Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Bununla alakalı karar, eğer salgının seyri bakımından Bilim Kurulu'nun ortaya koyacağı tavır eğer 'Tüm sınıflar aynı anda açılabilir' ise, ki dünyaya baktığımızda şu anda tüm sınıfları tam zamanlı olarak her gün okula gitmesinin henüz olası olmadığını görüyoruz. O zaman bizim başka ne senaryomuz vardı? İki gün iki gün vardı, sınıf seviyeleri vardı. Bu sınıf seviyelerinde belirli sınıflar ki literatüre baktığımızda dünyada küçük yaşlarda riskin daha az olduğunu görüyoruz. Başka sağlık faktörleriyle de ilgili. Başka hastalıkları varsa, kronik rahatsızlıkları varsa ona da bağlı olmakla beraber bizim hala gördüğümüz tablo şu; hiç açılmayan sınıflarımız vardı. Bu sınıflar 7 ve 10. sınıflarla ilgili... Bunları aslında öncelikli olarak dikkat alanımızda tutuyoruz. Küçük yaşları dikkat alanımızda tutuyoruz. Meslek liselilerin özellikle stajlarını ve uygulamalarını dikkat alanında tutuyoruz. Sınav grubunda olan çocuklarımız da var, öğretmenleriyle yüz yüze çalışmak istiyorlar. Kısa süreli de olsa. Onlarla ilgili birtakım senaryolarımız var. Salgının seyrine bağlı olarak Bilim Kurulu'yla yapacağımız görüşmelere bağlı olarak da bunlardan hangisinin hayata geçeceğini de yaklaşık 10 gün önce paylaşmış oluruz." dedi.
Yüz yüze eğitimin 15 Şubat'ta başlaması durumumda önceki uygulamada yer alan "isteğe bağlılık" hususuna dair Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Elbette böyle bir sürece girilebilir. Çünkü tümüyle kontrol altında tutulabilen bir hadiseden söz etmiyoruz. Bundan dolayı birtakım sağlık sorunları bulunan, evinde hastası olan, kronik rahatsızlıkları olan bazı ailelerimiz ve çocuklarını aynı potada değerlendirmek doğru olmaz." dedi.
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, sağlık çalışanlarının ardından eğitimcilerin aşılanmasına geçileceğini dile getirerek, bu takvimin kendilerince de olumlu olduğunu söyledi.