Millî Eğitim Bakanlığının en yüksek danışma kurulu olan Millî Eğitim Şûrası, yedi yıldan sonra toplandı. Ana tema: Eğitimde fırsat eşitliği. Şûrada “temel eğitimde fırsat eşitliği”, “mesleki eğitimin iyileştirilmesi” ve “öğretmenlerin mesleki gelişimi” olmak üzere üç ana konuda özel ihtisas komisyonu kuruldu.
Ankara’da üç gün süren şûrada özel ihtisas komisyon raporları genel kurula sunuldu ve tavsiye kararları oylandı. İhtisas komisyonları maddeler üzerinde hararetli tartışmalarını sürdürürken Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e 20. Millî Eğitim Şûrası’nda merak ettiklerimizi sorduk. “Eğitimde sözü olana ‘buyur konuş’ dedik” ifadelerini kullanan Bakan Özer şunları söyledi: 600’un üzerinde geniş katılımlı oldu. Oldukça iyiydi. Sürece odaklanmak lazım çünkü süreç çok iyi işledi. Yaklaşık 33 bin farklı görüş bize ulaştırıldı. Eğitimle ilgili temas eden ve bu alanda sözü olan kim varsa dâhil ettik. ‘Gel buyur konuş’ dedik. Gelen bütün görüşler tek tek incelendi. Hiç müdahale edilmedi, merkeze gelmesi sağlandı. Bizim arkadaşlar gelen raporları temelde belirlenen üç başlık altında ayırdı. Ardından şûra üyelerine bu raporlar dijital ortamda iletildi. Dolayısıyla gelen üyeler hangi konuları tartışacaklarını biliyordu. Tabii burada üyeler ‘yeni bir şeyi söylemeyecek’ anlamı çıkmasın. Komisyonlarda o maddeler tartışılıp ilaveler yaptılar. Bizim istediğimiz, demokratik katılım. Divan üyelerine de söyledim: Hiçbir müdahale olmasın, herkes fikrini söylesin.
HER TÜRLÜ ELEŞTİRİYE AÇIĞIZ
Her türlü eleştiriye açığız. Yeter ki endoktrinasyon olmasın. Sürekli belli bir yöne çekilmesin. Yoksa söylemleri neden engelleyelim. Sadece bir kesim değil, herkesimden insan vardı. Bütün kesimleri bir masada buluşturdık. Ne diyeceklerse desinler. Genel algı nedir, ne yapılırsa düzelir? Bunları görüyorsunuz. Şûrada yer alan ekip basit bir ekip değildi. Buradan çıkan metne baktığınızda Türkiye’nin resmini görürsünüz. Oldukça kıymetli bir şey. Bakanlık olarak ne yaptığımızı biliyoruz. Durum tespiti yapıp yol haritası çıkardık. Sonra şunu söyledik: Burada tek başımıza karar vermeyelim, şûra ile bütün Türkiye tartışsın. Bundan sonra bu konularda yeni bir adım atıldığıda ‘Bu zaten şûramızın kararıydı oy birliği ile alındı. Türkiye burada mutabık, bunun olması gerekir’ diyeceğiz. Politikayı da güçlü kılıyor.
BUNDAN SONRA NE OLACAK?
İş olsun diye yapmadık bu şûrayı. Bundan sonraki aşamada birim amirleri toplantımızda buradan çıkanlar masaya yatırılacak. Elimizde bir çalışma zaten var. Hangileri örtüşüyor, sağlamasını yapacağız. Daha önce hiç düşünmediğimiz ama çok güzel bir görüş gelirse onu değerlendireceğiz. Ardından şûranın izleme değerlendirme raporlarını üç ayda bir yayımlayacağız. Oy birliği ile alınan kararlarda hangi mesafenin alındığı şûra üyeleri ve kamuoyuyla paylaşılacak. ‘Şu öneri gelmişti, şu şu sebeplerden dolayı dikkate aldık ya da almadık’ diyeceğiz. ‘Ben önermiştim, Bakanlık bunu hayata geçirdi’ desinler. O hikâyeyi sahiplensin derdimiz var.
Şûra çok şeffaf ilerleyecek. Usul ile ilgili bir yanlışlık da yoktu. Her şey önceki şûralarla aynıydı. Bu şûrayı diğerlerinden ayıran iki önemli özelliği; konuya odaklanma ve sonuçların kamuoyuna aktarılması.
Büyük ihtimalle maddelerin gerçekleştirilme oranı en yüksek olan şûra olabilir. Mesela, Cumhurbaşkanı’mızın açıkladığı Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun maddeleri... Zaten bunlar şûrada yer alan maddelerdi. Şimdi onlar yasalaşacak ve düşmüş olacaklar.
"YAPTIRIM ZORUNLULUĞU YOK"
Şûrada 128 maddede tavsiye kararı alındı. Eğitim-Bir-Sen’in "Okul öncesi öğretim programında çocuğun gelişim düzeyi dikkate alınarak din, ahlak ve değerler eğitimi yer almalıdır" önerisi oy çokluğuyla kabul edildi. Bakan Özer “Buradaki önerinin doğruluğunu ve yanlışlığını Millî Eğitim Bakanı olarak tartışamam. Bildiğiniz gibi Şura kararları, tavsiye niteliğindeki kararlardır. Uygulanma, yaptırım zorunluluğu yoktur” dedi.
ŞÛRA KALEMİ BAKAN ÖZER'E DEVREDİLDİ
20. Millî Eğitim Şûrası Divan Toplantısına en son yedi yıl önce yapılan şûrayı toplayan eski Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı da katıldı. Nabi Avcı konuşmasının sonunda "19. Şûra Bakanı olarak başarı dileklerimizle" diyerek Bakan Özer'e kalem takdim etti. Özer ise "Sayın Bakan’ımıza çok teşekkür ediyorum. İnşallah 21. şûrayı düzenleyecek Millî Eğitim Bakanı’mıza da eğer beni davet ederse şûraya bu kalemi takdim edeceğim. Dolayısıyla bu kalem bundan sonra geleneksel bir sembol olarak inşallah devam edecek" değerlendirmesinde bulundu.
EĞİTİMDE BİR DERDİMİZ KALDI: FIRSAT EŞİTLİĞİ
Mahmut Özer: Eğitimde çözülmeyecek bir sıkıntı yok. Öyle büyük büyük problemlerimiz de yok. Bir tane kaldı ağırlıklı olarak eğitimde fırsat eşitliği… Sadece bize özgü değil bütün dünyanın problemi… Bu konuda ABD’den çok daha güçlüyüz. Yıllardır onlar da bu olayı tartışıyor.
"ARADIĞIM ELEMANI BULAMIYORUM" DERDİ BİTECEK
Bakan Özer "Yeni meslek lisesi atağımızla ‘Aradığım elemanı bulamıyorum’ derdi bitecek. Gerçekten samimi bir şekilde eleman arayan her sektörün yanına gideceğiz. Ne arıyorsun; şunu şunu... 'Meslek Eğitim Merkezi kuralım, 6 aylık tamamlama programı gerçekleştirelim' diyeceğiz. Bütün çalışmalarımız hazır. Burada istediğimiz şey istihdam garantisi. Bütün bunlara rağmen 'Aradığım elemanı bulamıyorum' denildiğinde samimiyetsizlik olur" dedi.
İLK ŞÛRA 1939 YILINDA TOPLANDI
Millî Eğitim Şûrası'nın ilki 1939 senesinde dönemin Millî Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel başkanlığında "Cumhuriyet maarifinin plan ve esasları", "çeşitli öğretim derecelerindeki müesseselere ait talimatnamelerin incelenmesi" ve "bütün müfredat programlarının incelenmesi" gündemiyle toplandı. 19. Eğitim Şûrası ise 2014'te "öğretim programları ve haftalık ders çizelgeleri", "öğretmen niteliğinin artırılması", "eğitim yöneticilerinin niteliğinin artırılması" ve "okul güvenliği" gündemiyle toplanmıştı.