Bahane bulma bir hastalık mı yoksa hayat şartlarının zorlamasıyla kendini aklama, teselli bulma çalışması mı, cevabını bilmek çok zor. Ama hepimiz başarısızlığımıza bir bahane, bir kılıf uydurarak rahatlarız.
Bu düşünce, eğitimde, ailede, sporda, ekonomide, siyasette, yönetimde hayatın her alanında karşımıza çıkıyor.
Başarırsız öğrenci için suçlu öğretmendir. Öğretmen kasıtlı olarak kendisine düşük not verdiğini söyleyerek rahatlar. Okuyamayan insan için suçlu ailesidir. Yine mutsuz çocuk için sebep ana-babasıdır Ailesi kendisi için gerekli imkânları sağlamadığını, arkadaşları gibi kendini kursa, dershaneye göndermediğini söyleyerek başarısız olduğunu, mutsuz olduğunu söyleyerek rahatlar.
Lisede okumada zorlanan, yazamayan öğrenci için, ortaokuldaki Türkçe öğretmenini, ortaokulda Türkçesi iyi olmayan öğrenci için, ilkokul öğretmenini, ilkokul öğretmeni de veliyi suçlar. Hiç kimse soruna sahip çıkıp, o çocuğa güzel konuşma yazmayı öğretmek için birlikte neler yapılacağını düşünmez. Öylece bırakılır..
Futbol takımı başarısız olunca, yönetim teknik direktörü, teknik direktör futbolcuları, onlarda yönetimin maaşlarını vermediği için başarısız olduklarını söylerler. Sonunda suçlu hakemdir.
Mağlubiyetlerin sorumluları hep hakemdir. Bahane ona kesilir.
Aynı şeyler, başka meslekler için de geçerlidir. Yeni başlayan hep önceki haleflerinin eksik yanlarını söyler, kendisinin hepsinin üstesinden kısa sürede geldiğini ifade eder.
Seçilemeyen belediye başkanı seçilmeme sebebi olarak önce yakınlarını, sonra hemşerilerinin kendini desteklemediği bahanesini öne sürer, sonunda da rakibinin zengin olması bahanesini ileri sürer, önümüzdeki seçime daha çok çalışacağını söyleyerek avunur.
Çok para hırsıyla parasını dolandırıcıya kaptıran kişi başkaları da kaptırmış diyerek teselli bulur.
Öğretmenlik için, sağlık memurluğu için KPSS sınavına girip alanıyla ilgili kontenjandan dolayı işe yerleşemeyen kişi ya da ailesi, “biz de diğerleriyle aynı puanı aldık, ama adamımız olmadığı için bizimki giremedi, o girdi” bahanesini işleri sürüp rahatlarlar.
Bir komşumla benzer konuda tartıştım.İddiasını kesinlikle doğru olamayacağını ifade ettim..Gelininin 85 puan aldığı halde giremediğini iddia edince sonuç belgesini istedim. Baktığımda branşının farklı olduğunu gördüm. Fakat durumu anlamamakta direndiler. Çünkü kendilerini böyle tatmin ediyorlardı.
Yeni atanan okul müdürü, okulun sorunlarını büyüklüğü karşısında ne yapacağını şaşırınca, sebebini önceki müdürün hiçbir şey yapmadığını, yattığımı söyleyerek tatmin olur.
Fakat o işler öyle kolay olmadığı için kısa sürede nasıl oradan kaçacağını düşünür.
Ailede bir olumsuzluk yaşandığında, bir işten zarar edildiğinde, çocuk başarısız olduğunda, çocuk suç işlediğinde karı kocasını, koca da karısını, hep senin yüzünden oldu diye suçlar.
Acaba bu durum sadece bizim millette mi, yoksa tüm diğer milletlerde de var mı? Bununla ilgili bir araştırma sanırım yok, ama tüm insanlar için geçerli olduğunu düşünüyorum.
Başarısızlığı üstlenmediğimiz sürece asla işlerimiz yoluna girmez, başarılı olamayız. Belki de böyle teselli olmaktayız. En kolayı” Bahane bul, rahatla…”
Şemsettin CERAN
Eğitimci/Araştırmacı-YAZAR/