Öne Çıkanlar Mahmut Özer öğrenci sağlık personeli Müze ve Ören Yerleri enflasyon

Genç İşsizliği Azalıyor

Mesleki Eğitim Merkezleri'ne son derece önem veren Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ''Eğitim sistemimizde mesleki eğitim yıllardan beri önemli bir sorun alanını oluşturuyordu. Kısa sürede önemli bir ivme yakalandı. Nasıl başardınız bu dönüşümü?'' sorusuna ''Türkiye'de mesleki eğitimin bir sorun olarak öne çıkmasını bildiğiniz gibi 1999 yılında yürürlüğe giren ve on yılın üzerinde yürürlükte kalan katsayı uygulaması tetikledi. Katsayı uygulaması kaldırıldıktan sonra bakanlık bu sorunun yol açtığı hasarları çözmek için yıllardan beri çok önemli adımlar attı. Bizim burada yaptığımız en önemli değişiklik, yönetim modelinde gerçekleşti. Mesleki eğitim işgücü piyasasına insan kaynağı yetiştiriyor. Dolayısıyla, meslek lisesi mezunlarını istihdam eden sektör temsilcileri ile eğitim süreçlerini birlikte yönetmeniz lazım. Aksi durumda beceri uyumsuzlukları ortaya çıktığı gibi arz-talep dengesini de rasyonel bir zemine oturtmanız mümkün değil. Yeni yönetim modelinde, her bir meslek alanında sektör temsilcileri ile müfredatı birlikte ve sürekli bir şekilde güncelliyoruz. Öğrencilerin işletmelerde beceri eğitimlerini ve öğretmenlerin işbaşı ve mesleki gelişim eğitimlerini artık birlikte planlıyoruz. Sektör temsilcileri artık mesleki eğitim planlamasına ve süreç yönetimine aktif katılıyor. Bu yeni yönetim yaklaşımı mesleki eğitimin kalitesinin sürekli iyileşmesini sağladı ve öğrencilerin mesleki eğitime yönelimlerini artırdı.'' şeklinde yanıt verdi.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ''Meslek liselerinde üretim kapasitesi de sürekli artıyor. Üretimin faydası ne meslek liseleri için?'' sorusuna ''En önemlisi öğrenciler yaparak, üreterek öğreniyorlar. Böylece, eğitimin kalitesi artıyor ve gerekli becerilerin kazanılması ve kalıcı kılınması kolaylaşıyor. Diğer taraftan, işgücü piyasasının talep ettiği bu becerileri üretim yoluyla kazanarak mezun olan öğrencilerin istihdam edilebilirlikleri de artıyor. Bu kazanımlara ilave olarak dolaylı kazanımlara da yol açıyor. Örneğin, öğrenciler üretime yaptıkları katkı ölçüsünde gelirden asgari ücret kadar pay alabiliyorlar. 2021 yılında meslek lisesi öğrencileri yaklaşık 52 milyon TL üretimden pay aldılar. Üretim kapasitesinin artması Bakanlığımızın ihtiyaç duyduğu ürün ve hizmetlerin teminini de kolaylaştırıyor. Bakanlık olarak ihtiyaçlarımızı hızlı bir şekilde temin edebiliyoruz. Sadece meslek liselerinin değil diğer okul türlerimizin öğretim materyali ihtiyaçlarını artık bu üretimden karşılıyoruz. Ve her geçen güç üretim kapasitesi artıyor. Bir karşılaştırma yapacak olursak 2018 yılında üretimden elde edilen gelir 200 milyon TL bandındaydı. 2021 yılını 1 milyar 162 milyon TL'lik üretim ile kapattık. 2022 yılında hedefimiz 1,5 milyar TL gelir elde etmek. Bu konuda da başarılı bir süreç yönetiyoruz. 2022 yılının ilk üç ayında gelirler toplamı 2021 yılındakine göre %225 artarak yaklaşık 334 milyon TL'ye yükseldi. Dolayısıyla, 2022 yılı sonunda 1,5 milyar TL gelir hedefini aşabiliriz.'' şeklinde yanıt verdi.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ''Diğer taraftan meslek liselerinden patent haberleri yurtdışı ihracat haberleri gelmeye başladı. Bu da mı planlanan bir süreçti?'' sorusuna ''Elbette. Büyüyen ve çeşitliliği giderek artan bu üretim kapasitesine fikri mülkiyet kültürünü enjekte ederek yeni bir dönüşümü başlattık. Farklı illerde meslek liselerinde kurduğumuz 53 AR-GE merkezinde artık patent, faydalı model, marka ve tasarım ürünleri geliştiriliyor ve tescili alınıyor. 2021 yılında 2 patent, 51 marka, 19 faydalı model ve 31 tasarım olmak üzere 103 ürünün tescilini aldık. 2022 yılında fikri mülkiyet başvuru sayısı 3 kat arttı ve 1250'ye ulaştı. İlk değerlendirmeler sonrasında 60 ürünün tescili alındı. Her geçen gün bu kapsamdaki tescilli ürün sayısı arttığı gibi bu ürünlerin ticarileşmesinin yolları aranıyor. Meslek liseleri bu ürünlerini ihraç etmeye başladı. Artık meslek liselerinde yeni bir başarı hikâyesi yazılıyor.'' şeklinde yanıt verdi.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ''Meslek liselerinin yanında bir de Mesleki Eğitim Merkezleri var. İşgücü piyasasının çırak, kalfa ve usta ihtiyacı bu merkezlerden karşılanıyor. Burada da çok önemli bir dönüşüm gerçekleşti. Ne yaptınız?'' sorusuna ''Mesleki eğitim merkezleri Almanya'daki dual mesleki eğitimin ülkemizdeki karşılığı. Ayrıca, geleneksel çıraklık, kalfalık ve ustalık eğitiminin de devamı. Öğrenciler haftada bir gün okulda eğitim alırken diğer günlerin tamamında işletmede uygulamalı eğitim alıyorlar. Üç yılın sonunda kalfa, dört yılın sonunda da usta olarak mezun oluyorlar. Bu merkezlere kayıt yaptırabilmek için ortaokul mezunu olmak yeterli, yaş sınırlaması da yok. Dolayısıyla, ülkemizde genç işsizliğini azaltmada çok önemli bir enstrüman olarak kullanılabilme potansiyeli var. Bu potansiyeli kullanabilmek için iki önemli adım attık. Öncelikle, ortaokul sonrasında dört yıllık eğitim olmasına rağmen buradaki mezunların lise diploması hakkı yoktu. Bu konuda bir iyileştirme yaparak mezunların lise diploması alabilmelerini kolaylaştıran esnek bir yapı kurduk.

Bu iyileştirme sonrası Mesleki Eğitim Merkezleri'ndeki öğrenci sayısı 80 binli seviyelerinden 160 bine yükseldi. İkinci adım olarak 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nda önemli değişiklikler yaparak Mesleki Eğitim Merkezleri'ni hem işverenler hem de öğrenciler için cazip hale getirdik. Bu merkezlere devam eden öğrencilerin her ay aldıkları asgari ücretin %30'u kadar ücrette işveren payı kaldırıldı ve tamamı devlet tarafından ödenmeye başlandı. Ayrıca, üçüncü yılın sonunda kalfa olanların aldıkları asgari ücretin %30'u kadar ücret de iyileştirilerek %50'ye çıkarıldı. Ayrıca, öğrenciler eskiden olduğu gibi iş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı da sigortalanıyorlar. 25 Aralık 2021 tarihinde yürürlüğe giren bu değişiklikler sonrası Mesleki Eğitim Merkezleri'nde önemli bir dönüşüm başladı. Üç ay gibi kısa sürede öğrenci sayısı 160 binden yaklaşık %183'lik artışla 450 bine yükseldi. Hedefimiz 2022 yılı sonuna kadar 1 milyon gencimizin bu imkândan yararlanması. Dört ay gibi kısa sürede hedefin %45'ini gerçekleştirmiş olduk.'' şeklinde yanıt verdi.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ''Mesleki Eğitim Merkezleri'ne kayıt yaptırmak için yaş sınırlaması olmadığını belirtmiştiniz. Bu artışlarda kayıt yaptıranların yaş dağılımları nasıl?'' sorusuna ''450 bin öğrencinin 191 bini 18 yaş altı iken 259 bini 19 yaş üstü. Dolayısıyla, yeni dönüşümde öğrenci ağırlığı yetişkinlerden oluşuyor. Bu da bu dönüşümün ülkemizde genç işsizliği azaltmada ne kadar işlevsel olacağını gösteriyor. Böylece ülkemizde OECD ülkelerine göre yüksek olan ne eğitimde ne istihdamda (NEET) olan genç oranı da giderek düşecektir.'' şeklinde yanıt verdi.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ''Diğer lise mezunları veya üniversite mezunları için mesleki eğitim üzerinden istihdam edilebilirliklerini artıracak yeni bir modelden bahsediyordunuz. Bu konuda bir gelişme oldu mu?'' sorusuna ''Bu konuda da bir yeni açılım daha yaptık. Özellikle lise ve üstü seviyede eğitimini tamamlamış gençlerin istemeleri durumunda yeni beceriler elde ederek işgücü piyasasına geçişlerini kolaylaştıran mesleki eğitim merkezi tamamlama programı geliştirdik. Bu gençlerimiz 6-8 ay gibi kısa süreli eğitim alarak programı tamamlıyorlar. Bu eğitim sürecinde asgari ücretin %30'u ücretten yararlandıkları gibi iş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı da sigortalanıyorlar. Başarılı olanlar mesleki eğitim merkezlerinin tüm haklarına sahip oluyor. Oldukça talep görüyor. Şu anda yaklaşık 75 bin gencimiz bu imkândan yararlanıyorlar. Bu gençlerin yaklaşık 60 bini lise mezunu iken 15 bini ön lisans, lisans ve yüksek lisans mezunlarından oluşuyor. Bu seçenek aynı zamanda işgücü piyasasında beceri transferlerini de kolaylaştıracak. Bu açılımın bu kapsamda da önemli bir boşluğu doldurduğunu görmüş olduk. Tamamlama programı daha çok tanındıkça bu sayı da giderek artacaktır.'' şeklinde yanıt verdi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.