Öne Çıkanlar Mahmut Özer öğrenci sağlık personeli enflasyon Müze ve Ören Yerleri

Okullarımızdaki Kütüphanelerde Bulunan Kitap Sayısını 70 Milyona Çıkardık

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''İnşallah yeni kayıt dönemiyle beraber 15 bini bulacak öğrencileriyle üniversitemiz, ülkemizin en seçkin yükseköğretim kurumları arasındaki yerini daha da güçlendirecektir. Bugün İstanbul Medeniyet Üniversitemize, marka değerinin önemli katkı sağlayacağına inandığım yeni bir eseri daha öğrencilerimizin ve hocalarımızın hizmetine sunmak için buradayız. Evet, Ziraat Bankamızın desteğiyle tamamlanan kütüphanemizin, merkezi derslik binasının üniversitemize, şehrimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Temelini de bizzat attığımız bu eserin açılışını yapmayı nasip ettiği için Rabbime hamdediyorum. Bünyesindeki 1 milyon cilt basılı kitabı ve aynı anda 3 bin kişiye hizmet verecek fiziki büyüklüğüyle ülkemizin en büyük üniversite kütüphanesini açıyoruz. Biliyorsunuz hâlihazırda ülkemizin en büyük kütüphanesi Ankara'daki Beştepe Cumhurbaşkanlığı Külliyesi içinde yer alan hedef 5 milyon ciltlik kitap kapasitesine sahip Millet Kütüphanesidir. Burasının da Millet Kütüphanesi gibi haftanın her günü 24 saat açık olacağını, kullanıcılara her türlü imkânın sağlanacağını, ikramların yapılacağını öğrenmekten memnuniyet duyduk.

Büyükşehir il ve ilçe belediyelerimizin hizmete sunduğu millet kütüphaneleri de kendi muhitlerinde önemli bir ihtiyacı karşılıyor. Ayrıca Millî Eğitim Bakanlığımıza bağlı tüm okullarda kütüphaneler kurulmasını sağladık. Böylece kısa sürede 57 binin üzerinde okulumuzu kütüphaneye kavuşturduk. Okullarımızdaki kütüphanelerde bulunan kitap sayısını da kısa sürede 3 kat artırarak 70 milyona çıkardık. İnşallah yıl sonuna kadar bunu 100 milyona tamamlayacağız.

İnşallah Medeniyet Üniversitemizdeki gençlik, bizleri yaratan Rabbimizin adıyla okuyor ve okumaya da inanıyorum ki devam edecektir. Şayet bizim millet olarak bir medeniyet davamız, medeniyetimizi ihya etme sevdamız varsa bunu kütüphaneler yapmadan, kütüphaneler olmadan yapamayız. Zira binlerce yıla sâri medeniyetimizin esası tefekkürdür, ilimdir, irfandır, kitabın ve hikmetin rehberliğinde yol yürümektir. Kültürümüzde ilim sahiplerini gölgesinde soluklandığımız birer cennet ağacı, eserlerini ise fikri açlığımızı giderdiğimiz meyveleri olarak görüyoruz.

Her kitap bir dosttur. Her kitap bir alemdir. Hayret duygumuzun diri kalmasını kitaplara borçluyuz. 'Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu' buyuran inancımız bize beşikten mezara kadar ilimle meşgul olmamızı tavsiye ediyor. Atalarımız da kılıçla fethedilen toprakların ancak kalemle tutulabileceğini öğütlüyor. Bunun anlamı, bilgiyle donanmış, ilim yolculuğundan kopmamış bir milletin beka meselesi yaşamayacağıdır. Medeniyetimizin altın yıllarının kütüphanelerimizin de zenginliğiyle göz kamaştırdığı dönemler olması asla tesadüfi değildir. Kitap ve kütüphaneyle irtibatı kopan milletlerin bırakın insanlığa yol göstermesini, ayakta kalabilmesinin imkânsız olduğunu biliyoruz. Kitaba sırtını dönen, cehaletin zifiri karanlığından kurtulamaz.

Çocukları, gençleri ve yetişkinleri kitapla buluşturacak, kitabı ve okumayı sevdirecek projeler üretmeyi istikbalimiz adına hayati önemde görüyoruz. Bunun için de okullarımızdan başlayarak hayatımızın her alanının merkezine kitabı okumayı, dolayısıyla kütüphaneyi yerleştirmek istiyoruz. Açılışını yaptığımız bu güzel eserin de bizi hedefimize bir adım daha yaklaştırdığına inanıyorum. Esasen Avrupa'nın cehalet karanlığına boğulduğu bir dönemde ecdadımız kurduğu medrese ve kütüphanelerle tüm dünyayı aydınlatıyordu. Dünyanın diğer yerlerinde üniversitenin adı dahi geçmezken 830 yılında kurulan Beyt'ül Hikmet'te astronomiden tıbba birçok bilim dalı sistematik olarak yerini almıştır.

Medeniyetimizin temellerini okumak üzerine atan ecdat, bilgiyi yitik malları olarak görmüş ve hayatları boyunca onun peşinden koşmuşlardır. Hakkı teslim edilmese de bizim medeniyetimizin dünya bilim ve kültür mirasına yaptığı katkı asla göz ardı edilemeyecek büyüklüktedir.

Şehrinin giriş kapısında 'Bilgi ve erdem, kılıç ve silahtan üstündür' yazan bir medeniyetin önce kendi tarihine ve birikimine sahip çıkması gerekir. Maalesef uzunca bir süre bu konuda sıkıntı yaşadık. Daha doğrusu vaktimizi ve enerjimizi başka alanlara yönelterek biz bu iklimden bilinçli olarak uzaklaştık veya uzaklaştırıldık. Sadece biz değil, medeniyet coğrafyamızın her köşesinde aynı durum yaşandı, yaşanıyor.

Bugün dünyanın her alanda köklü bir değişimin sancılarıyla kıvrandığı dönemden geçiyoruz. Bize düşen, bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirerek kendi medeniyet değerlerimizin üzerinde hayal ettiğimiz, daha önemlisi hak ettiğimiz büyük atılımı gerçekleştirmemiz gerekiyor. Türkiye, sadece kendisi için değil, gözünü ve kalbini bu ülkeye, bu topraklara yöneltmiş koskoca bir coğrafyanın ve medeniyetin temsilcisi olarak bu mücadeleyi başarıya ulaştırmak mecburiyetindedir. Attığımız her adımda bu sorumluluğun idraki içinde olmalıyız. Geçtiğimiz 20 yılda kurduğumuz altyapı üzerinde başlattığımız her kalkınma hamlesinin böylesine derinlikli ve kapsamlı anlamı vardır. Her şeyden önce üniversitemizin adının İstanbul Medeniyet Üniversitesi olması rastgele değildir. Burada açılışını yaptığımız kütüphaneyi de herhangi bir eser, herhangi bir yatırım değil, işte bu büyük fotoğrafın bir rengi, bir çizgisi olarak görmemiz gerekiyor. İlmin, irfanın, erdemin gücünü kendine rehber edinen ecdadın izinden giderek biz de eğitim-öğretimle kültürle, sanatla, teknolojiyle hepsinden önemlisi insanla medeniyetimizi zirveye çıkartacağız. Evet, kıraata aşkı olanın âşık ve maşuk noktasında buluşması için hayra vesilesidir.'' dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.