Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "lise sınavları 3 Mayıs'a ertelenmişti. Hali hazırda mevcut koşullar önümüzdeki kabine toplantısında yapılacak tartışmalar, ortaya çıkacak sonuçlar tabloyu bize yeniden gösterilecek. Biz eğer Bilim Kurulu'nun önerisiyle ortaya çıkan verilere bakarak böyle bir şey gerekiyorsa gereğini tabii ki yapacağız.
Biz eğer hiç karar değiştirmezsek plastik çiçek gibi oluruz. Benim mevsime bakmam lazım. Doğal olmam lazım. Bunun kararını verirken, eğer bu gerekiyorsa yapılmalı." dedi.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Bir taraftan öğretmenler devam ediyor. Elbette 8. ve 12. sınıflar şu anda okullara devam ettiği için buradaki arkadaşlarımızın bir an önce aşı olmasını tabii ki istiyoruz. Bunun için çalışıyoruz ve Sağlık Bakanlığı ile emin olun her gün görüşmelerimiz var Bu konularla ilgili olarak.
"Bu yıl "23 Nisan Kutlu Olsun" değil "Mutlu olsun" diye başladık. Niye? Çünkü çocuğun şu andaki ihtiyacı oyun ve bu iyilik haline onu ulaştıracak olan sempatik alan. 23 Nisan'ın da bu yılki dönemi bu doğrultuda, yani bir Rehabilitasyon amaçlı olarak devam edecek ilk defa." dedi.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Türkiye'nin zorluğu eğitim sistemiyle ilgili dönüşümün yeniden bir sıçramaya şahit olacağı bir süreci yaşıyor olmasından. Milli Eğitim Bakanları gelecek için çalışırlar ve onun sorumluluğunu, vebalini yüklenerek çalışırlar. Şu anda yaptığımız her şey geleceğimizdeki vizyonumuz için.
Biz Z kuşağı ile beraber takımız, onların kahramanı olmak ya da onların bakanı olmak vs. bunlar 2. planda. Ben onların öğretmeniyim; kimi zaman hoşlarına gidecek şeyleri yaparım kimi zaman da sorumluluğum gereği hoşuna gitmeyecekleri söylerim.
Her şeyi boş verin diyerek hoş görünmekten yana mı olmalıyım? Salgında olağanüstü bir durum var 3-4 tane sınav olur mu, 1 tane olsun yeterli. Yani bunu sınırlayalım bakış açısındayız." dedi.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Biz belli sorumlulukları üstlenmiş kişiler olarak verilere bakmak zorundayız. Yani ne var önümüzde, Bilim Kurulu. Ne diyor istatistikler? Neyi gösteriyor eğriler, grafikler. Neyi gösteriyor bize diye baktığınızda hep şunu söylüyorlar; İşte okullar açıyorsunuz, kapatıyorsunuz.
Şimdi mesele şu, okul belli dersleri öğrenmenin çok çok ötesinde bir kurum. Yani sosyalleşmenin de biraz önce söylediğini; sosyal-duygusal edinimlerini de bir şekilde öğretmenle bir arada olmanın arkadaşlıkların, oyunların, eğlencenin, zaman geçirmenin merkezi okul. Okulun bu kimliği çok anlaşılmamıştır.
Ama şimdi bakıyoruz, bana istatistikler, Bilim insanları ile görüştüğümde istatistikler okulların kapalı olmasını gerektiriyor dediğinde biz kapatıyoruz. Ama artık şu noktada, "İyi, açılabilir dediğinde açıyoruz. Eğer ben hiç açmazsam, eğer ben tamamen "Hadi sizin söyleminizle de tırnak içinde salıversem, emin olun çocukların davranış kalıpları, davranış örüntüleri ve çalışma alışkanlıkları, bir şekilde iletişim örüntülerinde bir dejenerasyon oluşacak.
Bana birisi dedi ki, "Yahu Ziya hoca, sen boşver sınavları, kaldır hepsini. Yüz yüze sınav da yapma seni çok severler" dedi. Yani dostane söyledi. Ben şunu söyledim, şunu mu tercih ediyorum zannediyorsunuz, beni sevmesinler diye uğraşıyorum mu zannediyorsunuz. Bir çocuğun bir dönemde 3 sınavı var bunu boşverin diyoruz, kime olsun liselere olsun. İlk dönemde sadece liselere yaptık, ikinci dönemde ortaokullara da yaptık. Üniversite matematiğinde büyük sorun yaşarsınız. Türkiye'nin eğitim sisteminin ciddi zarar görmesi söz konusu. Ben her şeyi boşverin demekten yana mı olmalıyım? Biz bunu bir çok psikiyatr ile görüşüyor, eğitim bilim kurulu ile, il milli eğitim müdürlüklerine, okullara, öğretmenlere danışıyoruz.
Okulları açık tutmaya çalıştık. Canlı sınavlar olmadığında, çocukların yüzde 90 civarında bir kısmı, her şeyi bırakıyor. Çocuğun çalışıp çalışmadığını nasıl anlarsınız. Kayıp kuşak denilen bu, her ülkenin kendisine göre farklı. Bizim toplumumuzun farklı iyileştirici güçleri var.
Burada bakmamız gereken şu, ilkokul, lise, ortaokulların ne kaybı var, üst gelir, alt gelir gruplarında ne kayıplar var buna bakmamız lazım. Böyle baktığımızda problemleri görüyoruz. Köy okullarını açık tuttuk, ilkokulları açabildiğimiz kadar açtık, niye açtık, orada eksik vardı. Sınav gruplarında büyük psikolojik stress gördük, köy okulları, birleştirilmiş sınıflarda akademik stress gördük. Onun için dikkat ederseniz 8-12'leri açık tutmaya çalıştık. İlkokulları önemli ölçüde açık tutmaya çalıştık." dedi.