Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, ''Kamu personeli ve onun sorunlarını konuşacağımız ortak bir platform olan bu toplantıyı her yıl iki defa bir araya gelerek sorunlarımızı müzakere etmek, çözüm yolları ileri sürmek üzere değerlendireceğimiz bir platform olarak görüyoruz. Bugün içinde bulunduğumuz ekonomik ve toplumsal şartları dikkate aldığımız zaman bu toplantıların önemi daha da ön plana çıkacaktır. Türkiye, bütün dünyada olduğu gibi pandemi sürecinde ciddi sorunlarla yüz yüze gelmiştir fakat tüm dünyada birkaç ülke ile birlikte Türkiye’nin olumlu ayrıştığı bir süreç yaşandı. Bu sürecin en önemli adımı sağlık sisteminin salgına karşı ortaya koyduğu direnç ve başarıdır. Şüphesiz ciddi sorunlarla ve kayıplarla karşılaştık. Ülkemizin daha büyük acılarla karşılaşmasını engelleyen başta sağlık sistemimizin çalışanları olmak üzere bu mücadelede yer alan tüm sağlık sistemi personeline ne kadar teşekkür etsek azdır. İnsanlık için büyük bir facianın içinde yaşıyoruz ama bunlara karşı alınacak tedbirler belli bu tedbirlerin başında aşı gelmektedir. Ülkemizde çok şükür aşı konusunda en kaynağına erken ulaşan ülkelerden birisi. Salgına karşı en önemli aracımız olan aşıyı bu mücadelede en fazla istifade edeceğimiz bir araç olarak değerlendirmek durumundayım.
Sorunları göreceğiz, tanımlayacağız ve sorunlarla mücadele edeceğiz. Bu sorunların başında son günlerde yaşadığımız döviz kurundaki dalgalanmalar gelmektedir ama döviz kurundaki dalgalanmalar parasal olaylardır. Ekonomi sadece parasal bir olay değildir bunu biliyoruz. Türkiye’nin bu parasal süreci yöneten kurumları da bunun farkındadır ve bununla ilgili serbest piyasa mekanizmasının içinde gerekli düzenlemeleri yapacaktır. Kimse Türkiye piyasa mekanizmasını terk edip, kapalı bir ekonomiye geçecek gibi boş söylemlere inanmasın. Türkiye piyasa mekanizmasını işleterek bu sorunları çözecektir. Çünkü Türkiye, Avrupa ile en çok ticari ortaklığı olan ülkedir ve Avrupa ekonomisinin, dünya ekonomisinin önemli ölçüde takip ettiği, onlarla entegre olmuş bir ekonomik yapı olarak piyasa mekanizmasından vazgeçmeyecektir.
Sosyal alanda da bu piyasa mekanizmasının meydana getirdiği sorunları aşacak sosyal devlet uygulamalarına ihtiyaç vardır. Bu sosyal devlet uygulamalarının en çok kullanacağı araçlar da sosyal politika araçlarıdır. Türkiye özellikle pandemi sürecinin meydana getirdiği sorunlarla başa çıkmak için daha fazla sosyal politikalara ağır vermektedir. Nitekim geçtiğimiz dönemde yaptığımız toplu sözleşmeler o günün şartları içerisinde oldukça büyük memnuniyet yaratmıştır, toplumsal kabul görmüştür. O sözleşmenin içerisinde olan, yerine getireceğimiz konuların başında 3600 ek gösterge, sözleşmeliler meselesi, emeklilerin hayat şartlarının iyileştirilmesi konusunda politikalar gelmektedir ve bunların hepsi önümüzdedir. Bugün öncelikli meselemiz 3600 meselesidir, bilhassa kamu personelinin 3600 ek gösterge meselesi çok önemlidir çünkü kamuda insanların çalışırken aldıkları ücret, sahip oldukları hayat tarzını emekli olduktan sonra kaybetmeleri çok ciddi bir sorundur. Bu emeklilik sistemimizin ve bizim ek gösterge mekanizmasının yeniden düzenlenmesini gerektiren bir soruna işaret etmektedir. Bizim gündemimizdedir ve tabii ki bu gündemin gereğini yapacağız, toplu sözleşme ile bizim için iyi niyet ifadesi olmaktan çıkıp somut, önümüzde çözülmesi gereken mecburiyet haline gelmiştir.'' dedi.
3600 ek göstergeye ilişkin Bakanlık içinde oluşturulan kurulun çalışmalarını tamamladığını belirten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, “Şimdi de diğer bakanlıklarla görüşmelerimiz devam ediyor, bir de bunun sosyal ortağı olarak Memur-Sen’in katılımıyla bu konuyu sivil taraflarla birlikte ele alacağız, bu sorunu da çözeceğiz.
Kamu personel rejiminin çok parçalı olması, farklı statülere bağlı çalışma biçimlerinin olması ciddi bir sorundur. Biz burada sözleşmeli personeli önemli buluyoruz, çok özel, aranan ve nitelikleri itibariyle kıt olan meslek gruplarının farklı ücret seviyelerinde, farklı sözleşmelerle çalıştırılmasını anlamlı buluyoruz. Fakat çok farklı düzeylerde bulunan sözleşmeli personel kadrolarının çalışanlar açısından ciddi sorunlara yol açtığının farkındayız. Bu sorunların çözülmesi için de benzeri bir çalışmayı bakanlık bünyesinde sürdürüyoruz, tamamladıktan sonra ilgili bakanlıklarla bir araya gelerek bu sorunu da 3+1 diye bilinen çerçeve içerisinde onların kadro haklarını kazanması için gereğini yapacağız. O çalışmayı da 3600’ün arkasından tamamlayarak yolumuza devam edeceğiz. Bunun dışında kamu personelinin çalışma sorunları, yükseltme sorunları, özlük haklarının geliştirilmesi ile ilgili sorunlar var bu sorunların da çözümü konusunda sosyal ortaklarımızla özellikle bu paltformun buna katkı yapacağını biliyorum. Öne sürdüğümüz politikalar kendi geliştirdiğimiz stratejinin bir parçasıdır. Kendi politikalarımızla onlar arasında etkileşim kurarak” dedi.