MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Covid-19 nedeniyle siyasi faaliyetlerimizin hızı da mecburen yavaşladı. Bu yüzden sizlerle planladığımız toplantılarımızı gerçekleştiremedik. Salgının tesirini kaybetmesi sonucunda hayat normale dönmüş, siyasi çalışmalar da makul kıvamına etap etap ulaşmıştır.
Ankara Kızılcahamam'da verimli bir toplantı yaptık. İl başkanları toplantımızı gerçekleştirdik. Bugün de belediye başkanları toplantımız vesilesiyle Antalya'dayız.
MHP'nin belediyecilikte marka değeri çok yüksektir. Dürüst, ilkeli, iradeli, inançlı belediye yönetimlerimiz bizim ve Türkiye'nin yüz aklarıdır. 3 yıllık zaman hepimize göstermiştir ki MHP'nin belediyecilik anlayışı insan odaklıdır.
Belediye yönetimi milletimizin emanetidir. Emanete gölge düşürmek bizim kitabımızda yazmayan bir yozlaşma halidir. Belediye başkanlarımız şehirlerin, beldeler kara kışla mücadele ederken balık yemek aklına gelmez. Bizim belediye başkanlarımız arkasında şehirlerinde, beldelerinde deprem yıkımı yaşanmışken tatile gidip kayak yapacak kadar izansız yüzler çıkmaz. Biz milletimiz ne diyorsa ona bakarız.
Biz samimiyiz, içimiz dışımız bir, gecemiz gündüzümüz birdir. Hırslarına boyun eğen, siyasete kayıp kazanç merceğinden bakan hiç kimse bizi anlayamaz. Bu tiplerle aynı yerden baksak gördüğümüz ayrıdır.
Belediye yönetimlerinde ayrımcılık, dar kadroculuk, kayırmacılık olmaz. Mesele sadece park, bahçe yapmak değildir ancak insan merkezli bir belediyeciliğin temel ilkesi uzanacak ellere ulaşması, derdiyle dertlenmesidir. İnsandan kopmuş bir siyaset anlayışının çatısının çökmesi kaçınılmazdır.
İnsanlığın son 300 yılına damgasını vuran endüstriyel toplum, aynı zamanda çalışma toplumudur. Belediye yönetimlerinin yorulmaya, yılgınlığa, bahaneye hakkı yoktur. Biz çalışmazsak, çamurlaşmış zihniyetler bize yetişecek, önümüze geçecekler, arkasından ellerine geçirdikleri fırsatlarla Türkiye'ye kastedeceklerdir.
Karamsarlar, kötümserler yan yana gelip iftira mevzi kursalar da inandıklarımızdan, istikbale bağlılıktan taviz vermeyeceğiz. Zafer inananlarındır. MHP'ye gönül açan hiçbir insanımızı üzmedik, üzmeyeceğiz buna karşılık şer cephesiyle iki cihanda hesaplaşacağız. Biz tarafız, hakikatin, haysiyetin tarafındayız.
Bukalemun siyasetçilerinden olmadık, geçmişini unutanlardan olmadık, milletimize sırt çevirmedik. Millet dedik, zilletin foyasını ortaya çıkardık. Cumhur dedik, müstesna bir ittifak anlayışıyla Türkiye'yi muhafaza ettik.
Önümüzdeki mahalli idareler seçimlerinde pek çok yeni belediye başkanlığını kazanmak stratejik hedefimizdir. Yolumuzdan şaşmayacağız, çizgimizden şaşmayacağız. Umutlarımızı diri tutacağız. Siyasetimize aklın, sabrın, ahlakın rotasından çıkarmayacağız. Geleceğimiz Türk vatanındadır.
Türkiye ve partimizin önünde 2 yılı kapsayan 2 demokratik sınavın olduğunu, buna hazırlık içinde olduğumuzu hatırlatmak isterim. İlki 2023'ün haziran ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimidir. Diğeri ise 2024'te yapılacak yerel seçimlerdir. 5 ayaklı strateji hedefimizi açıklamıştık.
MHP, Cumhur İttifakı'nın ilkelerine bağlı kalacaktır. MHP, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin işlerliği ve ilerlemesi için çaba gösterecektir. MHP, milletvekili sayısını azami düzeye çıkarması için, Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın tekrar seçilebilmesi için çaba gösterecektir. Terörün kökünü kazıma seferberliğinde her fedakarlığı yapacak, milli ve yerli ekonominin tesisi için üzerine düşen sorumlulukları icra edecektir. MHP, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle uyumlu, toplumun her kesiminin önerilerinin dikkate alındığı yeni bir anayasanın hazırlanması konusunda çalışacak, siyasi faaliyetlerini yoğunlaştıracaktır.
Biz bu stratejilerin istikametinde ne gerekiyorsa yapacağız. Heyecanımız ve hızımız yoğunluk kazanmaktadır. Yerimizde saymayacağız, devamlı daha iyisini yapmayı düşüneceğiz. 131 seçim bölgesinde CHP'nin karanlık yönlerini anlattık. Bütün ilçelerimizde çalışmalarımızı yaygınlaştıracağız. CHP'ye oy veren kardeşlerimiz oynanan oyunları görmüş, Kılıçdaroğlu ve yönetiminin ipliği pazara çıkmıştır.
CHP Genel Başkanı son grup toplantısında şahsımı hedef alıp soru sormuş. Sayın Kılıçdaroğlu fazla merak iyi değildir. Ne gelirse insanın başına meraktan gelir. Biz yüzmeyi değil, tunmayı biliriz. Senin gibilerin nasıl boğulduklarını görürüz. MHP'nin baraj diye bir sorunu olmadığını senin de, efendilerinin de bölücü ortakların da biliyor.
Sayın Kılıçdaroğlu bizi bırak da mahşeri vicdanın barajını nasıl geçeceksin? Milli ahlakın barajını, milli onurun barajını nasıl geçeceksin? Sen onu söyle, ona cevap ver. Madem yüzme biliyorsun Boğaz'dan haç çıkarmayı dene.
Bir yandan seçim barajının yüzde 3'e düşmesini isteyen CHP yönetiminin, partimiz üzerinden siyaset yapması garabettir. Türkiye'ye kim yanlış yapmışsa, kim karşı çıkmışsa MHP onlarla mücadele edecektir.
Hem belediye hem beka diyoruz. İlla bir tercih yapacak olursak beka diyeceğimi herkesin bilmesini istiyorum. Vatandaşlarımız ne yer ne içer kayı duymazlar, konu yalansa konu dedikoduysa bunlardan daha kabiliyetlisi çıkmaz. Yoksulluktan medet umuyorlar. Enflasyon canavarı başını kaldırdı mı mutlu oluyorlar. Dövizin fiyatı bir yükselsin felaket tellalları ortaya dökülüyorlar. Varsın Türkiye zarar görsün umursamıyorlar.
Tarım ürünlerinde kendi kendine yetecek ülkeler arasındayız. Türkiye bu savaşın diyalog ve diplomasiyle çözümü için muazzam bir faaliyet yürütüyor. Zillet bunu göremiyor. Domates üreticilerimizden turizm sektöründe çalışanlara kadar herkesle yaptırımları paylaşsınlar. Bunları kumanda edecek güçler ne konuşacaklarını da söylüyor. Ne devlet, ne millet, ne vatan dertleri vardır.
Selamsız Babacan demiş ki, 'Bahçeli işkencecilerin alınlarından öperek kendine yakışanı yaptı' demiş. Adana'daki kanunsuz eylemlere zamanında mücadele eden polisleri alınlarından öptüğümü söylemiştim. Ben kendime yakışanı yaptım, o tertemiz polislerin alınlarından bir kez daha öpüyorum. Babacan, Türk polisine işkenceci diyor. Bu sefil bir iftira, alçak bir iddiadır.
Zillet ittifakını oluşturan partiler diyor ki, 'Beka sorunu yoktur'. Cahiller bilmeseler de büyük milletlerin beka mücadelesi vardır. Zulmete dayanırlar, çileye dayanırlar, Türk milleti büyüktür, büyük kalacaktır.
İnsanı yaşatmak beka ile ilgilidir. Beka olmadan ekmek olur mu? Beka olmadan belediyenin, siyasetin bir manası söz konusu mu? Bu zillete hayır, ufuk, Türkiye'yi düşünmek yoktur. Zillet ittifakı Türkiye'ye karşı inancını kaybettiğinden kafa olarak çölleşmiştir. Atatürk'ün partisi terör örgütleriyle düşüp kalkmaktadır. FETÖ'nün yanındadır. CHP Genel Başkanı telaş ve korku içindedir. Şuuru kapanmıştır. Bir gün dediğini, diğer gün inkar etmektedir. Sabah akşam başkadır. CHP Genel Başkanı PKK'nın YPG'nin Türkiye'ye saldıracağına inanmıyor. Tezkereye hayır diyor. Diyarbakır'da Türk tarihine karanlık iftirası atıyor.'' dedi.