Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ''Hekimlerin emekliliğe dair ek göstergenin en düşük 6 bin 400'e çıkarılmasını, sağlık çalışanlarının sabit ücretlerinin hak kaybı olmadan emekliliğe yansıtılmasını, sağlık çalışanlarının taban ücretinin pratisyen hekimlerin 3'te 1'i olmasını, nöbet ücretlerinin düzenlenmesini, ASM birimlerinin kamu tarafından yapılarak kiradan kurtarılmasını tamalayamadık. Bunları da desteklerinizle gerçekleştireceğiz. Personel alımı için gayret ediyoruz, çok yakında alan sayısını açıklayacağız.
Geçici koruma altındaki Suriyelilere 2011'den bu yana 2.6 milyon ameliyet yapıldığını söylediğimi ifade ettiniz, evet bu sayı doğrudur. Bu ameliuyatlara sezeryan da sünet gibi küçük müdahaleler de dahildir. Tekil bazında 2.6 milyon ameliyat 1.1 milyon kişiye yapılmışır, 12 yılda. Yıllık ameliyat olan yabancıların otranı yüzde 3'tür. Ameliyat sayılarında daha fazla Suriyelilerin ülemizde olduğunu çıkaramazsınız.
Artık TUS tercih edilmiyor. 2022'de yapılan TUS sınavında yüzde 92 yerleşim söz konusu oldu. 2023 yılında ise yüzde 86 yerleşme oranıyla 17 bin 716 kişi yerleşti, kontenjanlar 3 katına çıkmasına rağmen. 4 yıl sonra uzman olabilecek öğrenci sayımız 53 bin 35 kişi, uzman sayımız 56 bin, 4 yıl sonra Türkiye'nin uzman sayısı 110 bin olacak, uzman sorunu kalmayacak.'' dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ''Yapılan düzenleme ve değişikliklerle, şehir hastaneleri için sözleşmelerde yapılan mahsuplaşmalar ile 25 yıl olan sözleşme sürelerini ortalama 17-18 yıla indirdik. Vatandaşlarımıza en yüksek kalitede hizmet verirken onların vergileri ile bize emanet edilen kaynağı da en verimli şekilde kullanmaya gayret ettik.
Sağlıkta Şiddet Yasası'nı çıkararak sağlık çalışanlarına kanuni en güçlü korumayı getirdik. Yükseköğretim mezunu tüm sağlık çalışanlarının 3600 ek göstergeden faydalanmasını sağladık. Hekimlerimizin emekliliklerine dair özlük haklarında önemli iyileştirmeler yapıldı. İntörn hekimlerle diş hekimliği fakültesi son sınıf öğrencilerine yapılan ödemeler asgari ücret düzeyine çıkarıldı. Deprem bölgesinde 6 devlet hastanemizi hizmete açmış durumdayız. Beyaz Kod uygulamasının yanında Gri Kod uygulamasını da pilot olarak başlattık. Çalışmalarımız sonucunda Beyaz Kod sayısı 1 milyonda 23'ten 1 milyonda 12'ye indi. Bebek ve anne ölümlerini önemli ölçüde azalttık. Aile hekimliklerinde yapılan muayene sayısını yüzde 31, tüm muayenelerin sayısını yüzde 20 artırdık.
Evlilik öncesi SMA Taşıyıcı Tarama Programı kapsamında 1 milyon 100 binden fazla çifti taradık. Yenidoğan SMA Tarama Programında 1 milyon 400 binden fazla bebeğimizi taradık. Erken tanı, tedavi başarımızın yüzde 90'ın üzerine çıkmasını sağladı. Aile Diş Hekimliği uygulamasını 3 ilimizde pilot olarak başlattık. 42 Aile Diş Hekimliği biriminde 10 bini aşkın çocuğumuza ve ailelerine ulaştık. Bakanlığımıza bağlı hastanelerimizde toplam yatak kapasitesi 171 bin 932'ye yükseldi. Nitelikli yatak kapasitemiz 13 kat arttı. Kullanılan her 100 kutu ilacın 91'i, değer bazında ise yüzde 58'si artık ülkemizde üretiliyor.
Çocukluk çağı bağışıklama programındaki kuduz, Hepatit A ve suçiçeği gibi üç aşıyı teknoloji transferi ile Türkiye'de üreteceğiz. Bağışıklama programındaki diğer tüm aşılar Hıfzıssıhha'da üretilecek. 2028'de tüm aşılar yüzde 100 Türkiye'de üretiliyor olacak.
Artık bundan sonraki süreçte şehir hastanelerinin giderleri toplam bütçe içerisinde bütçeyi yutmayacak, giderek bir azalım içinde olacak. Rakamlar bize bunu gösteriyor. Yasayla şehir hastaneleriyle ilgili kamuyu korumak üzere tavan uygulaması getirdik. Şehir hastanelerinin bundan böyle en üst tavanı var. En üst tavanda ödenebilecek toplam rakam 27,5 milyar avroyu asla geçemeyecek; bunun altında olabilir, üstünde olamaz. Toplam 25 yıllık sürede verilebilecek nominal değerden bahsediyorum. Birim metrekare maliyeti ne, 27,5 milyar avroyu esas alarak söylüyorum, 2 bin 421 avro nominal değer. Peki bu nominal değeri bugüne getirdiğimizde 1465 avroyla bir şehir hastanesini cihazlarıyla, altyapısıyla, çevre düzenlemesiyle birlikte mal etmiş oluyoruz. 1465 avroyla bir şehir hastanesini en ileri teknolojiyle donatarak, çevre düzenlemesi ve altyapısı dahil olmak üzere kim yaparsa biz almaya hazırız. Kamu üzerinde şehir hastanelerinin yükü artık söz konusu değil. Ayrıca 25 yıllık süreci sözleşmedeki gereklilikleri yerine getirip getirmeme durumlarını göz önüne alarak kıstık. Yani 25 yıl değil, bütün şehir hastaneleri ortalama 17 veya 18 yıl sonra devletin olacak.
2018 yılından önceki 5 yılda toplam yatak kapasitesine baktığımızda kamuda yaklaşık 12 bin artış var. Özel sektör ise 2018'den önceki 5 yılda aynı şekilde 12 bin artmış. Yani aynı oranda artış olmuş. 2018 yılından sonraki 5 yıla baktığımızda kamu hastanelerinde 32 bin 281 artmış. Yani yaklaşık 3 kat. Özel sektör ise 3 bin 747 artmış. Yani kamuya göre 9'da 1 oranında ancak artabilmiş.'' dedi.