Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, ''Bizim kadim medeniyetimizde kadınlar da üretim ve ticarette önemli bir yere sahip olmuşlardır. Bunun en güzel örneği Peygamber Efendimizin eşi Hazreti Hatice'nin ticaretle uğraşmasıdır. Bizler, kadınlarımızın sosyal ve ekonomik hayata katkı ve katılımlarına gerçekten önem veriyor, bunu daha ileriye taşımak için yoğun bir gayret sarf ediyoruz. Ancak elbette kadını, sosyal, kültürel, fıtri bütün bağlarından kopararak salt ekonomik bir özne olarak da kesinlikle görmüyoruz. Kadınlarımızın annelik yaparken gösterdiği muazzam özveri ve aile hayatı içindeki üretken konumu, asla küçümsenemez, değersizleştirilemez. Öte yandan, dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olma hedefimizin gerçekleşmesi yolunda, kadınlarımızın ekonomimize giderek artan oranda katkılar sunmaya devam edeceklerine gönülden inanıyorum.
İktidara geldiğimizde yüzde 27,9 seviyesinde olan kadınların iş gücüne katılım oranı bugün yüzde 34,9 seviyesine yükselmiş durumda ancak bu rakamları elbette yeterli bulmuyoruz. İş gücüne katılım oranının, eğitim düzeyiyle yakından ilişkili olduğunu da görüyoruz, farkındayız. Nitekim yükseköğretim mezunu kadınlarımızın iş gücüne katılım oranı yüzde 70'ler seviyesinde. Dolayısıyla, kadınların iş gücüne katılımını artırma hedefimiz çerçevesinde odak noktamız eğitime çok önemli bir yer veriyoruz. Bu yüzden de kız çocuklarımızın eğitimine çok özel önem atfediyoruz. 2002-2003 döneminde yüzde 91,9 olan kız çocuklarımızın ilköğretimdeki brüt okullaşma oranını bugün yüzde 97'ye yükselttik. Yüksek öğrenime erişimi kolaylaştırmak amacıyla üniversitelerimizin sayısını 200'ün üzerine çıkardık. Çok şükür bugünün Türkiye'sinde artık her ilimizde üniversite, her üniversitemizde kız öğrencilerimiz, üniversite hayatına, akademi dünyasına çok önemli katkılar sağlıyorlar.
Halkbank daha da koşacak, yol açacak, sizin önünüzdeki tüm engelleri kaldıracak. Engel varsa, bizi çağıracak kadınlarımızın önünde engel olanın engelini kaldıracağız. Baktık gücümüz yetmiyor, arkamızda Recep Tayyip Erdoğan gibi bir liderimiz var, hiç merak etmeyin. Pozitif ayrımcılık devam. Kadınlar başımızın tacı, gönlümüzün ilacı. Üretecekler, ticaret yapacaklar, kazanacaklar, vergi ödeyecekler, biz onlarsız yapamayız. Hep beraber sizlerle yolculuk çok daha iyi oluyor.
Dayanışmanın, yardımlaşmanın, birlikte üretmenin sağladığı özgüvene, güce ve birliktelik ruhuna inanıyoruz. Dayanışma ve iş birliğini, yalnızca kar amacı güden, duygusuz bir makinenin birbirini döndüren çarkları olarak değil, duygu yüklü, capcanlı bir organik yapının azimle, arzuyla, yüce bir ruhla birbiri için çalışan unsurları olarak tanımlıyoruz. Türkiye'de hepimizin aynı gemide olduğunu da unutmuyoruz. Hızımız, gücümüz, üretimimiz, hayallerimiz ortak. Biz bir bütünüz. Bu yüzden, toplumun tüm unsurlarını dayanışma çerçevesinde yaşayan bir organizma olarak düşünmek, ona göre hareket etmek durumundayız. Bunu birlikte başaracağız. İşte bu organik ve yaşayan bütünün en değerli parçalarından biri de kadın kooperatifleridir.
Birbirini tekrarlayan, üretim ve pazarlama konularında yeterliliği olmayan kooperatifler yerine, yerel ürünlerini ve imkanlarını iyi tanıyan temsil kapasitesi yüksek, üretim ve pazarlama ağları kuvvetli kadın kooperatiflerine ihtiyacımız var. İşte bu hedefle çıktığımız yolda Halkbank bir yandan yeni kurulan kooperatiflere finansman desteği sağlarken, mevcut kooperatiflere de en uygun faiz oranıyla kredi imkanı sağlıyor. Ayrıca, kooperatiflerimizin gelişmesi amacıyla ihtiyaçları olan eğitimler düzenleniyor ve ürünlerini tanıtıp satabilmeleri için iş ağlarını geliştirmek üzere çeşitli destekler sağlanıyor. Tüm bu eforun amacı, öncelikle 81 ilde 81 Marka Kooperatifini çıkarmaktır.
Ülkemizdeki 973 ilçemizin her birine taşıyarak 2023 yılında 1000 marka kooperatifimizi 1 milyar doları aşan ihracat yapabilen bir konuma getirmeyi hedefliyoruz. Ulaşılması zor olmayan, altyapısı hazır, üzerinde ilerlemeye başladığımız bir yol. İnşallah bu hedefimizi yakalayıp zamanla çok daha da üzerine çıkacağız. Bizim hedeflerimiz yapılabilecek, yakalanabilecek hedefler. 2023 vizyon hedefimiz vardı, geliyor mu? İnşallah 300 milyar dolarla yakalayacağız seneye. Sonra 2023'te 2053'ün kapısını açacağız. Türkiye ihracatla üretimle imalatla büyüyor istihdam yaratıyor. İşler, çarklar dönüyor. Bu çarklara kadın eli değdikçe bereketleniyor. Allah bereketinizi daim kılsın.
Bireysel yatırımcılarımız bundan faydalanabilir. Buna yönelik talepleri 15 Haziran'dan itibaren almaya başladık ve 22 Haziran'a kadar talep toplama süreci devam edecek. Şu anda da talepler çok iyi geliyor.
Makroekonomik ve finansal istikrarı güçlendirerek küresel değer zincirlerinde yükselmeyi hedefliyoruz. Uygulamaya aldığımız Kur Korumalı TL Mevduat ve Katılma Hesabı (KKM) ile YUVAM Hesabı gibi destekleyici alternatif enstrümanlarla finansal istikrarı sağlamlaştırdık. 2021 Aralık ayında devreye aldığımız bu yöntemle, döviz tevdiat hesaplarının toplam mevduat içindeki payı 10 puanın üzerinde azalmış, mevduatın vadesi ise iki katına çıkmıştır. KKM ayrıca döviz kuru istikrarına da katkı sağlamıştır. Bununla beraber, kamuoyundaki bazı spekülatif tartışmaların aksine bütçeye oluşturduğu maliyet de sınırlı kalmıştır. Nitekim bütçeden mart ayında 11,7 milyar lira, nisan ayında 4,6 milyar lira ve mayıs ayında 4,8 milyar lira olmak üzere toplam 21,1 milyar lira tutarında ödeme gerçekleşmiştir. Ayrıca, KKM uygulamasının bütçeye olası maliyeti Bakanlığımız tarafından farklı senaryolar dahilinde yakinen takip ediliyor.
Bu maliyetleri yayınlıyoruz, yayınlamaya devam edeceğiz. Öyle kafadan atmakla olmuyor. Maliyetlerimiz belli. İhracatçı şirketlerimizle sanayi şirketlerimiz için kurumlar vergisini 1 puan indirerek uluslararası rekabetçilik düzeyini artırıyoruz. Kredilerdeki selektif yaklaşımımızla, yatırımları desteklemeye yönelik kredileri önceliklendiriyoruz. Bu çerçevede 60 milyar lira tutarında Hazine destekli KGF paketlerini uygulamaya aldık. Şimdi bu paket tamamlandıktan sonra yeni paketleri de devreye alma zamanı geliyor. Benzer şekilde ihracatçılara ve turizm sektöründe faaliyet gösteren girişimcilere uzun vadeli finansman sağlamak üzere 150 milyar liralık bir imkanı da hayata geçirdik. Bu adımlara ilave olarak, tüketici kredilerinde yüzde 5 olarak uygulanan BSMV oranını yüzde 10'a çıkartarak kredilerin üretime yönlendirilmesini, selektif kredi politikamızı daha da pekiştirerek ilerliyoruz. Bu adımın, aynı zamanda enflasyonla mücadele sürecine de katkı sunacağını düşünüyoruz.
Tüketici kredilerinde dar gelirli vatandaşlarımıza yönelik pozitif ayrımcılık anlayışıyla hareket ediyoruz. Nitekim 50 bin liraya kadar olan kredilerde vade sürelerini azaltmadık. Önümüzdeki dönemde de mali disiplinden vazgeçmeden makroekonomik ve finansal istikrarı gözeterek vatandaşlarımızı desteklemeye devam edeceğiz. Tasarruflarını milli paramız olan Türk lirasında değerlendirmek isteyen vatandaşlarımıza yeni bazı enstrümanlar da hazırladık ve ilan ettik. Bu kapsamda, tasarladığımız GES'i bireysel yatırımcılarımıza sunuyoruz. Bireysel yatırımcılarımız bundan faydalanabilir. Buna yönelik talepleri 15 Haziran'dan itibaren almaya başladık ve 22 Haziran'a kadar talep toplama süreci devam edecek. Şu anda da talepler çok iyi geliyor.
Bütçeye aktarılan hasılat paylarına göre, merkeze alınmış olan Devlet Hava Meydanları İşletmeleri ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünden bu gelirin getiri miktarı artma potansiyeli de yüksek olma imkanı sağlayacaktır.
Bu ülke, hiçbir zorluk karşısında asla pes etmeyen insanların ülkesidir. Biz pes eder miyiz? Etmeyiz, bu ülke etmez, etmeyecek. Bugün tüm dünyada yaşanan bir dönüşüm süreci söz konusu. Küreselleşme karşısında bölgeselleşme eğilimlerinin arttığı bir dönemden geçiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın güçlü liderliğiyle üretim ekonomisi olma yolunda kararlı adımlar atan, yeni dönemde oluşan tüm fırsatları değerlendirmek isteyen bir Türkiye'miz var. Elbette hiçbir değişim ve dönüşüm süreci kolay olmaz. Bunu en iyi anlayacak kişilerin kadınlarımız olduğuna eminim. Bir anlamda ülkemizin 'doğum sancıları' diyebileceğimiz bu değişim süreci, ülkemiz ve insanımız için daha müreffeh, daha güzel yarınlara gebedir. Türkiye, mevcut potansiyelini, kararlılıkla uyguladığımız politikalar sayesinde günbegün hayata geçirerek küresel sahnedeki etkinliğini artırma yolunda ilerlemeye devam ediyor.
Bu süreçte bize çelme takmak isteyen, önümüze duvar örmek isteyen, inancımızı sorgulatarak bizi bu yoldan çevirmek isteyenler olacaktır, bekliyoruz, hiç bitmeyecek. Ancak unutmayalım ki biz, geçen yüzyılın başında, Milli Mücadele sürecinde, kadınıyla, erkeğiyle, genci, yaşlısıyla topyekun seferber olmayı bilmiş, vatanını hep birlikte savunarak zafere ulaşmış bir milletin torunlarıyız. Öyle, esen her rüzgarla savrulacak kuru bir yaprak kesinlikle değiliz. Şimdi, bu küresel dönüşüm sürecinde de benzer bir anlayışla kadınıyla erkeğiyle sanayicisi, çiftçisi, esnafı, ücretli çalışanıyla el ele verdiğimizde Türkiye'nin aşamayacağı hiçbir güçlük asla söz konusu olamaz.
Bunların tamamı 20 sene evvel sadece güzel birer hayalden ibaretti. 20 yıl öncesinin bir genci olarak söylüyorum, bu hayalleri bize kurdurmuyorlardı. Bugün, tüm bunlar bizim somut kazanımlarımızdır.
Kalbimle söylüyorum, kalbim dilime vuruyor. Sizsiz olmuyor, hep beraber yürüyeceğiz. Bizler, ülkemizin yarınları için üreten, ihracat yapan, istihdamı artıran, ülkemiz için taş taş üstüne koyan her kim varsa onun yanında olmaya ve gereken tüm desteği vermeye devam edeceğiz. Kadınlarımızın her alanda, evinde, iş yerinde, sosyal hayatta daha fazla söz sahibi olmaları için önlerini açmayı da aralıksız sürdüreceğiz. İdeallerine ulaşan, mutlu bir toplum inşa etme yolunda kadınlarımızın ülkemize, ekonomimize ve insanımıza sunacağı daha birçok katkının olacağından hiçbir şüphe duymuyorum. Her zorlukla beraber bir kolaylığın olduğuna inanarak, yolumuzu bilerek, azimle ilerlemeye devam edeceğiz. Kadınlar iyimserdir, iyimserlik rahmanidir, kötümserlik şeytanidir. Sürekli vesvese verir. Vesveseleri bir tarafa atıyoruz, yolumuza kadınlarla devam ediyoruz. Bugün, emeğiyle gayretiyle var olan, hayalleri için mücadele veren, yüreği ülkemiz, evlatlarımız için çarpan tüm kadınlarımızı tebrik ediyor, önlerinde saygıyla eğiliyorum.'' dedi.