Son yıllarda artan betonlaşma ve beşeri yapıların artması, doğayla iç içe olmamızı giderek kısıtladı. Artık çoğu insan, yüksek katlı modern binalarda yaşamakta; müstakil bahçeli evler popüleritesini kaybetmiştir.
Şehirleşmeden ve betondan bıkan insanlar, işlerinden arda kalan zamanlarında doğa gezileri yapmakta, kamplar kurup doğa ile güzel vakitler geçirmektedir. İmkanları dahilinde doğa ile buluşan insanlar oldukça şanslıdır. Çeşitli imkansızlıklar ve özel durumları nedeniyle doğa ile buluşamayan bir grup var. O grup da tabi ki engelli insanlardır.
Engelli insanlar, gerek sağlık problemleri, gerek ulaşım ve erişebilirlik problemleri nedeniyle doğaya ulaşamamakta ve modern denilen şehrin içinde kapalı kalmaktadır. Bu durumu değiştirmek bizim elimizde. Sevgili doğaseverler! Gelin engellileri de alıp, doğa gezisine çıkalım ve kamplar kurup, keşifler yapalım. Engellileri de doğa ile buluşturup doğanın erişebilir olduğunu gösterelim. Ne dersiniz?
Bu konuyla alakalı doğuştan ya da sonradan engelli olan arkadaşlarımız doğa hakkında düşüncelerini ve yaşadıkları zorlukları anlattılar.
Söz engelli arkadaşlarımızda...
ZUHAL KURT 29 YAŞINDA BEDENSEL ENGELLİ
Doğa bana göre tam bir huzur kaynağı. Hele nehir kıyısında olursa alacaksın oltani balık tutacaksın. Böcekgillere meraklı olsaydım onları yakalar incelerdim. Küçükken oturur karınca topluluğunu izlerdim. Acayip çalışkanlar. Sessiz kuş cıvıltıları arasında kitap okumak da çok güzel olur. Ormanda piknik yapmayı da çok severim. Ormanlar sandalyede olanlar için zor. Manuel sandalyeyi ilerletemiyorsun çok fazla. Akülü sandalye bir nebze daha iyi.
SERCAN AYDOĞAN 31 YAŞINDA GÖRME ENGELLİ
Doğa diyince aklıma ilk gelen temiz havadır. Bizim Beykoz bu konuda çok güzel. Başka ilçelerde bu yok. Temiz hava şart.
Yanımda gören bir refakatçım olmadan doğada kamp kuramam ve dolaşıp keşif yapamam. Bu benim açımdan biraz zor.
CENGİZ EKİNCİ 45 YAŞINDA ORTOPEDİK ENGELLİ
Doğa hayatın kendisidir bir kere. Her şeyden önce doğa vardı. Tabi insanlar yok etmeden önce. Anlatmak zor aslında. Doğa bazen huzurdur, bazen felaket, bazen aşktır. Düz yollar olmadığı için bizim yürüyüş yapmamız zor.Kamp yapmak, gölün kenarında balık tutmak isterdim ama bizim için ulaşım zor.
Yollar olsa da o zaman anlamı kalmıyor.Bizlere atv gibi özel araçlar olması lazım.
MEHMET ALİ ÖNCÜTÜRK 19 YAŞINDA ORTOPEDİK ENGELLİ
Doğa sadece engelliler için değil, insanlar için değil, tüm canlılar için olmazsa olmazdır diye düşünüyorum.Bizler engelli olarak halen daha bazı kişiler tarafından hakarete uğruyor, hak ettiğimiz muameleyi göremiyoruz.Kimimiz bu durumdan ötürü, kimimiz de bir amacının olmadığını düşündüğü için toplum içine çıkmaktan kaçıyoruz.Açıkçası bu proje bu algıların kırılmasına ön ayak olabilir ve engellilerin de doğayla iç içe olmaları sağlanabilir.
Doğa insanın negatif enerjisini alır yerine pozitif enerji verir diye düşünüyorum. Özellikle bizler için çok güzel bir şey. Mesela ben bir dağa, ormana gittiğim zaman temiz hava alıyorum ve bu bende negatif enerjiyi pozitif enerjiye çeviriyor. Tekerlekli sandalyede olan kardeşlerimiz var, rutin işlerini kendi başına yapamayanlar var. Eğer yanlarında gönüllüler olmazsa veya ailesinden birileri yanında olmazsa doğa gezilerinde sıkıntı olacaktır diye düşünüyorum.
CEMİL KARADENİZ 22 YAŞINDA ORTOPEDİK ENGELLİ
Doğada engelli kendini huzurlu ve özgür hisseder. Çünkü engelliye engel olan insanlar yok. Doğada kamp ya da yürüyüş yapmak istesek en önemli sorun wc ihtiyacı olur.
Engelli bireylerin yorumları sonrasında sonuç olarak; Bir çok engel ve bir çok düşünce yüzünden engelli bireyler doğa ile tanışamıyor ve bu güzel ortamdan mahrum kalıyorlar. Bu bireyler doğada kendilerini daha iyi hissedeceklerini belirtiyor ve doğada bulunmak istiyorlar. Bu sorunları aşıp engelli bireyleri doğayla buluşturmak gerekiyor.