Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Tüm engellilerin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nü yürekten tebrik ediyorum. Bu anlamlı günün hayırlara vesile olmasını diliyorum. Aramızda bulunan bizlere ilham veren siz kardeşlerimi tebrik ediyorum.
Dün Tokyo 2020 Paralimpik Olimpiyat Oyunları'nda kazandıkları 15 madalyayla ülkemizi gururlandıran sporcularımızı Külliye'de ağırladık. Milletçe hepimiz farklı duygular yaşadık. Elbette tüm spor dallarındaki başarıları önemsiyoruz ama engelli sporcuların başarılarına çok farklı nazarla bakıyoruz.
Atamalarımızı yapacağımız engelli öğretmenlerimize muvaffakiyetler niyaz ediyorum. Engelli ataması toplamda 63 bin 87'ye ulaşmış bulunuyor. 2002 yılında iktidara geldiğimizde engelli memur sayısı 5 bin 777'ydi. Nereden nereye... Kim engellilerin yanındaymış, bu rakam bunu ortaya koyuyor. Kim engellilere devletin kapılarını açıyormuş, uygulama ortada.
Her biri tek başına büyük bir başarı hikayesi olan engelli öğretmenlerimizin engelleri aşmadaki mücadeleleriyle evlatlarımıza ilham kaynağı olacağına inanıyorum. Zor ve kutsal vazifelerinde yanlarında olmayı sürdüreceğiz.
Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu kısa sürede TBMM'nin takdirine sunacağız. Öğretmenlerimizi ilk kez kapsamlı, yenilikçi ve bütüncül bir meslek kanununa kavuşturacağız. Çalışmanın eğitim camiasında hüsnü kabulle karşılandığını görüyoruz.
Tüm kamu görevlilerini tehdit etmeyi alışkanlık haline getiren faşist muhalefet zihniyetine rağmen bunu Cumhur İttifakı olarak kısa sürede tamamlayacağız.
Mazisi 2200 yılı bulan bir kültüre sahibiz. Bizler aynı zamanda tarih boyunca dünya siyasetine yön vermiş, ilimde, sanatta, edebiyatta çığır açmış bir milletin mensuplarıyız. Siyasetten ekonomiye, sosyal politikalardan diplomasiye kadar adımlarımızı atarken bu kaynaklardan beslenmeye önem veriyoruz.
Nerede insanlığın hayrına bir hizmet varsa, bütün bunları alıp kendimize uyarlamaktan çekinmiyoruz. Sosyal politikalar alanında kendi birikimimizin yanı sıra insanlığın ortak hazinesinden faydalanma çabasındayız.
Engellilere yönelik politikamızda da bu anlayışla hareket ettik. Kerim devlet anlayışını günümüzün sosyal devlet ilkeleriyle yeniden bütünleştirerek yeniden yorumladık. Şimdi hiçbir vatandaşımızın dışarıda bırakılmadığı sosyal güvenlik sistemini Türkiye'ye kazandırdık. Devletimizin şefkat şemsiyesi alında dezavantajlı kesimlerden başlayarak 84 milyonu almaya çalıştık. Yardım ve ihsan yerine hak temelli politikalarla ulaşmaya gayret ettik.
2005 yılında çıkarılan Engelliler Kanunu'yla eğitimden bakıma, istihdamdan ayrımcılığa karşı engellilerin sorunlarını çözdük. 2007 yılında BM Engelli Hakları sözleşmesini imzalayan ilk ülkelerin arasında yerimizi aldık. Engellilere yönelik pozitif ayrımcılığı anayasal güvenceye kavuşturduk. Kamu kullanıma açık binaların kaldırım, yaya geçidi, park gibi alanların ve toplu taşıma ve bilişimin erişilebilir olmasını hayata geçirdik. Her ilde en az 1 merkez olacak şekilde Türkiye genelinde 128 engelsiz gündüz yaşam merkezini hizmete sunduk. Kamu-özel toplam 398 bakım merkezinde 32 bin kardeşimize yatılı bakım hizmeti sunuluyor. Kamuya ait merkezlerde sıra bekleyen kimse kalmadı. Evde bakım yardımı kapsamında 535 bin vatandaşımıza aylık 1800 lira ödeme yapıyoruz. 2012 yılında dünyada bir ilke imza atarak, engelliler için ayrı ve merkezi bir sınav uygulaması getirdik. Bugüne kadar 384 bin engelli kardeşimizi iş hayatına kazandırdık. Son 19 yılda eğitim, rehabilitasyon, istihdam, sosyal yardım, evde bakım, sportif ve kültürel faaliyet gibi pek çok düzenlemeyi hayata geçirdik.
Bunları bir lütuf olarak değil, hakların sahiplerine teslimi olarak değerlendiriyoruz. Değişen şartlara ve ihtiyaçlara göre politikalarımızı güncelliyoruz. Takip eden yerine, takip edilen, referans alınan bir konumda olmak istiyoruz.
Küresel koronavirüs salgını döneminde yaşananlar bile sosyal güvenlik sisteminin gücünü göstermiştir. Milletimizin insani hasletleri, dayanışmayı, yardımlaşmayı hedef alan değerleri öne çıkmıştır. Geçmişten aldığımız ilham ve inançla geleceğimizi şekillendirme gayretindeyiz.
2030 engelsiz vizyon belgesinin hazırlıklarını tamamladık. 3 ayrı eylem planıyla hayata geçireceğimiz vizyon belgemizi tüm paydaşlarımızla tekemmül ettirdik. Akademisyenlerimizin fikirlerinin yanı sıra, başarılı uygulamalardan da istifade ettik. Toplamda 8 politika alanı üzerine inşa edilen Engelsiz Vizyon 8 amaç, 31 hedef ve 107 başlıktan oluşmaktadır.
Kamu kullanıma açık alanların erişilebilirliğini önemsiyoruz. Engelli kardeşlerimizin sosyal katılımlarını artıracak girişimleri önemsiyoruz. Pek çok alanda erişilebilirliğin geliştirilmesine öncelik veriyoruz. Siyasete katılmak isteyen engelli kardeşlerimizin önündeki bütün engeller kalkıyor. Engellilerin sömürü, şiddet, işkence gibi insan onurunu zedeleyen her türlü kötü muameleden korunmasını esas alıyoruz. Engelli kardeşlerimizin yaşayabileceği ayrımcılığa karşı koruma sağlıyoruz. Yasa önünde eşit tanınmaları için sistem oluşturuyoruz. Sağlık hizmetlerinin çıtasını yükseltiyoruz. Çeşitli terapi yöntemlerini de içeren tedavileri engelli kardeşlerimize sunuyoruz. Afet ve acil durumlarına ilişkin risk azaltma çalışmalarını sürdürülebilir bir yaklaşımla gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.
Engellilerimizin hayat boyu öğrenme süreçlerine dahil olmaları için yeni yöntemler geliştiriyoruz. İstihdam ofisleriyle nitelikli işlerde istihdam etmeyi hedefliyoruz. Engelli kardeşlerimize girişimcilik desteği veriyoruz. Engelli kardeşlerimiz için de sürdürülebilir bir finansman sistemi kuruyor ve onları ekonomik güvence altına alıyoruz.
Engellilerimizin daha huzurlu, rahat bir yaşam için 84 milyon olarak el birliği yapacağımıza inanıyorum. Asıl meselenin kalplerdeki, zihinlerdeki engelleri aşmak olduğunun altını özellikle çiziyorum. 84 milyon olarak hepimiz büyük bir aileyiz.
Tek bir engelli kardeşimiz dahi kendisini dışlanmış, çaresi hissederse bunun vebali hepimiz üzerinedir. Türkiye'deki bütün ailelerimizi yaşamın her alanında hayatlarını sürdürebilir konuma getirmeden hiçbirimize durmak, dinlenmek yok." dedi.