Kalkış Rotamız Mesleki Eğitimdir

Millî Eğitim Bakan Yardımcısı Kemal Şamlıoğlu, ''28 Şubatçı zihin çok akıllıca, onlar açısından çok akıllıca, Türkiye'nin üretim kabiliyetini hedef almıştı, yani mesleki eğitimi hedef almıştı. O günden bugüne büyük emekler sarf ediliyor. Hükûmetlerimiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla Başbakanlığı döneminde başlayıp bakanlarımızın gayretleriyle mesleki eğitim mevzusunda bir yere kadar geldik. Ama olmamız gereken yerde hâlâ değiliz. Bu vesileyle mesleki eğitimle ilgili yeni bir şey yapacaksanız, ilk etapta algıyı tamir etmeniz gerekiyor. Burayı tamir etmekle ilgili politikaları hayata geçirmeniz gerekiyor.

Bir mevzuyu sınav odaklı algılarsanız ve öğrencinin akademik başarısı üzerinden bir başarı sistematiği kurarsanız mesleki eğitim, emek, alın teri kaçınılmaz olarak arkaya itiliyor. Hâlbuki Türkiye'nin, cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, mesleki eğitimin ehemmiyeti, çok önemli bir hal alıyor. Nedir o? 250 milyar dolar civarında dış ihracatı olan bir ülkenin, ana taşıyıcı unsurlarından bir tanesi şüphesiz mesleki eğitime yapmış olduğu yatırımlar ve mesleki eğitimdeki vizyon ve kalkış noktalarıdır.

Bu vesileyle baktık, gördük ki sabah akşam bu işi yapsanız da olmuyor. O zaman başka bir şey yapalım. Başta organize sanayi bölgeleri içinde işletmelerimizi okul olarak görelim. Belli yeterlilikleri olan işletmelerimizin içinde okul açacağız. Biz buna sektör içi okul diyoruz. Yani öğretmen arkadaşlarımız o işletme içinde olacak. Öğrencilerimiz sektörle birlikte hem teorik eğitimlerini alacaklar hem de üretimin içerisinde olacaklar.

Biz çocuklarımızı 'ara eleman', 'aranan eleman' gibi kavramlarla tanımlamıyoruz. Bunu da kullanmıyoruz çünkü bizim çocuklarımız hem kanun gereği hem de bu ülkenin hayalleri itibarıyla bir girişimci olarak yetişecek. Yine üniversitelerimizin destekleriyle, ön lisans programlarıyla, kurduğumuz ilişkilerle tekniker olarak yetişecekler. Bu çocuklarımız yarın işteki o tecrübeleri ile gidip kendi iş yerlerini açacaklar ve işveren hâline gelecekler. Meslek erbabı olacaklar ve bu ülkenin kutlu yürüyüşüne hizmet edecekler.

Bugün için çocuklarımızın sadece mesleki eğitimde değil; Gazze'de, Filistin'de yaşanan olaylarda bir tarafı kanamıyorsa bir sorun var demektir. Bizim üreten kardeşlerimizin, bütün dünyanın her tarafında olmakla ilgili, üretmekle ilgili, memleketine ve milletine hizmet vermekle ilgili ve sadece kendisi için de değil; ahlaklı bir esnaf, ahlaklı bir işveren olmasıyla ilgili, yan komşusunun da ne kadar kazandığını hesap edercesine, onun hukukunu da koruyan bir iş ahlakını, sistem ahlakını inşa etmekle ilgili görevlerimiz var. Bu vesileyle kalkış noktamız Allah'ın izni ile mesleki eğitimdir.

Türkiye'nin ekonomik büyümesine, iş gücüne, gençlerin alın teriyle, helal paralarıyla yeni bir sistematiği hayat formasyonu olarak da ortaya koyup, bütün dünyanın anlatacağı yeni bir modeli hayata geçireceğiz. Kısa, orta ve uzun vadede yapacaklarımız var. Bu algıyı, olguyu çevireceğiz. Millet olarak hep birlikte, inşallah, sadece kendi topraklarımızda değil; başta Türki Cumhuriyetler, Balkanlar olmak üzere, İslam coğrafyasında ve bütün insanlığın hayrına, mesleki eğitimdeki imkânlarımızı öne çıkaracağız.'' dedi.