Bu yıl YKS’ye üç buçuk milyon öğrenci girdi. Okulu zorla bitiren, 50 ortalamasını zor tutturan, yani ya tutarsa diyerek herkes bu sınava giriyor. Geçen yıl üç milyon iki yüz elli bin kişi girmişti. Sayı her yıl yüzbinler artıyor.

Öğrencilerle birlikte aileleri, neredeyse Türkiye’nin ⅓'ü her yıl ecel teri döküyor organizasyon dünyada belki hiç yok. Neredeyse pek çok ülkenin nüfusu kadar olan bu üniversite sınavına girişler için artık yeni bir sistem getirilmelidir.

Buna karşılık ,bunlardan sadece bir milyon civarında öğrenci üniversiteye yerleşecek.

Aslında mezun olanlar kadar üniversitelerde gerekli kontenjanlar mevcut, ama geçmişten kalanların oluşturduğu büyük bir yekun mevcut.

Bu şekilde gitmez. Ya da üniversiteye girişe bir süre verilmeli. Denilmeli ki 3 yıl, 5 yıl üst üste girilebilir. Ya da; bir baraj konmalıdır. Bana göre;

65-70 barajının üstündekiler üniversiteye sınavsız girmelidir. Zaten bunlar kırk yıl da girseler, kazanma ihtimali yok. Ama sistemi tıkıyorlar.

Baraj uygulanırsa bu yığılmalar biter, öğrenciler okullarına, öğretmenlerine daha farklı bakar, dershanelerde özel okula kendiliğinden dönerler.

Üstelik lise not ortalamasına göre, sınavsız üniversiteye giriş, Almanya’da ve pek çok gelişmiş ülkelerde uygulanıyor. Bizdeki endişe, sisteme şişirme notun girmesi.

Bunun için ilgili üniversitelere ön kayıtlar yapıldıktan sonra, ÖSYM sistem oturana kadar her üniversitenin temel derslerinden merkezi baraj belirleme sınavı yapılabilir. Bunun mevcut sistemden farkı, hem 70 barajının üstündekiler gireceği için sayı yarıya azalacak, hem de sadece kendi alanlarından girecek. (Şişirme not bittiğinde baraj belirleme sınavına da gerek kalmayacak.)

Bu merkezi sınavda baraj puanı belirlenecek. Eğer okulda belirlenen baraj puanlarla ÖSYM’nin belirlediği puan arasında fahiş fark ortaya çıkarsa ilgili öğretmenler ve okulla ilgili inceleme yapılabilir. Bu yöntem bir yerde sistemin oto kontrolü olacak. Bu şekilde şişirme not verme, kayırma,  torpil ortadan kalkacak.

Bazı durumlar şimdi çok değişti. Üniversite sayısı, derslik ve kontenjan sayısı arttı. Teknoloji çok ilerledi. Artık uzaktan eğitim teknikleri pandemi döneminde çok tecrübe kazandı. Bundan dolayı sistem kolaylıkla değişebilir. Mevcut yığılmalar bu şekilde eritilebilir. Ondan sonra sistem kendi rotasında yürür.

Ya da üniversiteye girişe bir süre verilmeli. Denilmeli ki 3 yıl, 5 yıl üst üste girilebilir.

Ama hala dershaneye veya özel kurslara gidemeyenler, okuduğu okul başarısı ile üniversiteyi kazanamıyorlar. Bundan dolayı okulu önemsemiyorlar.

O halde üniversiteye girişin okul notlarıyla, sınavsız olması; en başta fırsat eşitliğini ortaya koyar, değişik adlarla çalışan dershaneler kapanır, özel okula dönüşür. En önemlisi de ortaokul ve liselere bir ağırlık, bir disiplin gelir, okullar ve öğretmenler gerçek değerine ve saygıya kavuşurlar.  

Üniversiteye giriş sınavsız olsun demek, isteyen herkes üniversiteye girmesi demek değildir.

Bunun için liselerdeki not ortalamasına göre, 100 puan üzerinden 65-70 puan barajı konabilir.

Sistem ortaokuldan başlamalıdır. Bunun için, her öğrenciye ortaokul dönemi süresince aldıkları notlar doğrultusunda, gözlemler yapılacak, bitiş sırasında öğretmenler kurulunca bir yönlendirme belgesi verilecek. Böylelikle çocuğun sayısal mı, sözel mi, meslek mi, teknik mi konularından hangisine meyli olduğu tespit edilecek. Böylelikle LGS sınavı da otomatikman kalkmış olacak. 

Öğrenci bu yönlendirme çalışması ve okul notlarıyla okuyacağı lise, sözel lise mi, fen-sayısal lise mi, mesleki ve teknik lise mi belirlenmiş olacak. Bu aynı zamanda üniversitede okuyacağı bölümün de tercihi olacak.

Lise bittiğinde de okul notları ile kendi bölümü ile ilgili üniversiteye tercih yapacak. Yani sayısal okumayan bir öğrenci doktor, mühendis olmayacak. Sözel okumayan birisi hâkim, avukat, kaymakam olamayacak. Öğrenci lisede iken hangi fakültede okuyacağını bilecektir.

Yapılması gereken en önemli hususlardan birisi de, sistemin iyi yürümesi için, üniversiteler yeniden yapılanmalı, bir üniversitede her dal yerine, yakın dallarda öğretim vermelidir.

Söz gelimi; tıp, eczacılık dallarla ilgili sağlık bilimleri üniversitesi adı altında,  hukuk, siyasal dallarıyla ilgili Sosyal Bilimler Üniversitesi adı altında, öğretmenlikle ilgili fakülteler eğitim üniversitesi adıyla bir araya gelmelidir.

Öğrenci, lisede okuduğu bölümle ilgili okul notlarıyla üniversite bölümlerine ön kaydını yaptırmalı, YKS sınavı yerine, okul baraj notlarıyla öğrenciyi üniversite yerleştirme işlemi olmalıdır.

Üniversiteler arasındaki dengesizliği önlemek için de, okul biterken kendi alanında merkezi yeterlik sınavı,  hatta el becerisi isteyen uygulamalar için bir komisyon tarafından uygulama becerisi de ölçülebilir.

Yeterliği veremeyenlere; alanlarında uzman olarak çalıştırılmayabilir.

Şemsettin CERAN

Eğitimci-Araştırmacı/YAZAR

“Eğitimde Yeniden Yapılanma” Kitabı Yazarı

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.