Türkiye Kamu-Sen ve Türk Sağlık-Sen Genel Başkan Önder Kahveci, "3 buçuk milyon kamu görevlisi ve 2 milyon emeklinin gelecek yıl artışlarına bir kişi karar vermesin. Şu anki düzene göre iki kişi toplu sözleşmeyi imzaladığı anda masaya katılanların hiç birinin imzasına gerek kalmıyor. Temsil açısından 14 kişi var ama 2 kişi yetiyor. 14 kişi katılıyorsa çoğunlukla toplu sözleşme bağıtlanmalı. İkincisi hakem kurulunun yapısı değiştirilmeli. Zaten hakem heyetinin 6’sı hükümet tarafından atanıyor. Bu kuruldan ne bekleyebiliriz? Hakem heyeti üniversiteler arası kurulun belirleyeceği akademisyenler ve tarafların eşit temsili ilkesi çerçevesinde oluşturulmalıdır.
Genel ve hizmet kolu toplu sözleşmeleri mutlak surette birbirinden ayrılmalı, farklı zaman ve zeminde gerçekleştirilmelidir.
Kamu görevlilerinin grev ve siyaset hakkı tanınmalıdır. Nitekim, iç hukukta bizim yaptığımız iş bırakma eylemleri için açılan davaların tamamı memurlarımız lehine sonuçlandı. Zaten uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan ve yargı kararı ile de onaylanan bu hakkın daha fazla sürüncemede bırakılmaması gerekiyor. Bunu artık yapılacak düzenlemeyle bir yola koymamız lazım.
Yeni anayasa sürecine ilişkin önemli günler geçiriyoruz. Bizim bu konuda eskiden yaptığımız çalışmalarımız var. Ülkemizin yeni ve sivil bir anayasaya ihtiyacı vardır, bu konuda her türlü katkıyı vermeye hazırız. Anayasanın ilk dört maddesindeki hassasiyetlerimizi ise kesinlikle koruyoruz.
Buradan şunu da ifade etmek isterim ki, bizim ekonomik taleplerimiz tamamen gerçekler üzerine belirlenmiş, ayakları yere basan talepler olacaktır.
Bu noktada,
1- Hedeflenen enflasyona dayalı maaş zammı politikasından vazgeçilmeli, gerçekleşen enflasyon ve zorunlu tüketim harcamalarını dikkate alan bir oransal artış benimsenmelidir.
2- Bu artışlara ilave olarak, kamu çalışanlarının ve emeklilerinin alım güçlerini yükseltmek üzere büyümeden pay yani refah payı uygulanması zorunludur.
3 – Yıllardan beri memur ve emeklilerimiz enflasyonun altında zam almakta, alım güçleri sürekli erimektedir. Bu erimenin telafisi ve geçmiş dönem kayıtlarının karşılanması için ilave bir artış gerekmektedir. Türkiye Kamu-Sen’in mali talepleri bu üç sac ayağına oturmaktadır.
Biz daha önce de geçmişe dönük zararların karşılanmasını istedik, hedeflenen enflasyon kadar bir artışı kabul etmedik. İşte rakamlar ortada. Yüzde 17’yi aşan enflasyon rakamları ortadayken, kamu çalışanlarına reva görülen rakam nedir? Yüzde 4+4 ve 3+3. Sonradan verilen enflasyon farkları ise kayıp hanesine yazılan farklardır. Ülkemiz yüzde 7 büyüdü. O zaman bu büyüme kamu çalışanlarına da yansıtılsın. Son 10 yılda yapılan hiçbir toplu sözleşmede refah payı uygulaması yok. Biz refah payı uygulamasının da hayata geçirilmesini istiyoruz. Masaya sağlam ve güçlü taleplerle oturursak sonuç alabiliriz.
Net şekilde ifade etmek isterim, maaş artışlarında ifade ettiğim bu üç unsurun dikkate alınması şarttır. Yoksa o masa başlamadan biter." dedi.