Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, ''Ramazan ayı, oruç namaz ile kurtuluşumuzu vesile oluyor. Teravih namazı ile kurtuluşumuza vesile oluyor. Mukabelelerle, sahurla, iftarla, zekatla, fitreyle, hayır hasenatı ile kurtuluşumuza vesile oluyor.
Rabbimiz asra yemin ederek bu sureye başlıyor. “Şüphesiz insan zarardadır, hüsrandadır, ziyandadır. Mutlak olarak insan eşref-i mahlukat olarak, yani en güzel surette yaratılmıştır. Ama eğer onu imanla, amelle, hakkı ve sabrı tavsiye ile donatmazsanız, o zaman ‘esfel-i safilin'den olabilir. Hüsrana uğramamak için iman gerekiyor, imanı da amel ile desteklemek gerekiyor.
Allah Resulü Efendimize ashaptan birisi geliyor, ‘Ya Resulallah, bana öyle bir nasihatte bulun ki başka bir nasihate ihtiyacım kalmasın diyor.’ Efendimiz ona, ‘Allah'a inandım de ve dosdoğru ol.’ diyor. Sahabi, bu cevaptan o kadar memnun oluyor ki ve gidiyor, ondan sonra istikamet üzere yaşamaya gayret ediyor. Peygamber Efendimiz yine bir hadis-i şerifinde, ‘Mümin konuştuğu zaman doğru söyler. Kendisine bir şey emanet edildiği zaman emanete riayet eder. Söz verdiği zaman sözünü tutar.’ buyuruyor. Münafıkları da, konuştukları zaman yalan söylerler, kendilerine bir şey emanet edildiği zaman buna riayet etmezler, söz verdikleri zaman sözlerinde durmazlar diye tarif ediyor. Demek ki mümin ve münafık zıt hasletlere sahip. Mümin doğruluğa, münafık ise yalana önem verir.
Suudi Arabistan bundan 10 gün kadar önce, bu yıl yurt içinden ve yurt dışından 1 milyon hacı kabul edeceğini ilan etti. Bunun detaylarını önümüzdeki günlerde açıklayacağını ifade etti. Bizim şu anda gitmek isteyen kayıtlı 2 milyon 100 bin hacı adayımız var. Bunların içerisinden 84 bin kişinin 2020 yılında hacca gideceklermiş gibi kuraları çekildi, hazır bir şekilde bekliyor. Bu 84 binden ne kadarı gidebilir, bunun detaylarını önümüzdeki günlerde Suudi Arabistan'ın ülkelere vereceği kontenjan belli olduktan sonra açıklayacağız. Bu kurada çıkmış 84 bin hacı adayımızın içinden yaşı 65’i geçmiş olanlar maalesef ki gidemeyecekler.
Umre tamamen şu anda serbest, açıldı. 20-25 gün kadar önce Suudi Arabistan Hac Bakanlığının daveti üzerine bir ziyaretimiz oldu. Orada Hac Bakanlığı ile görüşmelerimiz oldu. Hem bizim görüşmelerimiz hem Türkiye'de vaka sayılarının hızla düşmüş olması, bundan bir hafta önce Suudi Arabistan'ın Türkiye ile ilgili böyle bir karar almasına vesile oldu. İnşallah biz hazırlıklarımızı yapıyoruz. Önümüzdeki hafta Hac ve Umre Kurulumuzu toplayacağız. Umre ile ilgili detayları açıklayacağız. Ücretleri ne kadar olacak, şartlar nedir, bunları belirleyeceğiz ve Ramazandan hemen sonra Şevval umresi ile umre ziyaretleri başlamış olacak. Bu müjdeyi buradan sizin aracılığınızla vermiş olayım.
Kendilerine kolaylıklar diliyorum ve bütün ümmet adına, İslam alemi adına kendilerine teşekkür ediyorum. Allah yar ve yardımcıları olsun.
Kudüs ziyaretlerinin de çok yoğun bir şekilde yapılmasını arzu ediyorum. Bu farkındalığı oluşturmamız lazım. Orada Mescid-i Aksa’da, Kudüs'te daha fazla Müslümanın görülmesi, daha fazla ziyaretçinin olmasının Kudüs'ün bir İslam beldesi olduğunun, kıyamete kadar Müslümanların bir ibadet merkezi olduğu kanaatini, gerçekliğini kuvvetlendirmek için ziyaretlerin de artırılması gerektiğini düşünüyorum.
Mübarek Ramazan ayında ibadet eden insanların üzerine şiddet uygulamak, saldırmak… Hakikaten bu insanlıkla bağdaşacak bir şey değil, kabul edilebilir bir şey değil. Vefat eden Müslümanlar oldu, Rabbimden rahmet diliyorum. Yaralananlar oldu, acil şifalar diliyorum. Bunu izah etmek mümkün değil. İslam’da mabedin dokunulmazlığı vardır. Bizim inancımıza göre savaşta dahi olsa mabetlere dokunulmaz, ibadet eden insanlara dokunulmaz, kadınlara, çocuklara, elinde silah olmayan insanlara dokunulmaz. İnsanların dokunulmazlığı vardır. İsrail devletinin bu şiddeti, saldırıları durdurması lazım. Huzurun, selamın, barış yurdunun insanlarının barış içerisinde yaşaması lazım. Onun için her vesile ile Filistin'de, Kudüs'te şiddete uğrayan kardeşlerimizin bu şiddete uğramaması için biz Türkiye olarak, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak her vesile ile gereken sözümüzü söylüyoruz. Bütün dünya Müslümanlarına bu konuda söylenmesi gereken şeyleri söylemeye gayret ediyoruz.
4-6 yaş Kur’an kurslarındaki çocuklarımıza önce sevgi, saygı, sadakat, dürüstlük, evrensel değerler nedir; Allah ve Peygamber sevgisi, Kur’an-ı Kerim’in tanıtımı, ibadet ve temel dini bilgileri küçük küçük öğretmeye gayret ediyoruz. Bu hakikaten çok önemli bir projemiz. Milletimiz de sahip çıkıyor çok şükür. Ülkemizde şu an 10 bin kadar sınıf, 200 bine yakın öğrencimiz, çocuğumuz var. Milletimizin büyük bir teveccühü ve talebi var. Biz talebi karşılamaya bile şu anda yetişemiyoruz. Bunun için hoca yetiştirmeye gayret ediyoruz. İlahiyat fakültesi ve önlisans, ilahiyat mezunu hoca hanımlar bu derslere giriyorlar. Pedagojik formasyon sertifika programını alıyorlar. Annelik şefkati ile çocuklarımıza yaklaşarak çok güzel bir eğitim yapıyorlar.'' dedi.