Eğitimde, öğrencilere “üsve-i hasane” olarak ya da modern zamanların tabiriyle “rol model” olarak kimlerin sunulacağı, şüphesiz büyük öneme haizdir. İşte size; “etten, kemikten bir mücevher” diye tanımladığım bir rol model: Nuri Demirağ. Son yılların çok tekrar edilen bir nitelendirmesiyle; yerli ve de millî, gerçek bir müteşebbis. Anadolu’nun göbeğinden Sivas’tan yetişen bir vatan, millet, devlet sevdalısı.
Nuri Demirağ’ı tanıyalı çok olmadı. Düz hesap iki bin yılı diyelim. Yani üniversite mezunu olmak üzere olduğum günler. İlkokul, Ortaokul, Lise bitmiş. Bu dönemlerde bir Sivasî olarak, büyük Sivasîlerden olan Nuri Demirağ’a dair bilgilerim ne idi, var mıydı-yok muydu hatırlamıyorum. Çok sonraları, Sivas Hava Limanına isim verme tartışmalarının kamuoyuna yansıması ve sonunda havalimanına Nuri Demirağ adının verilmesiyle, Nuri Demirağ ismi daha çok anılmaya başladı. Ayrıca, “Eğitimde Sivâsi Hareketi” adlı proje dâhilinde, “Sivas’ın Mümtaz Şahsiyetleri” başlığı altında Nuri Demirağ’ın da mümtaz bir şahsiyet olarak, talebelere anlatılmasıyla bir farkındalık oluştu. O günlerde Nuri Demirağ’ı daha yakından tanımak için bazı okumalar yaptım ve “Gökler Adamı: Nuri Demirağ” ve “Etten-Kemikten Bir Mücevher” başlıklı yazılar yayımlayarak, değerlendirmelerimi paylaştım.
2024 yılı Nuri Demirağ'ın vefatının 67.yılı Bundan 3 yıl önce 2021 yılında, Kıymetli Arkadaşım İlgan EGE, “Hayalleri Uçuran Adam Nuri Demirağ” adlı biyografik romanını yayımladı. Şimdilerde okul okul gezerek, bu büyük müteşebbis vatanperver insanı yeni kuşaklara anlatmaya, tanıtmaya çalışıyor. Bu çalışması nedeniyle kendisini tebrik ve de takdir ediyorum. Bir gençlik romanı olarak hazırlanan kitabı, ilkokuldan üniversiteye, torundan dedeye-ebeye kadar herkes ve de her kesim kolaylıkla okuyabilir. O halde okunmalı, Nuri Demirağ tanınmalı, bilinmeli, anlaşılmalı. Nuri Demirağ’lar; atılımları, yatırımları âtıl kalmasın diye hep tetikte olmalı…
Mehmet Nuri, bir zamanlar Dünyanın en büyük on şehrinden biri olan, burada ve Konya de toplanan vergilerin zamanın İngiltere’si ve Fransa’sından fazla olduğu Sivas İli’nin Güneydoğusunda bulunan tarih ve medeniyet şehri Divriği’de doğmuştur.
Bu mukaddimeden sonra “Hayalleri Uçuran Adam” adlı kitaptan alıntılarla Nuri Demirağ’ın tarihçeyi hayatından kesitler aktaralım. Babası, Ömer Bey, görevi gereği Yıldızeli’nde iken şeker hastalığından vefat etmiş ve oraya defnedilmişti.(s:13) Yani, yetim büyümüştür, kendisi. Âmin alayı ile dualarla ve Annesi Ayşe Hanım’ın sevinç gözyaşlarıyla mektebe başlamıştır. (s:14)
Henüz beş yaşında olmasına rağmen herkesten evvel okumayı-yazmayı öğrenen Nuri’yi farklı kılan; keskin zekâsı ve kuvvetli hafızasıydı. Derslerini çoğu zaman ay ışığında yapıyordu. Henüz 9 yaşında iken annesinin de yardımı ile hâfız olmuştu. 11 yaşında hem arkadaşlarına hem de kendisinden büyüklere ders veriyordu.
Nuri’nin eğitim hayatındaki en büyük şansı, öğretmeni Süt Molla’ydı. Süt Molla Hoca, İstanbul Fatih Medresesi’nden üstün başarıyla mezun olmuş, sarayda görev verilmesine rağmen, memleketi Divriği’de öğretmenlik yapmayı tercih etmişti. (s:16)
Daha sonra İstanbul Maliyesinin açtığı sınavı kazanan Nuri Bey, 1911 Mart'ında İstanbul’a hareket eder. O zamanların İstanbul’unda “Komşuluk yok, kanaat yok, zenginler sanki ayrı dünyanın insanları hatta başka medeniyetin çocukları gibiydi. İçki, kumar, her türlü ahlaksızlık diz boyu idi. Biraz varlıklı olanlar kendilerinden daha az varlıklı olanlara tepeden bakıyor, fakir olanları insandan saymıyorlardı.” (s:52)
İstanbul yolculuğu öncesi Nuri Bey’in annesi Ayşe Hanım’ın oğluna nasihatine bakar mısınız? “Oğlum sen helali haramı iyi biliyorsun, başka bir nasihate gerek yok, Rabbim yolunu, bahtını açık etsin… İçkiyi ağzına sürme, kumar şeytanın eğlencesidir yaklaşma, yalan söylersen Peygamberimiz yüzüne bakmaz, namaz seni her kötülükten korur, doğrunun yardımcısı Allah’tır, güzel ahlak senin süsündür…” (s:52-53)
Çok başarılı bir memur olan Nuri Bey, memuriyet günlerinde çok büyük sıkıntılar yaşar. “Başkentin (İstanbul) en değerli yeri, herkesin gözü önünde yabancılara armağan edilirken en tepedekiler bile kör ve sağır olmuş. Vatan millet nutukları savuranlar nerede. Bize ne oluyorsa yine içimizdeki satılmış uşaklardan oluyor. ALLAH bu milletin malını, ona buna peşkeş çekenlerini cezasını versin” der. Bu olaydan sonra Nuri Bey’i görevden aldırmayı düşünürler. Sonraki günlerde; “Milli haysiyet ve şerefi üç buçuk Rum serserisinin ayakları altında çiğnenen bir hükümete memurluk yapamam.” (s:61) diyerek memuriyetten istifa eder. Küçük bir dükkân kiralayarak, sigara kâğıdı ve kırtasiye işi yapar ve ardından dükkânı sigara kâğıdı imalathanesine dönüştürür. Ürettiği sigara kâğıdının markasını bile “Türk Zaferi” koyması, öyle zannediyorum ki Nuri Demirağ’ı anlatmaya yeter. Bir zamanlar ülkenin en zenginlerinden biri olan Nuri Bey’in servetinin kaynağı işte bu imalathanedir.
Nuri Bey, buradan kazandıklarıyla ticarete devam ederken, Millî Mücadeleye de var gücüyle destek veriyordu. Müdafaayı Hukuk Cemiyeti Maçka Şubesi’nin başkanlığını yapıyor, yabancı ajanların cirit attığı Beşiktaş'ta evini cemiyetin merkezi yapmıştı. Nuri Bey, Anadolu’ya silah ve mühimmat sevkiyatının yanı sıra istihbarat toplayarak düşmanın atacağı adımları Ankara’ya ulaştırıyordu. (s:64)
Köşe yazılarının uzun olanları okunmadığı için bir başka yazıda devam etmek üzere burada bitirelim.
Es-selam
Not: Sayfa numaraları verilen alıntılar, “Hayalleri Uçuran Adam” Adlı Kitaptan alınmıştır. Ağustos 2021, Nar Yayınları:613. 2.Baskı
Ömer Emir DOĞAN