işini, gücünü devam ettirmesini sağlamış olacağız. Tasarruf sahiplerinin mevduatlarını Türk Lirasında tutmak için indirimli uygulamayı uzatmıştık. Vatandaşlarımıza ayda 1.7 milyar lira katkı sağlayan indirimli stopaj uygulamasını Mart ayı sonuna kadar devam ettirme kararı aldık.
Ülkemizde bu yıl yaşanan kuraklık nedeniyle buğday, arpa, çavdar, yulaf, nohut ve mercimek üreticilerimiz verim kaybına uğradı. Zarar gören 651 bin üreticimize toplamda 2.6 milyar lira Aralık ayının ikinci yarısında çiftçilerimizin hesaplarına yatırıyoruz.
Yeni hasat sezonunda destekleme politikalarımızı girdi fiyatlarında yaşanan yükselişleri dikkate alarak belirleyeceğiz. Tüm vatandaşlarımız gibi çiftçilerimizin de mağduriyetine meydan vermeyeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Farklı kesimlere yönelik ilave destek programlarımızı kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceğiz.
Avrupa'da yeniden yükselişe geçen ülkemizde kontrol altında seyrini sürdürüyor. Salgının hayatımız üzerindeki olumsuz etkilerini ortadan kaldırana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Önümüzdeki günlerde farklı kesimlerle ilave destek programlarımızı paylaşmayı sürdüreceğiz.
Özellikle fahiş fiyat artışları konusundaki her şikayeti dinliyor, her sıkıntıyı ciddiyetle takip ediyoruz. Tüm bakanlık, kurum, belediyelerimize talimat veriyorum. Girdi maliyetlerindeki, kurlardaki yükselişlerle izah edilemeyecek fiyat artışı yapan bilhassa stokçuluk yapan hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmayacak.
Böyle ağır bir suç işleyen herkesin yakasına yapışılacaktır. Fırsatçılık peşinde koşanları ne millet, ne tarih ne de devlet affeder. Bu konunun serbest piyasa ekonomisiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Serbest piyasa ekonomisi, kuralsızlık, başıboşluk, vicdansızlık ve ahlaksızlık değildir. Dünyanın her yerinde de serbest piyasa ekonomisi bu şekilde işler. Hükümet olarak aşırı fiyat yükselterek, stokçuluk yaparak piyasayı zehirleyenlere karşı sonuna kadar mücadele etmekte kararlıyız.
Bizim hiç kimsenin kazancında gözümüz yoktur, karşı çıktığımız tek şey sömürüdür. Bu sömürü emek üzerinden, mal ve emek çzerinden, para üzerinden yapılsa da karşıyız. Vatandaşlarımız, üreticilerimiz, sanayicilerimiz, çalışanlarımız kazansın velhasıl ülkemiz ve milletimiz hep beraber kazansın ki, hedeflediğimiz refah düzeyine ulaşabilelim."
Bu vesile ile bankada, yastık altında, kasasında parası, özellikle de dövizi bulunan birey ve kurumlara çağrı yapmak istiyorum. Yatırım, istihndam, üretim, ihracat temelleri üzerine inşa ettiğimiz yeni ekonomi politikamız eşliğinde yatırım yapmalarını diliyorum. Helal ve istikrarlı getiri inşallah nesiller boyu devam edecektir. Salgınla birlikte yeniden yapılanan küresel ekonomik sistemde yıldızı parlayan ülkelerin en başında Türkiye var.
Bunun için ülkemizin potansiyelini tam manasıyla harekete geçirmemiz gerekiyor. Kendimiz ve evlatlarımız için vaktimizi, enerjimizi ve imkanlarımızı asıl teksif etmemiz yer burasıdır. Döviz, altın ve Türk Lirası cinsinden tasarrufu bulunanların bu büyük atılıma katılmaları halinde ülkemiz dünyanın en büyük 10 ekonomisi seviyesine ulaşacaktır.
Ülkemizdeki fiyat artışı sorununun arzdaki bozulmadan değil, girdi fiyatlarındaki belirsizlik ile aç gözlülükten kaynaklandığını biliyor ve tedbirleri alıyoruz. Milletimizden bu tarihi mücadelede bize destek vermesini bekliyoruz. Haksız kazanç hırsınız ihtisarına kapılarak önümüzdeki bubüyük fırsatı kaçırırsak yarın evlatlarımızın yüzüne bakamayız.
Cumhuriyetimizi kurarken sadece topraklarımızı değil siyasi ve ekonomik istiklalimizi boyunduruktan kurtarmak için yola çıkmıştık .Bugün bu büyük yürüyüşün önemli ve yeni safhasındayız. Tarihimizde yeni bir sayfa açmanın eşiğindeyiz. İnşallah bu onurlu başarının altına hep birlikte imza atacağız. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum, kalın sağlıcakla." dedi.