Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, ''Sağlıkta şiddet konusunu son dönemlerde tartışmadığımız gün neredeyse yok gibi. Bazen bir güvenlik görevlisi ya da ambulans şoförü, bazen de bir hemşire veyahut doktor şiddetin kurbanı olabiliyor. Sosyal medyanın da etkisiyle şiddet vakaları çoğu zaman ve bir anda toplumun en önemli gündem maddelerinden biri haline dönüşebiliyor.
Önleyici güvenlik tedbirlerinin sağlık birimlerinde yüksek düzeyde alındığını ve uygulandığını söylemek güç. Muhtemeldir ki hastaneler ve bilimum sağlık merkezleri, kamu hizmeti verilen kurumlar arasında, en rahat girilen yerlerin başında gelmektedir. Silahtan baltaya, bıçaktan sopaya isteyen istediğini rahatlıkla sokabiliyor.
Hher şiddet türünde olduğu gibi sağlıkta şiddetin de etkisi muhatapla yani mağdurla sınırlı kalmıyor. Bu olaylara; tanık olan, duyan, empati kuran on binlerce sağlık çalışanı, korkuyor, mesleğinden soğuyor, içe kapanıyor. Tüm bunlar yaşanırken en trajik olan ise şiddet uygulayanların çoğu zaman elini kolunu sallayarak dolaşmalarıdır. Saldırganlar hakkında çoğu vakit hiçbir işlem bile yapılmıyor. Bazıları da gözaltına alınıp ifade sonrası serbest bırakılıyor. Sık sık yaşandığı gibi bu tür durumlarda sosyal medya baskısı devreye giriyor ve saldırganlar hakkında zoraki adli işlem yapılmış oluyor. Elbette vicdanları yaralayan bir tablo bu.
Yapılan çalışmayı, Sayın Cumhurbaşkanımız 14 Mart Tıp Bayramı’nda kamuoyuyla paylaştı. Buna göre bir sağlık çalışanına şiddet uygulayan saldırgan artık elini kolunu sallayarak gezemeyecek. Çünkü sağlıkta şiddet CMK kapsamına alınarak katalog suç sayılacak. Bunun için artık gözler TBMM’de. Çıkacak yasayla hem saldırganlar hak ettikleri cezalara çarptırılacaklar hem de benzer olayların yaşanmaması adına caydırıcılık sağlanmış olacak. Soruna yıllardır dikkat çeken, raporlar hazırlayan, suç duyurularında bulunan, mağdurlarla dayanışma içinde olan Sağlık-Sen olarak, böyle bir adımın atılacak olmasından son derece memnun olduğumuzun bilinmesini isterim.
Bugün bir sağlık çalışanı, dört sağlık çalışanının işini yapıyor. Yolu hastanelere düşen herkes, ağır iş yüküne ve yoğunluğa bizzat tanık oluyor. İş yükünün azaltılması, çalışanların diğer pek çok sorununun çözümüne pozitif etki edeceği gibi şiddet sorununun çözümüne de katkı sağlayacaktır. Şubat ayında, bakınız tam da bu anlattıklarımı özetleyen bir olay yaşandı. Bingöl’de göğüs hastalıkları uzmanı Dr. Ali Durmaz, 65 yaş üzerindeki bir hastayı muayene ettiği sırada baba ve oğul oldukları belirtilen iki kişi tarafından ‘muayene 5 dakika gecikti’ iddiasıyla darp edildi. Saldırıya uğrayan Dr. Ali Durmaz, ‘Artık dayanacak gücüm kalmadı’ diyerek mesleğinden istifa etti. Benzer istifaların ve acıların yaşanmaması adına, şiddet sorununa bütüncül yaklaşılmalıdır. Aksi halde sağlık çalışanlarının daha fazla dayanacak gücü kalmayacaktır.
Ay boyunca yaşanan 21 şiddet olayının 8’ine bizzat hastalar imza attı. Hasta yakınları ise 13 olaya neden oldu. Bu durum aşağı yukarı her ay tanık olduğumuz bir durum; şiddeti şifa bekleyen hastalarla, hasta yakınları gerçekleştiriyor. Yani fail ya da failleri uzakta aramamak gerekiyor. Yaşanan 21 şiddet vakasının 17’si hem fiili hem sözlü, 4’ü ise sözlü (hakaret, tehdit vs.) olarak vuku buldu. Şiddet olaylarının en çok yaşandığı yer yine hastaneler oldu. 21 şiddet olayının 19’u hastanelerde cereyan ederken, 1 olay aile sağlığı merkezinde, 1 olayı ise sahada meydana geldi. Ay boyunca 12 hemşire, 11 doktor, 4 güvenlik görevlisi, 3 acil sağlık hizmetleri çalışanı, 13 de diğer branşlardan sağlık çalışanı şiddet mağduru oldu. Görüldüğü gibi şiddet çalışan ayrımı yapmıyor. Kime denk gelirse, ne iş yaptığına ve kim olduğuna bakmıyor.
Ay boyunca yaşanan şiddet vakalarına imza atan 31 saldırgandan 14’ü tutuklandı. Bu durum, geçmiş dönemle kıyaslandığında, ümitvar olmamızı gerektiren ciddi bir ilerlemedir. Kuşkusuz bu noktaya gelinmesindeki en önemli neden toplumda oluşan duyarlılıktır. Bunun yanında, gözaltına alınan saldırganların 6’sı serbest bırakılırken, 7 saldırgan hakkında ise soruşturma başlatıldı. 4 saldırgan hakkında ise hakkında herhangi bir işlem yapılmadığı tespit edildi.
Tekirdağ’da bir doktoru hakaret ve tehditler eşliğinde bir odaya kilitleyen zanlıya mahkeme, 9 ay hapis cezası, 12 bin 750 TL de para cezası verdi. Yozgat Bozok Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde görevli hekime şiddet uygulayan saldırgana mahkeme, 5 yıl 3 ay 7 gün hapis cezası verdi. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesine bağlı Yenimahalle Semt Polikliniği’nde bir doktoru darbettiği gerekçesiyle tutuklanan zanlı hakkında 6 yıl 9 aya kadar hapis talebiyle dava açıldı. Temennimiz, sağlık çalışanlarına yönelik hiçbir şiddet olayında, saldırganın yaptığının yanına kar kalmamasıdır.'' dedi.