Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, ''Türkiye Kamu-Sen doğru bir hareket yaparak memurun kazanması için masaya oturdu ve yine doğru harekette bulunarak memurun kırmızı çizgileri karşılık bulmadığı için masadan kalktı. Şöyle ifade etmek isterim ki; toplu sözleşme masasında imza atmadık çünkü taleplerimiz karşılık bulmadı. Ve Türkiye Kamu-Sen doğru bir hareket yaparak memurun kazanması için masaya oturdu ve yine doğru hareketi yaparak memurun kırmızı çizgileri karşılık bulmadığı için masadan kalktı. Bunu sahaya iyi anlatmak lazım. Unutulmamalıdır ki; Türkiye Kamu-Sen üyelerinin yüzünü öne eğdirecek hiçbir davranışta bulunmadı.
Toplu sözleşme bitti ama sendikal mücadele devam ediyor. Toplu sözleşme bittikten sonra kasım ayının ikinci yarısından itibaren 2022 yılı bütçesi TBMM’ye geldi. Türkiye Kamu-Sen hem hükümet yetkilileriyle yaptığı görüşmelerde hem de bu sürede 3 kez sahada yaptığı eylemlerle taleplerini ortaya koydu. ‘Zamlar kamu çalışanlarının içinde bulunduğu ekonomik durumu telafi edemiyor’ diyerek, ek zam istedik. Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge biriminin o ay itibariyle yaptığı araştırmaya göre, geride bıraktığımız bir yılda aylık bazda memur maaşındaki artış ile zorunlu temel harcamalar arasındaki fark 1087 TL oldu. Yani her ay 1087 TL memurun cebinden gidiyordu. Bu kaybın telafisi için ek zam istedik, istemeye devam ediyoruz. Ek zammın yanı sıra yüzde 3 refah payı da taleplerimiz arasında. Çünkü refah payının olmadığı bir artış gerçek bir zam değildir.
Şöyle ki; enflasyon, maaş zammından daha yüksek çıktıysa ‘enflasyon farkı’ oluşur. Enflasyon kadar zam ise, sıfır zam demektir. Ücret artışı ancak enflasyon üzeri artış ile mümkün olur. Dolayısıyla kamu çalışanları artan milli gelirden payını alacaksa, bu, sadece refah payı ile sağlanabilir. Refah payı kırmızı çizgimizdir. Bu nedenle refah payını gündemde tutmaya devam edeceğiz.
Bırakın 5 toplu sözleşmedeki hezimeti, son toplu sözleşme dahi Türkiye Kamu-Sen’in kamu çalışanlarının kazanımlarının korunması ve artırılması için yetkili olması gerektiğini çok açık şekilde gösteriyor. Daha attıkları imzanın mürekkebi kurumadan ‘ek protokol yapalım, zam oranlarını güncelleyelim’ talebini ortaya koydular. Bu nasıl öngörüsüzlük, basiretsizlik, beceriksizlik? Peki o zaman neden Türkiye Kamu-Sen’in ortaya koyduğu direncin yanında durmayıp, imza attınız?
Toplu sözleşme ikramiyesi şu anda 498 TL’ye çıktı. Bu şekilde sendikalı kamu çalışanları toplu sözleşme ikramiyesi alacak. Ne yazık ki bu kazanımı sahada bulandıran sendikal yapılar var. Şu unutulmamalıdır ki; 498 TL sendikaların kasasına değil, çalışanların cebine giriyor. Toplu Sözleşme İkramiyesinin mucidi Türkiye Kamu-Sen’dir. 2005 yılında yapılan toplu sözleşmede Türkiye Kamu-Sen bunu ‘Toplu Görüşme Pirimi’ olarak gündeme getirmişti. Zira dünyanın hiçbir yerinde sendikalı çalışanlar sendikasız çalışanlardan daha az ücret almaz, artı kazanım elde ederler. Ülkemizde ise bütçe kanunu gereği yapılan düzenlemelerden tüm kamu çalışanları eşit şekilde faydalanıyordu. Hatta sendikalı çalışanlar aidat verdiği için sendikasız çalışanlardan daha az ücret alıyordu. Sendikalı olarak kendinizi riske edecek ve mücadele ortaya koyacaksınız, kazanım elde edeceksiniz, buna rağmen sendikasızlarla aynı haklara sahip olacaksınız. Bu kabul edilemez garabet bir durumdu. İşte bu gariplik Türkiye Kamu-Sen’in 2005’te ortaya koyduğu öngörü ile ortadan kaldırılmıştır. Herkes bilmelidir ki; toplu sözleşme ikramiyesi, sendikalı çalışanların anasının ak sütü gibi helaldir.'' dedi.