'Çırak, Kalfa Bulamıyorum' Retoriğini Tarihe Gömeceğiz

Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ''Mesleki okul öğrenci ve öğretmenleri maske, dezenfektan, solunum cihazı ürettiler. Hatırlarsanız Bursa'da Tophane Tekirdağ Lisesi'nde hızlı antiseptik ürettiler. Mesleki eğitim okullarımızda 200 milyonluk yıllık gelirlerden, 1 milyar 162 milyonluk gelir kapasitesine ulaştık. Bir taraftan eğitimin kalitesini artırırken diğer taraftan üretim kapasitesini artırmaya ve olağanüstü koşullarda toplumun ihtiyaç duymuş olduğu ürünleri üretebilir duruma getirdik. Böylece iş gücü piyasasıyla entegrasyonu da sağlamış olduk. Ülkelerin kalkınmasındaki en önemli alan olan fikri mülkiyet ve sınai haklar alanına girdik. Eğer siz katma değeri yüksek olan ürünler üretemezseniz, dünya ile rekabet etmeniz mümkün değil, sadece güçlü ülkelerin taşeronu olabilirsiniz. İşte mesleki eğitimde mütevazı başlangıçlarla patent, faydalı model, marka tasarım tescilleriyle ilgili çok önemli adımlar atıldı. Milli Eğitim Bakanlığının 2022'nin ilk 5 ayında almış olduğu tescil sayısı 7 bin 200.

Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle külliyede 50 Ar-Ge merkezinin açılışını yaptık. Meslek liselerinde Ar-Ge merkezleri kurduk, şu anda 55 Ar-Ge merkezimiz var. Meslek liseleri yurt dışına ihracat yapmaya başladı. Bunlar çok önemli adımlar. 25 Aralık 2021 itibarıyla üç önemli kritik değişiklikle, işverenler üzerindeki 3308 sayılı kanunla, çırak aldığınız zaman asgari ücretin yüzde 30 payını verme külfetini kaldırdık, tamamen devlet olarak üzerimize aldık. Aynı zamanda 3. sınıfa geldiği zaman kalfaların almış olduğu asgari ücretin yüzde 30'unu da yüzde 50'ye çıkardık. Bugün çırak-kalfa sayısı 510 bin, 2022'nin sonunda 1 milyona çıkartacağız. 'Çırak, kalfa bulamıyorum' retoriğini sanayicilerle birlikte tarihe gömeceğiz.

Çözüm üretmemiz gereken bir kitlemiz var. İşte mesleki eğitim merkezinde bu kitleyi mesleki eğitimle buluşturup yepyeni bir açılım yaparak 2023'te OECD ortalamasını yakalayacağız. Biz el ele verdiğimiz zaman, bu güzel ülkede çözemeyeceğimiz hiçbir problem olmadığına inanıyoruz. Yeter ki samimi bir şekilde el ele verelim. Yeter ki samimi bir şekilde birbirimize destek olalım, sırt verelim ve beraber yürüyelim. O yürümede ortaya çıkan hikayeleri ben inanıyorum ki yeni başarı hikayeleriyle taçlandıracağız. Ben onun için bugün burada olmayı çok istedim. Sizlere teşekkür etmek için, sizlerle beraber yol yürüdüğüm için mutluluğumu ifade etmek için buraya geldim. Hepinize çok teşekkür ediyorum. İSO'nun 70'inci yıl dönümünü kutluyorum. 1952 yılında başlamış olduğu yolculukta, gelmiş olduğu mesafeleri görmek gerçekten çok büyük mutluluk veriyor, geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor, ülkenin her ne kadar bu günlerde zorluklar geçirse bile birlik, beraberlik içerisinde bu türbülansları da atlatabileceğine inancımızı daha çok perçinliyor.'' dedi.