Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, ''Bizim bu yıl hayata geçirmeyi planladığımız Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin önemli çıktılarından bir tanesi bu türden etkinlikler olacak. Çocuklarımızın okumaları, okuduklarından değerlendirmeler analizler yapabilmeleri ve bu okumalarını sonra yazmaya dönüştürebilmeleri bizim arzu ettiğimiz çıktılardan bir tanesi. Sadece okuma anlamında değil, bu haftayı tüm Türkiye genelinde gençlerimizin, çocuklarımızın bir anlamda bir yılın emeklerinin, bir yılın ürünlerinin yansıtıldığı bir ortam olsun istedik. Bir festival havasında, bir şenlik havasında olsun istedik. Türkiye'nin her tarafında okullarımızda öğrencilerimiz, öğretmen arkadaşlarımız bir yıl boyunca ürettiklerini paylaşıyorlar. İnşallah güzel sonuçlar elde ederiz. Dolayısıyla bu ve benzeri projelerimizin devam edeceğini ifade etmek istiyorum.
Bu yıl özellikle bu proje için seçilen başlık, bizim yıl içerisinde yürüttüğümüz Türkçemizle alakalı projenin de tamamlayıcısı oldu. Bu anlamda da güzel bir tevafuk oldu. Önümüzdeki yıllarda çocuklarımızı, gençlerimizi bu anlamda daha güçlü kılacak projelerin hayata geçirileceğini burada paylaşmak istiyorum.
Yusuf Has Hacib, bir anlamda Machiavelli'nin kendisinden kopya çektiği kişi. Ama biz dünyaya Yusuf Hacib'i iyi tanıtamamışız; Machiavelli ondan çok daha bilinir.
Maalesef bu tür eserlerimiz hak ettiği değerleri bulamamışlar. Bu eksiklik belki bu salondaki gençlerimizin, çocuklarımızın değil üniversitelerimizin, entelektüellerimizin, akademisyenlerimizin eksikliği. Proje dolayısıyla Kutadgu Bilig temasının seçilmesi bu anlamda bir örnek olacak.
Gelin bu yaz hep beraber bu yükün hepimizin üstünde olduğunu, eğitim-öğretim sürecimizin daha nitelikli hale gelmesinin sağlanmasında hepimizin payı olduğunu düşünelim. Öğretmen arkadaşlarımıza, okullarımıza, öğrencilerimize sizler de yardımcı olun. Siz üstünüze düşeni yaptıktan sonra hatalarımız, kusurlarımız varsa gelin onu bize söyleyin. Önce kendi üstümüze düşen sorumlulukları yapalım, ebeveyn olarak.
Türkiye'deki ebeveynler bu anlamda dünya ortalamasının yarısının altındalar. Çin'de, Endonezya'da, Malezya'da 10-12 saat haftalık kitap okuma oranları varken bizde 4,5-5 saat. Peki kitap okumayan bir velinin çocuğuna 'evladım, bir kitap oku, yaz tatilini boş geçirme' demesi sizce ne kadar uygulanabilir? 'Evladım cep telefonunda çok vakit geçiriyorsun, televizyonun karşısında vakit geçiriyorsun, bilgisayarın karşısında vakit geçiriyorsun' diyen bir anne-babanın kendisinin davranışlarını sorguya çekmesi gerekmez mi? Çocuğuyla sohbet etmek yerine cep telefonundan başka şekilde, başka tür konularla ilgilenmeyi tercih eden bir velinin çocuğuna bunu salık vermesi ne kadar doğru?
Hadi beraber kitap okuyalım, hadi beraber cep telefonlarımızı, bilgisayarlarımızı, televizyonları kenara koyalım, beraber bir şey yapalım.'' dedi.