Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, ''Çocuklarımız ve gençlerimiz Türkiye’nin geleceğini üzerine kuracağımız bir hazine olarak karşımızda duruyor. Çocuklar ve gençler ile ilgili hiçbir meseleyi herhangi bir şekilde ihmal etme, hafife alma ve erteleme şansına sahip değiliz. Böyle bir lüksümüz yok. Tarihe karşı böyle bir sorumluluğu taşıyoruz. Dolayısıyla konunun tarafları olarak üç Bakanlık ve Belediyeler Birliğimiz, bütün kurum ve kuruluşlarımızın bu işin bir tarafında paydaş olduğu tartışmasız.
Farklı bir ifadeyle pozitif ayrımcılığa ihtiyaç duyan kesimler. Bu grupların başında da çocuklarımız geliyor. Bizim çocuğa bakış açımız, 20 yıldır çocuklarla ilgili yaptığımız hizmetlerde çocukları insanlığın bize emaneti olarak kabul ediyoruz. Tek bir ölçümüz var, çocuğun üstün yararını korumak. Bütün çalışmalarımızda çocuğun üstün yararını gözeterek hizmet üretiyoruz. Çalıştığımız her dezavantajlı grupta merkeze aldığımız aile odaklı hizmet politikalarımızla, ailenin en kıymetli bireyleri olan çocuklarımıza sağlıklı, huzurlu ve güvenli bir yaşam alanı sunmak için çalışıyoruz. Bu doğrultuda, ihtiyaca göre kurumsal düzenlemelere gitmeye ve çocuklarımıza destek olmak için birçok farklı hizmet modelleri geliştirmeye gayret ediyoruz. Gerek kamu gerekse özel sektörle iş birliği halinde yürüttüğümüz projelerle çok sayıda çocuğumuzun hayatına dokunduk, dokunmaya da devam ediyoruz.
Koruyucu aile hizmeti, Sayın Hanımefendi Emine Erdoğan’ın himayesinde son yıllarda çok öne çıkmış, çok önemli bir eksiği tamamlamış bir hizmet. Geçtiğimiz yıl 30 Haziran’ı Koruyucu Aile Günü ilan ettik. İnşallah pandemi sonrasında koruyucu ailelik ile ilgili çalışmalarımıza hız vereceğiz. Bizim milletimiz bir şeye inandığı zaman şefkat ırmağına dönüşüyor. Koruyucu aile örneklerinde yüzde 60’ın üzerinde ailelerimizin kendi biyolojik çocukları var. Çocuğu olmadığı için koruyucu aile olmuş değil. Her birisi koruyucu aile oldukları çocuğu hayatın merkezine yerleştiriyor.
Çocuklarımızın geleceği adına bir araya geldiğimiz bu toplantı öncesinde son derece detaylı ve titiz çalışmalar yapıldı. Çocuklarımıza ulaşmak, onlara güvenli ve sağlıklı bir eğitim ortamı ve sosyal çevre oluşturmak, onları hayata hazırlamak için devletimizin tüm imkanlarını hep birlikte bütün kurum ve kuruluşlar, bakanlıklar, yerel yönetimler olarak seferber ediyoruz.
Risk altında bulunan çocuklarımıza ulaşmak için oluşturduğumuz mobil ekiplerimiz, sokak çalışmaları ve okul ziyaretleri yaparak koruyucu ve önleyici hizmetler yürütüyorlar. Risk altında bulunduğu değerlendirilen çocuklarla ilgili sosyal inceleme sonucuna göre, uygun sosyal hizmet müdahaleleri oluşturuyoruz.
Bugün de burada çocuklarımızın eğitim süreçlerinin güvenliğini sağlamak üzere onların her türlü suç ve zararlı alışkanlıktan uzak tutulmasına ve korunmasına yönelik önemli bir iş birliğini başlatıyoruz. Bakanlıklarımız arası koordinasyonumuzu pekiştirmek için hazırladığımız protokolü imzalayacağız. Bakanlığımız, İçişleri Bakanlığımız, Millî Eğitim Bakanlığımız ve Türkiye Belediyeler Birliği arasında imzalanan bu protokol ile koordinasyon ve iş birliği içinde koruyucu ve önleyici tedbirleri birlikte alacağız. Eğitimlerle çocuklarımızın bedensel, zihinsel, sosyal ve ahlaki yönden nitelikli bireyler olarak yetişmeleri için çalışmalarımızı sürdürmüş olacağız.
Bizi muadillerimizden ayıran en önemli özelliklerimizden birisi, birlikten kuvvet doğacağı inancına sıkı sıkı sarılmamızdır. Her bakanlığın burada bulunan bakanlıklarımız ve bulunmayanlar da dahil olmak üzere çocuklarla, gençlerle veya farklı toplum gruplarıyla alakalı bireysel çalışmaları var. Kendi sorumluluk alanlarımızda yaptığımız çalışmalar var. Kuşkusuz bunlar devam ediyor ama öbür taraftan beraber yapabileceğimiz, beraber yaptığımızda etkisi ve sonuçları katbekat büyüyecek, ayrı ayrı yaptığımızdan daha az emekle, daha az maliyetle daha çok sonuç üreteceğimiz bir meselede hiçbir kurumsal taassuba kapılmadan bir araya geliyor birlikte hizmet ve sonuç üretmeye çalışıyoruz. Bunun çok önemli kıymetli bir tavır olduğu kanaatindeyim. Bu sadece devletin, milletin kaynaklarını doğru kullanmak değil ama aynı zamanda bir örnek oluşturmak, bir kamu hizmeti mantığı üretmek açısından da son derece kıymetli bir şey. Kurumsal taassupları bir tarafa bırakıp bizim bu milletin bize emanet ettiği maddi manevi bütün emanetlere, insan kaynağı ya da değil her türlü emanete sonuna kadar sahip çıktığımız ve onun üzerinde titizlendiğimizi göstermek bakımından da son derece önemli bir alt mesajı olduğu kanaatindeyim. Bütün bakanlarımıza Bakanlığım adına teşekkür ediyorum. Özellikle İçişleri Bakanlığımız ve Milli Eğitim Bakanlığımızla çok güzel çalışmalar yaptık. İnşallah bundan sonraki süreçte de farklı başlıklarda sadece çocuklar değil, kadına yönelik şiddetle mücadelede, bağımlılıkla mücadele ve benzeri pek çok konuda ayrı ayrı çalışmalar yürütüyoruz.
Eğitim ve güvenlik, yabancı uyruklu çocuklara verilecek eğitim ve hizmetler, erken yaşta evlendirilmelerinin önlenmesi, okul devamlılığının sağlanması, koruyucu ve önleyici hizmetler, sosyal faaliyetler ve sportif etkinlikler, kültürel programlar, bilinçlendirme ve farkındalık kazandırma programları gibi çeşitli başlıklardan oluşan bu protokolümüzün çocuklarımıza, gençlerimize, toplumumuza, milletimize hayırlı hizmetlere vesile olmasını temenni ediyoruz. Bunun için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Hızlı ve yerinde çözümleri 81 ilimizde bildirilen tüm çocuklarımıza ulaştıracağız.
Gerektiği takdirde çocuklar ve ailelerini uygun sosyal hizmet modellerine yönlendireceğiz. Sosyal hizmet müdahalesinde bulunduğumuz çocuklar ve ailelerine ilişkin bilinçlendirme ve izleme çalışmaları yaparak süreci düzenli takip edeceğiz, ihtiyaca göre yeni süreç planlamaları da geliştireceğiz.
Sayın Cumhurbaşkanımızın da sıklıkla ifade ettiği gibi, ülke olarak bizim en kıymetli sermayemiz insan sermayemiz, nitelikli insan gücümüz. Çocuklarımız bu anlamda bizim geleceğe yönelik en kıymetli varlıklarımızdır. Her birinin iyi bir eğitim alması, sağlıklı bir sosyal çevrede büyümesi, topluma fayda üretecek biçimde yetişkinliğe adım atması için elimizden geleni yapmakla yükümlüyüz.
Çünkü geleceğin Türkiye’sini onlar inşa edecekler, dünyanın daha yaşanabilir bir dünya olması için onlar çalışacaklar. Bizler de onlara bütün bunları gerçekleştirebilmeleri için fırsatlar sunacak, böylelikle yollarını açmış olacağız.'' dedi.