Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Köy Yaşam Merkezlerimizi eğitimde gelenekle geleceği buluşturan stratejik bir yatırım olarak görüyorum. Evlatlarımızı yarının geleceğine hazırlıyoruz. Köylerimize yeni bir dinamizm katacağına inanıyorum. Milli Eğitim, İçişleri ve Tarım Bakanlığımızı tebrik ediyorum. Sıradan bir memurluktan öte vatan görevi yürüten öğretmenlerimize teşekkür ediyorum. Köy Yaşam Merkezlerimizin hayırlı olmasını diliyorum.
Önümüzdeki sene, Cumhuriyetimizin 100’üncü yıl dönümüyle beraber Millî Eğitim Bakanlığımızın da 100’üncü yaşına erişeceğiz. Tarihimizin dönüm noktalarını teşkil eden bu önemli yıl dönümleriyle ilgili hazırlıklarımıza şimdiden başladık. 2023’ü her bakımdan ülkemiz, milletimiz ve kurumlarımız için yeni bir dönemin mukaddimesine dönüştürmek istiyoruz. Kısa süre önce kamuoyuna açıkladığımız Türkiye Yüzyılı programımız, bu hedefimizin adeta çatısını kurmaktadır. Şimdi sıra, Meclis’teki ve kabinemizdeki arkadaşlarımızın da yer alacağı kapsamlı bir çalışmayla, 81 vilayetimizle birlikte Türkiye Yüzyılı’nı adım adım, tuğla tuğla inşa etmeye gelmiştir. Türkiye Yüzyılı hayalimizin mimarı da, müellifi de, sahibi de 85 milyonun tamamıdır. Bu program, kadınıyla-erkeğiyle, genciyle-yaşlısıyla ülkemizin tamamının, milletimizin tüm fertlerinin eseri olacaktır. Bugün artık krizlerden ziyade Türkiye Yüzyılı’ndan bahsedebilmemizin gerisinde, 20 yıllık bir demokrasi ve kalkınma reformu tecrübesi vardır.
Millet ve memleket olarak hangi başarıya imza attıysak, hepsi için mücadele ettik, ter döktük, gerektiğinde bedel ödedik. Yoklukların, ekonomik krizlerin ülkesinden; sanayisiyle, ihracatıyla, turizmiyle, tarımıyla ekonomisi göz dolduran bir Türkiye’ye işte bu şekilde kavuştuk. Vesayetin adeta kol gezdiği bir ülkeyi, demokrasisi parmakla gösterilen bir seviyeye bu şekilde taşıdık. Üniversiteden iş hayatına yasakların hüküm sürdüğü bir Türkiye’den, hak ve özgürlüklerin her alanda korunduğu bir ülkeye bu şekilde geldik.
Türkiye Yüzyılı hayalimizin mimarı da müellifi de sahibi de 85 milyonun tamamıdır. Bu program kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla ülkemizin tamamının, milletimizin tüm fertlerinin eseri olacaktır. Dün Avrupa'nın 'hasta adamı' olarak görülen bir milleti nasıl yeniden ayağa kaldırdıysak, tüm yokluklara ve imkansızlıklara rağmen Milli Mücadele'yi nasıl zafere taşıdıysak, önümüze çıkartılan engelleri nasıl birlik ve beraberlik içinde aştıysak, darbelerden terör saldırılarına her türlü badirenin üstünden nasıl alnımızın akıyla geldiysek, Türkiye'yi son 20 yılda nasıl bölgesinin ve dünyanın parlayan yıldızı haline getirdiysek, inşallah bugün de milletimizin ve insanlığın tarihinde yeni bir dönemin muştusu olacak Türkiye Yüzyılı'nı beraberce hayata geçireceğiz.
Tarih boyunca kendisine biçilen sayısız kefeni parçalamış bir ecdadın torunları olarak hedeflerimize doğru kararlılıkla yürüyeceğiz. Rabb'im her birinizden razı olsun diyor, Türkiye Yüzyılı'nın inşasına yapacağınız katkılar için şimdiden sizlere kalpten teşekkür ediyorum. Elde ettiğimiz hiçbir kazanım bize altın tepside sunulmadı. Vesayetin adeta kol gezdiği bir ülkeyi, demokrasisi parmakla gösterilen bir seviyeye bu şekilde taşıdık.
20 yıl önce ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimizde Türkiye'yi 4 ana sütun üzerinde inşa etme sözünü vermiş, ilk sıraya da eğitimi almıştık. Ardına sağlığı koymuştuk, ardından adalet ve emniyet demiştik. Bu 4 sütunun da tamamını gerçekleştirdik. Ardından ulaşım, enerji, tarım, diplomasi dedik ve bunların hepsini teker teker hayata geçirdik. Aradan geçen 20 yıllık süre zarfında milletimize verdiğimiz her söz gibi, hamdolsun bunları da hayata geçirdik.
Halihazırda görüşmeleri devam eden 2023 bütçemizde eğitime tahsis edilen kaynak toplam 651 milyar lirayı bulmakta. Kütüphanesi, laboratuvarları, spor salonları, çalışma atölyeleri ve diğer imkanlarıyla okullarımızın çehresini tamamen değiştirdik. Toplam 750 bin yeni atamayla öğretmen sayımızı 1 milyonun üzerine çıkartarak, eğitimci başına düşen öğrenci sayısında OECD ortalamasını da yakaladık.
Ders kitaplarından yardımcı kaynaklara öğrencilerimizin tüm temel ihtiyaçlarını gidererek, eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirdik. Öğrencileri formatlayan ideolojik eğitim müfredatı yerine evlatlarımızın yeteneklerini keşfetmeyi amaçlayan özgürlükçü bir modeli hakim kıldık. Kur'an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi'nin aralarında olduğu seçmeli derslerle evlatlarımıza erken yaşlardan itibaren kültürünü, inancını ve medeniyet değerlerini öğrenme imkanı getirdik. Birileri buram buram faşizm kokan sebeplerle kız çocuklarımızın okula gitmesine mani olurken, biz tüm kademelerde bu engelleri kaldırdık. Bizden önce yüzde 39 olan ortaöğretimdeki kız çocuklarımızın okullaşma oranı ise yüzde 90'ları buldu.
Meslek edindirme ve halk eğitimi kurslarımıza, özellikle kadınlarımızın gösterdiği yoğun ilgiden gayet memnunuz. Eşimin de destek verdiği Aile Okul Projesi, aile kurumuna yönelik tehditlerin arttığı günümüzde önemli bir ihtiyacı karşılıyor.
İnşallah, bundan sonra da gerek mevzuat düzenlemeleriyle gerek bu tür projeler vasıtasıyla aile müessesesini korumayı sürdüreceğiz. Eğitim konusunda ulaştığımız noktayı önemsiyor ama yeterli bulmuyoruz. Mevcut kazanımlarımızın üzerine sürekli yenilerini eklemenin mücadelesini veriyoruz.
Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz Köy Yaşam Merkezleri, bu çabaların geçmişle geleceği mezcetme irademizin bir ürünüdür. Burada gaye, tek parti döneminde yapıldığı gibi milletimizin inancına, kültürüne, değerlerine aykırı hayat tarzı dayatması asla değildir. Büyüklerimizden dinlediğimiz, insanımızın yüreğine adeta bir hançer gibi saplanan o utanç sahnelerinin tekrar yaşatılmasına izin vermeyiz. Köy kültürünü aşağılayan, köylüyü zulüm ve zorbalıkla tedip etmeyi amaçlayan eski örnekler, artık birer acı hatıradan ibarettir. Biz bu merkezlerimiz vasıtasıyla Anadolu irfanının en saf halini temsil eden köylerimizi, günümüzün imkan ve araçlarıyla yarına hazırlıyoruz. Bilgi ve teknolojik gelişmeleri köylerimize taşıyıp, ihtiyaç duydukları eğitimi sağlayarak, köylerimizin rekabet gücünü artırmayı hedefliyoruz.
Köy Yaşam Merkezlerimizde çocuk, genç ve yetişkinin aynı zamanda, aynı mekanda eğitim görmesini sağlayarak, hayat boyu öğrenme felsefesini insanımıza benimsetmek istiyoruz. Açılışını yaptığımız 2 bin yerle birlikte önümüzdeki yıl sonuna kadar tüm köylerimizde bu merkezlerimizi hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Muhtarlarımız olarak, bu süreçte sizlere de önemli sorumluluklar düşüyor. Sizlerden muhtarı olduğunuz köy ve mahallelerdeki kardeşlerimizi, Köy Yaşam Merkezlerimize yönlendirmenizi bekliyorum. Emekleriniz ve gayretleriniz için, her birinize şimdiden teşekkür ediyorum. Mahallelerinizdeki, köylerinizdeki her bir kardeşime, muhabbetlerimi iletmenizi rica ediyorum.
Köy Yaşam Merkezi modelini eğitim sistemine kazandıran Milli Eğitim Bakanlığı ile projeyi destekleyen Tarım ve Orman Bakanlığı ile İçişleri Bakanlıklarımızı huzurlarınızda tekrar tebrik ediyorum.
Maalesef Tutak'ta bir otobüsün devrilerek yanması sonucunda 7 vatandaşımız rahmetli oldu. Kendilerine Allah'tan rahmet diliyorum. Rabbim beterinden korusun diyorum. Tüm Tutak'lı kardeşlerime, milletimize başsağlığı temennimizi bu vesileyle iletiyorum.'' dedi.
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ''Ülkeler kendi rekabet güçlerini arttırmak amacıyla eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarını yüzde 100'e ulaştırmak için büyük çaba sarf etmektedir ama 2000'li yıllara geldiğimiz zaman manzara çok kötüdür. 2000'li yıllarda 5 yaştaki okullaşma oranı sadece yüzde 11'di, ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 44, yükseköğretimdeki net okullaşma oranı ise sadece yüz 14'tü.
Beş yaştaki yüzde 11 olan okullaşma oranı bugün yüzde 97'ye ulaşmıştır. İlkokuldaki okullaşma oranı yüzde 99,63'e yani yaklaşık yüzde 100'e, ortaokuldaki okullaşma oranı yüzde 99,44'e, ortaöğretimdeki okullaşma oranı ise 4+4+4'ün de getirmiş olduğu katkıyla yüzde 44'ten yüzde 95'e yükselmiştir. Yükseköğretimdeki net okullaşma oranı ise yüzde 14'lerden yüzde 48'lere çıkmıştır. İlk kez cumhuriyet tarihinde eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranları yüzde 95'in üzerine çıkmıştır. Peki, neden 70 yıl beklenmiştir, bu yüzde 95'e çıkmak için? O kültürel iktidarın paylaşımına izin vermeyen vesayetçi odaklar, bu ülkenin evlatlarının eğitimle buluşmasına hiçbir zaman fırsat vermedikleri gibi başörtüsü yasakları, katsayı uygulamaları gibi antidemokratik uygulamalarla erişimin önüne sürekli bariyerler çekmiştir. İşte bunlar da son yirmi yıl içinde artık eğitim sistemimiz çok daha demokratik, çok daha katılımcı, vatandaşlar arasında hiçbir ayrım yapmayan bir eğitim sistemi hâline gelmiştir. İnşallah, yeni Türkiye Yüzyılı'nda da bu mazlumlar sadece Türkiye'de değil, dünyanın her tarafında şarkılarını söylemeye devam edecektir.
Köylerde atıl duran köy okullarını çok kısa sürede revizyondan geçirdik ve köydeki çocuklarımızın anaokulu ve ilkokul ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli mevzuat dönüşümlerini de gerçekleştirerek bir köy çocuğu için bir okul açabilme kapasitesine geldik ve geçenlerde Van'da bir çocuk için bir ilkokul açtık. Sadece bununla kalmadık. Köydeki yetişkinlerimiz için de halk eğitimi merkezleriyle kıymetli Bakanımızın da işaret ettiği gibi tarımla, hayvancılıkla ilgili sürekli bilgilerini güncelleyecek yeni gelişmeleri takip edecek ve Türkiye'nin tarım alanında güçlü bir ülke olması yolunda köylerden kalkınmayı başlatacak bir projeyi uygulamaya geçirmiş bulunuyoruz. İnşallah, artık köylerden şehirlere çocuklarımızı taşımayacağız. Çocuklarımız da yetişkinler de köylerde olacak, öğretmenlerimizi ve usta öğreticilerimizi köylere taşıyacağız. Köylümüzün hizmetinde olup istediği her türlü kursu, inşallah, orada düzenleyeceğiz.'' dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ''Bir taraftan bunlar yapılırken bir taraftan da kıymetli Millî Eğitim Bakanımızın ortaya koyduğu ve talimatlarınızla bu güzel proje, sadece öğrencilerimizi değil; köylerdeki, kırsaldaki hayatı tekrar kucaklayacak annelerden kadınlara, gençlerden çocuklara kadar herkesi o hayatın içinde mutlu bir noktaya taşıyacaktır. Allah sizden razı olsun. Devrimlerinizle gelecek nesile güçlü ve büyük bir Türkiye'yi bırakacağız. İnşallah, Türkiye Yüzyılı sadece bizim değil, dünyanın ümidi olacak.
Eğitim, sağlık, enerji gibi altyapıların güçlendirilmesi ve nihayetinde köye dönüşün özendirilmesi yönündedir. Bu çerçevede Millî Eğitim Bakanlığımız ile 1 Kasım'da Köy Yaşam Merkezleri Projesi iş birliği protokolü imzalanmış ve hayata geçirilmiştir. Protokol çerçevesinde, kullanılmayan köy okulu binaları ihtiyaçlar doğrultusunda anaokulu, ilkokul ve halk eğitimi merkezine dönüştürülecek. Bu projemizle açılan köy yaşam merkezlerinde gerçekleştirilecek eğitim faaliyetlerinin çeşitliliğini arttırmayı ve bu merkezleri bir cazibe merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz. Buralarda genel mesleki ve teknik, kırsala yönelik kurslar düzenlenecek. Tarım, bahçecilik, ormancılık, tarım teknolojileri ve gıda alanlarında ihtiyaç duyulan kurs programları geliştirilecek. Kursların yanında köy, mahalle okulu uygulama bahçesi ve arazilerinde Bakanlığımızın desteğiyle üretim yapılacak ve bu üretimden elde edilen gelirler, yine bu merkezlerin ihtiyaçları için il ilçe millî eğitim müdürlüklerince kullanılacaktır. Ayrıca, bu merkezler tarafından ortaya konulan başarılı örnekler çevre köy, mahalleler ve il ilçe merkezlerindeki okulların düzenleyeceği gezilerle tanıtılacak. Bu konuda da bakanlıkların taşra teşkilatları iş birliği içinde olacaklardır. Hazırlayacağımız ortak takvim ve programlar çerçevesinde çiftçi eğitim faaliyetleri için kullanılmasını da sağlayacağız. Akıllı tarım, dijital tarım, dikey tarım ve topraksız tarım gibi konularda öğretmen ve öğrencilerimize yönelik eğitim faaliyetleri düzenlenecektir.'' dedi.