3600 Ek gösterge olayı maalesef yılan hikayesine döndüğünü kaydeden Türk Eğitim-Sen Genel Başkan Yardımcısı M. Yaşar Şahindoğan, 12 Haziran seçimleri öncesinde Sayın Cumhurbaşkanının dört meslek grubunun (öğretmenler, polisler, hemşireler, imamlar) ek gösterge oranları 3600 e çıkacak taahhüdüyle, bu siyasetin gündemine girdi. Zaten Türk Eğitim-Sen olarak yıllardır talebimizdi. Türkiye Kamu Sen olarak bir yasa tasarısı hazırladık. Yasa tasarımızda yıllardır bizim talep ettiğimiz şekilde, bütün kamu çalışanlarının ek gösterge oranlarının yeniden güncellenmesini talebini ortaya koyduk. Bunu yaparken de, hiyerarşik silsileyi koruduk. Hatta, şu an ek göstergeden yararlanamayan, yardımcı hizmetler sınıfında çalışanları da bu tasarıya dahil ettik. Yasa tasarımız mecliste plan bütçe komisyonun da duruyor. Bu ek gösterge düzenlemesinin iktidarıyla, muhalefetiyle el birliğiyle çıkarılması.” dedi.
Türk Eğitim Sen olarak, yıllardır öğretmen meslek kanunun çıkartılmasının konusunda ısrarlu olduklarının altını çizen Türk Eğitim-Sen Genel Başkan Yardımcısı M. Yaşar Şahindoğan, Öğretmenlik mesleğinin statüsünü sağlam bir yasal zemine kavuşturacak, mesleğimizin saygınlığını koruyacak bir kanun ediyoruz. 2023 Eğitim vizyon belgesinde, kamuoyuna öğretmen meslek kanunu çıkarılacak taahhüdü verildi. Gerek 2023 eğitim vizyon belgesi gerekse öğretmen meslek kanunuyla ilgili görüşlerimizi bakanlığımıza sunduk. Bize 2019 yılı sonu itibarıyla kanunun çıkarılacağı ifade edilmişti. Ancak şu ana kadar çıkarılmadı. Meslek kanunun da neler olmalı: En başka okul müdürlerinin kadroya alınmasıdır. Maaşlar ona göre artacak. Bir teşvik uygulaması var. Biz, Türk Eğitim Sen olarak yıllardır şunu ifade ederiz: Ülkemizin elverişsiz koşullarının hakim olduğu bölgelerde, öğretmen istihdamı sağlanamıyor. Hatta bunun tedbiri olarak da çakılı sözleşmeli uygulama getirildi. Bize göre; bu insanlık dışı bir usuldür. Biz bakanlığa şunu söyledik: Ülkemizin elverişsiz koşullarının hakim olduğu bölgelerde öğretmen istihdamını sağlamanın yolu, öğretmeni esir etmek değil, teşvik etmektir. Şunu önerdik: Mahrumiyet derecesine göre bir brüt asgari ücret ile iki brüt asgari ücret olarak değişen oranlarda, zorunlu hizmet tazminatı verelim. Nitekim bizim bu önerimi, devletimiz tarafından şu an kabul edilmiş durumdadır. 2023 vizyon belgesi ve çıkarılması planlanan meslek kanununda teşvik uygulamasıyla yer bulmuş durumdadır. Tabi bunun da bir ekonomik karşılığı var.” diye konuştu.
İl içi, özür grubu mağdurlar hakkında da önemli açıklamalarda bulunan Türk Eğitim Sen Genel Başkan Yardımcımız Selahattin Dolğun; “İl içi özür grubu mağdurlarının MEB tarafından yıllardır görmezden gelinmesini anlamak mümkün değil. Aynı ilde fakat aralarında 100-200 km mesafe bulunan aileleri birleştirin artık. 50 Km sınırı koyarsınız, üzerindekileri ilçe emrine vererek mağduriyeti giderirsiniz. Bu duyarsızlık artık son bulsun!” şeklinde konuştu.