Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, iyi hal indirimi ve takdiri indirim konusunda ''Dolayısıyla bunlara karşı bir cevap da geliştirilmiş oldu. Bu düzenlemenin çok önemli bir özelliği de kadına yönelik şiddet vakalarının aslında kategorik bir suç tanımına alınmış olması.'' dedi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, ''Suçun kadınlara karşı işlenmesi artık ağırlaştırıcı sebep. Bu önemli yeni bir durum. Nikahlı veya boşanmış eşe karşı işlenen tehdit suçlarının alt sınırı 9 aya çıkarıldı. Fiziksel veya iletişim araçlarıyla yapılan ısrarlı takip suçlarında tutuklama kararı verilebilecek. Eşe veya boşanılan eşe karşı kasten yaralama suçları, katalog suçlar kapsamındaki tutuklanma imkanı bu sebeple geldi. Dolayısıyla bu anlamda kadınlara yönelik işlenen suçların katalog suçlar kapsamına alınması ve bir ağırlaştırıcı sebep olarak düzenlenmesi TCK sistematiğinde bir ilk.
Normal şartlarda mahkemelerin takdiri indirim hakları vardır. Hukuk mantığı içinde bu son derece olağan ve doğrudur. Kadına yönelik şiddet vakalarında kamuoyunun 'kravat indirimi' diye algıladığı şeyden bahsedelim. Mahkemenin karşısına gelmiş sanık, kılığını kıyafetini düzeltmiş, kravat takmış. 'Ben çok pişmanım efendim' diyor ama mahkemenin karşısında zaten 'Ben pişman değilim' diyen çok azdır. Dolayısıyla bunların samimi pişmanlık emaresi olmadığı, sadece mahkemeden indirim alabilmek için yapılmış davranış biçimleri olduğunu zaman içinde biz çok tecrübe ettik.
Sanık, samimi olarak pişmansa indirimden yararlansın. Hukuk mantığı bize bunu emreder. Ama mahkemenin karşısında sadece indirimden yararlanmak için pişmanmış gibi yapıyorsa, o zaman bu imkanı ona tanımamamız lazım. Yeni düzenleme bize onu getirmiş oldu.
Israrlı takip mağdurun hayatını karartan, günlük rutinini bozan, eğitim, iş ve sosyal hayatını engelleyen ve neredeyse yok etmeye kadar götüren sosyal ve fiziksel ablukadan bahsediyoruz. Israrlı takibin hem suç kapsamı hem de tutuklama sebeplerinden birisinin arasına alınması bu anlamda çok önemli, özellikle kadınlar açısından.'' dedi.
Nafaka konusunda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, ''Kişisel olarak şunu söyleyeyim. Bu konuda bir sıkıntı var evet fakat şurayı gözden kaçırmamamız lazım. Nafaka ile alakalı temel tartışma noktası bir mahkeme nafakaya hükmederken süresiz olarak mı hükmetmelidir yoksa süreli olarak da hükmedebilir mi? Asıl temel hukuk tartışması buradan kaynaklanıyor. Ben yıllardır ve bakanlıktan sonra da birkaç konuşmamda ifade ettim, nafaka süreli olarak hükmedilebilir, süresiz değildir. Bir defa bunu söyleyelim. Kamuoyunda gruplar var, 'O zaman yasal düzenleme yapılsın.' Şu andaki yasal düzenleme zaten buna müsait. Şunu diyecekseniz 'En fazla 2-3 yıl'. Bu da başka mağduriyetlere ve haksızlıklara sebep olur.
Kişisel olarak şunu söyleyeyim. Bu konuda bir sıkıntı var evet fakat şurayı gözden kaçırmamamız lazım. Nafaka ile alakalı temel tartışma noktası bir mahkeme nafakaya hükmederken süresiz olarak mı hükmetmelidir yoksa süreli olarak da hükmedebilir mi? Asıl temel hukuk tartışması buradan kaynaklanıyor. Ben yıllardır ve bakanlıktan sonra da birkaç konuşmamda ifade ettim, nafaka süreli olarak hükmedilebilir, süresiz değildir. Bir defa bunu söyleyelim. Kamuoyunda gruplar var, 'O zaman yasal düzenleme yapılsın.' Şu andaki yasal düzenleme zaten buna müsait. Şunu diyecekseniz 'En fazla 2-3 yıl'. Bu da başka mağduriyetlere ve haksızlıklara sebep olur.
2015'ten bu yana 398 koruma altına alınan Türk çocuk vakası ile bakanlık olarak ilgilenmişiz. 200 çocuğumuzu ailesine geri döndürmüşüz. 161 çocuğumuzun ise koruma altına alınma riski oluştuğunda, aileye gerekli rehberlik ve danışmanlık hizmetini vererek çocukların ailelerde kalmasını sağlamışız. Özellikle Türk ailelerin çocuklarının, kendi inancımızla, örf ve adetimizle, geleneklerimizle çok uymayan Alman aileler, yabancı ailelere koruyucu aile olarak verilmesinden hoşnut değiliz ama orada çok temel bir sorumluluğumuz var. Almanya'da yaşayan vatandaşlarımızın koruyucu aile olabilmek için sisteme dahil olması lazım.'' dedi.