Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, ''Gerek cumhuriyetimizin ikinci asrının başlangıcı olması, gerekse Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından ortaya konulan Türkiye Yüzyılı vizyonunu gerçekleştirecek atılımların hayata geçirilmesi bakımından büyük önem taşıyan bir süreçten geçiyoruz. Mart ayı itibariyle yerel seçim sürecini de gündemimizden çıkarmış bulunuyoruz. Dolayısıyla artık önümüzde, durmaksızın çalışacağımız ve üreteceğimiz kesintisiz bir icraat dönemi var. Bu kesintisiz dönemin başta il idarelerimiz olmak üzere hepimize büyük sorumluluklar yüklediğini özellikle vurgulamak isterim. Kalkınmanın ve büyümenin en kritik yansıma alanı hiç kuşkusuz çalışma hayatıdır.
Toplumsal kalkınmanın ve gelişmenin yerelden başladığı gerçeğinden hareketle, yerelde faaliyet gösteren kurullarımızın, merkez ile yerel arasındaki koordinasyon ve iş birliğinin sağlanmasında da kilit bir role sahip olduğunu unutmamalıyız. Günümüzde çok sayıda ülkenin en başta gelen sorunları arasında yer alan işsizliğe çözüm üretme noktasında uygulanacak politikalar, sosyal diyalog ve yönetişim mekanizmasının etkin işletilmesi yoluyla desteklenmekte. Bu sebeple özellikle işgücü piyasalarında yaşanan ekonomik, teknolojik, sosyal değişimler yerel birimlerin ve sosyal diyaloğun önemini daha da artırıyor. Dünyada makroekonomik hedefler ve göstergeler arasında önemli bir konumda bulunan istihdam kavramı, ülkemizde de üzerinde hassasiyetle durduğumuz konuların başında geliyor. Bu noktada işsizlikle mücadeledeki kararlılığımızı ve istihdamı destekleyici politikalarımızı sürdürmeye devam ediyoruz.
Şubat ayı itibarıyla işsizlik oranı yüzde 8.7, iş gücüne katılım oranı yüzde 54, istihdam oranı ise yüzde 49 olarak gerçekleşmiştir. Söz konusu veriler son yılların en düşük işsizlik oranına ve en yüksek istihdam oranına ulaştığımızı göstermesi hasebiyle önemlidir. Yereldeki gücümüz ülkemizin gücüdür. Yerel düzeydeki uyum toplumsal uyum ve toplumsal refah demektir. O nedenle başta valiliklerimiz olmak üzere, belediyelerimiz, il müdürlüklerimiz, il özel idarelerimiz, meslek odalarımız ve sivil toplum kuruluşlarımız arasındaki ahenk, sadece ekonomik büyüme için değil aynı zamanda sosyal gelişme için de hayati bir öneme sahiptir. Sözün özü biz ne yaparsak birlikte yapacağız.
Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerimize ve Kurulda yer alan paydaş Kurumlara yönelik olarak anket çalışmaları yaparak, bu dönüşüme temel olacak iyi uygulama örnekleriyle birlikte, geri bildirimlerinizi aldık. Bu bildirimlerin sonuçları analiz edilerek, ülkemizin en önemli istişare kurullarından biri olan Ekonomi Koordinasyon Kurulunda da bu hususa yer verilecektir. Ayrıca Kurulun üye yapısı gibi temel unsurlar hususunda da değişikliğe gidilebilmesi için yasal düzenlemeler yapılması planlanmakta. Bunun yanı sıra Kurulların diğer kurum ve kuruluşlar açısından farkındalığını arttırmak, Kurulda belirlenen politikaların uygulanması konusunda sürekliliği sağlamak ve Kurulun istihdam alanında yön verici olmasını temin etmek için birtakım değişiklikler de planlanmaktadır. Planlanan değişiklerden en önemlisi, illere özgü olarak yıllık il istihdam ve mesleki eğitim eylem planlarının Kuruldaki tüm paydaşlara görev atfedecek şekilde yapılandırılması ve bu eylem planlarının düzenli olarak izlenebilmesidir. Bununla birlikte Kurulda SGK, KOSGEB, Organize Sanayi Bölgeleri yönetimi, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri gibi kurumların temsili de sağlanacaktır. Yine Kurul içerisinde alt komisyonlar oluşturularak belirli konularda özellikle engelli, kadın, genç, meslek lisesi mezunu gibi özel politika gerektiren grupların istihdama kazandırılması için daha detaylı çalışmalar yapılacaktır. Bu platformun daha aktif hale getirilmesi için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
İstihdam ve mesleki eğitime ilişkin hususlar tüm kurumlarımızın sorumluluğunda. İŞKUR bu noktada iş arayan ve işverenleri nitelikli şekilde eşleştirmek için üzerine düşen görevleri yerine getirmektedir. Bununla birlikte tarafların beklentilerinin farklı olması nedeniyle bazı zorluklarla karşılaşılmakta olup iş gücü arz ve talebi arasındaki uyumsuzluğu ortadan kaldırmak adına tüm kurum ve kuruluşlardan ortak çalışma noktasında desteklerini bekliyoruz.
Daha fazla vatandaşa ulaşmak adına İŞKUR; Valilik, Belediye, Kaymakamlık, Muhtarlık binalarında alışveriş merkezlerinde, oda ve borsalarda, stadyumlarda, festivallerde, fuar alanlarında cami ve üniversitelerde stantlarını kurarak Kuruma kaydı olmayan vatandaşlara ve özellikle gençlere ulaşmayı ve bu kişilerin Kurum hizmetlerinden yararlanmalarını sağlamaktadır. İstihdamın korunması ve artırılması, işsizlerin mesleki niteliklerinin geliştirilmesi, işsizliğin azaltılması ve özel politika gerektiren grupların iş gücü piyasasına kazandırılmasına yardımcı olmak için aktif iş gücü piyasası politikalarımızı uygulamaya devam ediyoruz. Bu kapsamda yılsonuna kadar bu uygulamalardan yararlanan kişi sayısını geçen yıla göre önemli ölçüde artırmayı hedefliyoruz. Bu hedefimizin gerçekleşmesi amacıyla Aktif İşgücü Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğimizde birtakım değişiklikler yaptık ve daha önce kurs/program açılamayan sektör ve mesleklerdeki kısıtlamaları da kaldırdık. Kurullarda işveren temsilcilerinin ve STK’ların bu hususu desteklemelerini rica ediyorum. Özellikle, İŞKUR aracılığıyla il müdürlüklerinin performansını verilen hedefler doğrultusunda takip ediyoruz.
Çalışma hayatında işsizlikten daha büyük bir sorun varsa o da kayıt dışı istihdamdır. Kayıt dışılık hem insanımızın sosyal güvenliğini hem de sistemin geleceğini tehdit eden bir süreçtir. Hem ülkemizin hem de çalışanlarımızın geleceğini garanti altına almak için kayıt dışı istihdamla mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdürüyoruz. Gerek teşvik edici projelerle gerekse sıkı denetimlerle bu süreci en sağlıklı şekilde kontrol altında tutmaya gayret ediyoruz. Biliyorsunuz, prime esas kazançların eksik bildirilmesi ihtimalinin önüne geçilmesi amacıyla meslek kodu uygulamasına geçtik. Böylece tüm sigortalıların fiilen yaptıkları işe uygun meslek kodunun aylık olarak bildirilmesini sağladık. Denetimlerde etkinliğin artırılması amacıyla yapılan analiz çalışmaları sonucunda riskli olduğu belirlenen sektör ve işyerlerinin denetimini sağladık, böylece denetimlerde zaman ve maliyet kayıplarının önüne geçtik.
Ülkemizin konumu ve jeopolitik gelişmeler nedeniyle ülkemize yönelik düzenli ve düzensiz göçte kayda değer bir artış yaşanmaya başladı. Bir yandan güvenlik birimlerimiz ülkemize yönelik düzensiz göçle mücadele ederken, diğer yandan biz de Bakanlık olarak düzenli göçmenlerin ülkemiz işgücü piyasasına erişimini kolaylaştırarak üreticimizin işgücü ihtiyacının karşılanmasına yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Bakanlık bu olarak önceliğimiz elbette kendi vatandaşlarımıza istihdam olanakları sunmaktır. İşgücü arzının yetersiz kaldığı durumlarda sınırlı ve kontrollü olarak yabancı işgücünün tamamlayıcı etkisinden istifade ediyoruz. Fakat ülkemizde sayıları milyonla ifade edilen bir göçmen stoku bulunması işimizi güçleştiriyor. Bugüne kadar işletmelere yönelik çok sayıda rehberlik ve bilgilendirme faaliyetleri yürüttük. Geldiğimiz noktada, haksız rekabeti ve toplumsal huzursuzlukları önlemek adına izinsiz yabancı çalıştıran işletmelere yönelik kontrollerimizi sıkılaştırmakta kararlıyız. Valilerimizden de bu kararlı duruşumuza uygun bir şekilde iliniz özelinde bu konuya hassasiyet göstermenizi ve iş dünyasına gerekli ikazlarda bulunmanızı bekliyoruz.
Özellikle son zamanlarda bir takım üzücü haberler aldık. Bu üzücü hadiseler bize; iş sağlığı ve güvenliği konusunda sadece rehberlik rolünün değil aynı zamanda teftiş ve denetim görevlerinin de sıfır toleransla, büyük bir hassasiyetle arttırılması gerektiğini bir kez daha göstermiştir. Önümüzdeki süreç, denetimlerin çok daha sıkı yapılacağı bir süreç olacak. Bunu özellikle vurguluyorum. Bizim iş kazalarına, ihmallere feda edilecek tek bir canımız bile yoktur. Bu konuda sıfır tolerans ve sıfır taviz ile çalışmalarımızı yürütmekte kararlıyız. İş sağlığı ve güvenliği artık yüzyıllık planlar yapan Türkiye’nin ana gündem maddesi olmaktan çıkarılmalı. Tek bir insanımızın dahi işi sebebiyle sağlığından, hayatından olmasına göz yumamayız. Bu konuda fikir, öneri, iş birliği ve taleplerinize her zaman açığız. Yeter ki hiç kimsenin zarar görmediği, sağlığından ve hayatından olmadığı huzurlu bir çalışma hayatını hep birlikte inşa edebilelim.'' dedi.