EYT SYDD ve Marmara EYT Federasyonu Genel Başkanı Gönül Boran Özüpak, "asgari ücret artışı konusu; vakti geldiğinde her zaman ülke gündemine yerleşen ve üzerinde çok yazılıp; tartışılan bir konu olmuştur. Ülkemizdeki EN ÇOK kişinin aldığı EN AZ ücrete yapılacak olan bu artış doğal olarak hepimizi yakından ilgilendiriyor.
Pek çok konuda olduğu gibi, siyasette de yaşanan liyakat problemi, yanlış ve hatalı politikaları beraberinde getirmektedir. Bu yanlış politikalar sonucu ekonomimiz; salgın sürecinin de öncesinde dar boğaza girmişti. Bunun üzerine bir de salgının getirdiği olumsuzluklar eklenince; özellikle işçi kesiminin yaşadığı yokluk ve geçim sıkıntısı tavan yapmıştır.
Faiz politikaları ve doların engellenemeyen tırmanışı halkın alım gücünü neredeyse YOK seviyesine kadar azaltmıştır. Bunun sonucu olarak geçen yıl belirlenen Asgari Ücret, üzerinden daha bir yıl bile geçmeden açlık sınırının da altına düşerek; kelime manasından da uzaklaşmıştır.
Bugün 4 Aralık 2020, 2021 yılı Asgari Ücret artışı için ilk görüşmelerin başlayacağı ilan edilmiştir. Vatandaş olarak beklentimiz; her zaman ifade ettiğimiz gibi ‘İnsanca Yaşayabilecek’ bir artış oranının belirlenmesidir. Ancak; üzülerek takip ediyoruz ki siyasetin pruvasında halkın yaşadığı mağduriyetlere çözüm bulmaktan çok sermaye gruplarının çıkarlarını korumak daha öncelikli bir hal almıştır.
Kamuoyunda EYT olarak bilinen Emeklilikte Yaşa Takılanlar, yaratılmaya çalışılan algılarda olduğu gibi 38 değil 45-50 yaş aralığında olan bir kuşaktır. İlerlemiş yaşları nedeniyle bir işte tutunmaları zaten çok zor olan kaderdaşlarımız emeklilik hakları ellerinden hukuksuz şekilde alındığı için çalışmaya devam etmek ve ailelerini geçindirmek zorundadırlar.
Asıl olarak mesele kaynak bulma problemi değildir. Mesele kaynakları harcama tercihleridir. Bugün birbirinden iki farklı kutup olarak ayrışan siyaset; milletvekili maaşlarına zam yapılacağı zaman tek paydada buluşarak, hiçbir kaynak sorunu olacağını düşünmeden oy birliği ile zam kararı alınabilmektedir. Bunun gibi mültecilere yapılan milyarlarca dolarlık harcamalarda, sermaye gruplarına sağlanacak imtiyazlar ve teşvikler konusunda hiçbir zaman kaynak sorunu dile getirilmemektedir. Aynı şekilde devletin harcamaları konusunda kaynak tartışması yapmayı bir kenara koyalım ‘Devletin itibarından tasarruf olmaz’ söylemleri kullanılmaktadır.
Uygulanan yanlış ekonomik politikaların faturası da ‘ACI REÇETE’ söylemiyle millete kesilmek istenmektedir.
Kısacası ‘İnsanca Yaşayabilecek’ bir asgari ücret artışı için KAYNAK sorgulamasından çok TERCİH sorgulaması yapılarak en doğru sonuca ulaşılabileceği inancındayız.
Buna göre Asgari Ücretin artış oranı belirlenirken TÜİK tarafından her ay açıklanan AÇLIK SINIRININ İKİ KATI baz alınarak bir artış oranının belirlenmesi gerektiğini EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLAR SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEKLERİ olarak kamuoyuna saygılarımızla arz ederiz." dedi.