Arapça'da ''on'' anlamına gelen ''aşara'' kelimesinden türeyen Aşure (Aşura) Günü 16 Temmuz 2024 tarihindedir. Muharrem Ayı ayrıca İslami Peygamberi Muhammed'in torumu Hüseyin'in Yezid'in ordusu tarafından öldürüldüğü gündür ve bu ayda oruç ibadeti de yapılır.
Aşûre Günü ne yapılır?
a - O gün, eve ufak-tefek erzak alınırsa, bir sene boyunca evde bereket olur.
b - En az 10 müslümana birer selâm veya bir müslümana 10 selâm verilir. Fakir-fukarâ sevindirilir.
c - O gün gusledenler, bir sene ufak-tefek hastalık görmezler.
d - 10 defa; "Sübhânallâhi mil'el mîzân. Ve müntehel-ılmi ve mebleğar-rızâ ve zinetel-arş"
e - Yine Aşûre gününe mahsus olmak üzere kuşluk vaktinde 2 rek'at namaz kılınır. Her rek'atte 1 Fâtiha-i şerîfe, 50 İhlâs-ı şerîf okunur.
Namazdan sonra 100 defa; "Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammedin ve Âdeme ve Nûhın ve İbrâhîme ve Mûsâ ve Îsâ ve mâ beynehüm minen-nebiyyîne vel-mürselîn. Salevâtullâhi ve selâmühû aleyhim ecmaîn"
f - Öğle ile ikindi arasında 4 rek'at namaz kılınır. Beher rek'atte 1 Fâtiha-i şerîfe, 50 İhlâs-ı şerîf okunur.
Namazdan sonra; 70 İstiğfâr-ı şerîf, 70 Salevât-ı şerîfe, 70 defa: "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil-aliyyil-azıym" okunur. Ümmet-i Muhammed (s.a.v.)'in hidâyeti ve halâsı için duâ edilir.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nun Aşure Günü ile ilgili açıklaması
Muharrem ayının fazileti ve bu ayda, özellikle de 10 Muharrem’de oruç tutmanın hükmü nedir?
“Muharrem” hürmet edilen anlamındadır. Bu ay, Hz. Peygamber (s.a.s.) tarafından Allah’ın ayı diye nitelendirilmiştir (Müslim, Sıyâm, 202; Ebû Dâvûd, Savm 55; Tirmizî, Savm, 40). Bu niteleme Muharrem ayının faziletine, ilahî feyz ve bereketinin bolluğuna işarettir.
Resûlullah (s.a.s.) bir hadisinde şöyle buyurmuştur: “Ramazan’dan sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem’de tutulan oruçtur. Farz namazlardan sonra en faziletli namaz da gece namazıdır.” (Müslim, Sıyâm, 202-203; Ebû Dâvûd, Savm, 55; Tirmizî, Savm, 40)
Muharrem’in onuncu günü âşûrâ günüdür. Bu gün oruç tutmak da bazı âlimlere göre sünnettir (Serahsî, el-Mebsût, III, 92). Zira Resûlullah (s.a.s.), âşûrâ gününde oruç tutmuş ve bunu müslümanlara tavsiye etmiştir (Buhârî, Savm, 69). Hz. Peygamber (s.a.s.) Medine’ye gelince, yahudilerin âşûrâ gününde oruç tuttuklarını görmüş ve “Bu gün niçin oruç tutuyorsunuz?” diye sormuştu. “Bu, hayırlı bir gündür. Allah, o günde Benî İsrâil’i düşmanlarından kurtardı. (Şükür olarak) Hz. Mûsâ o gün oruç tuttu.” dediklerinde Resûlullah da (s.a.s.) “Ben Mûsâ’ya sizden daha layığım (yakınım).” buyurup o gün oruç tuttu ve müslümanlara da tutmalarını tavsiye etti (Buhârî, Savm, 69; Müslim, Sıyâm, 127-128). Hz. Peygamberin (s.a.s.) bu günde oruç tutulmasını teşvik eden başka hadisleri de vardır. Bir hadiste, “Âşûrâ günü orucunun önceki yılın günahlarına keffâret olacağını zannederim.” (Tirmizî, Savm, 48) buyurmuştur. Başka bir hadiste de âşûrâ orucuna işaret ederek “Ramazan orucundan sonra en fazîletli oruç Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur.” (Tirmizî, Savm, 40) buyurmuştur.
Hz. Peygamberin (s.a.s.) yahudilere muhalefet için ertesi sene âşûrâ orucunu Muharrem’in dokuzuncu günü de tutacağını söylemesi (Ebû Dâvûd, Savm, 66); bu orucun Muharrem ayının dokuzuncu ve onuncu veya onuncu ve on birinci günlerinde tutulmasının daha doğru olacağına işaret etmektedir (Bkz. Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, IV, 52; Abdürrezzâk, el-Musannef, IV, 287).
Şu da bilinmelidir ki, Ramazan orucu farz kılınınca Hz. Peygamber (s.a.s.), isteyenlerin âşûrâ orucu tutup isteyenlerin tutmayabileceğini belirtmiştir (Buhârî, Savm, 69; Müslim, Sıyâm, 113-126).