Öne Çıkanlar Mahmut Özer öğrenci sağlık personeli enflasyon Müze ve Ören Yerleri

Ev Hanımlarının Emekliliği ve Asgari Ücret Açıklaması

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, ''Teknik çalışmaları düzenledik ve burada önemli bir kısas getirdik. Emekliler içerisinde çalışanları kapsam dışında bıraktık. Bizim hedefimiz özellikle geçim sıkıntısı yaşayan ve zor durumda olan emeklilerimize destek vermek. 5 bin lira tüm emeklilere yönelik tek seferlik verilecek. Bu noktada dul, yetim aylığı alanlar da aylıkları oranında bir iyileştirme alacaklar. Biz teknik çalışmalarımızı bugün bitirdik. Yarın sabah inşallah Meclis’imize sunacağız. Meclis süreçleri elbette ne kadar kısa sürede sonuçlanırsa emeklilerimiz için daha yararlı olacaktır. Kasım ayının ilk çeyreğinde inşallah bu ödemeyi yapacağız ve emeklilerimiz hesaplarında bu rakamı görecekler.

Orta Vadeli Program (OVP) doğrultusunda güçlü bir ekonomik yapı, makroekonomik dengelerin korunduğu gözetildiği, aynı zamanda enflasyonist baskının da kontrol altına alındığı bir büyüme ön görülüyor. Orta Vadeli Program kapsamındaki bu hedeflerimize yavaş yavaş yaklaşıyoruz. Sayın Maliye Bakanımız, Sayın Merkez Bankası Başkanımızın öngörüleriyle 2024’ün ortalarına doğru bu iyileşmeleri göreceğiz. Enflasyonun kademe kademe düştüğüne de tanıklık edeceğiz. Bakanlığımızın en önemli görevleri arasında işsizlikle mücadele var. Dün açıklanan 9.2 yani yaklaşık 9 buçuk yıl öncesine kadar aslında en düşük işsizlik rakamına ulaştık.

Temel hedefimiz burada istihdamı güçlendirmek. İstihdamı güçlendirip harekete geçiremediğimiz takdirde işsizlikle etkin mücadele edemeyiz. Bu açıdan İŞKUR’umuz aracılığıyla uyguladığımız teşvik ve programlarla birlikte hem çalışanlarımızın hem de özel sektörün ihtiyaç duyduğu piyasayı oluşturuyoruz. Özel sektörün ve kamunun özel talepleri söz konusu ve İŞKUR buluşturuyor. Neredeyse 10 işverenimizden 7’si İŞKUR aracılığıyla ihtiyaç duyduğu nitelikli personeli kendisine kazandırıyor. Bu çok önemli bir veri. Tabi işgücü piyasasının sağlıklı yürüyebilmesi açısından bu piyasanın kontrol edilebilirliği de çok önemli. Bu yüzden işçilerimizle, işverenlerimizle, paydaşlarımızla sosyal diyalog sürecini geliştirerek burada arz ve talebi de dengelemeye çalışıyoruz.

Beş yıllık dönem içerisinde ev kadınlarına yönelik bu iyileştirmeyi yapacağız. İsteğe bağlı sigortalılık kapsamında, üçte birlik prim desteğini devletimiz ödeyecek. Bu da aslında ev kadınlarının yıpranmasına ve zarar görmesine neden olan faktörlerin azalmasına neden olabilir. En azından emeklilik hakkına sahip olacaklardır, biz çalışmalarımıza başladık. Farklı formüller söz konusu olabilir. Ev kadınlarımız büyük bir yük altında, o yükü paylaşmamız gerekiyor. Böyle bir politika öngörüsüne ihtiyaç duyuldu ve bu devrim niteliğinde bir şeydir. Hiçbir gelişmiş ülkede böyle bir prim desteğini göremeyiz ama Sayın Cumhurbaşkanımızın özellikle kadınlara verdiği önemi, aynı zamanda istihdamda yer almaları yönündeki politikalara desteğini, çalışmalarını ve çabalarını takdirle karşılamak gerekiyor. Ne kadar çok kadınımızı, gencimizi istihdama katabilirsek o kadar sosyal güvenlik kurumu olarak prim elde edeceğiz ve gelecekte bizlerin ve çocuklarımızın emekli aylıklarını garanti altına almış olacağız. Bu noktada kadınlarımız ve gençlerimiz mutlaka istihdama katılsınlar. Çalışma hayatına girdiğimizde insan ilişkilerini, diyalogları, yapıyı en azından sosyal güvenlik ve sosyal sigorta hakkını elde ediyorsunuz ilerleyen süreçte de sonuç olarak emeklilik hakkı elde ediyorsunuz.

Böyle yoğun emek gerektiren bir süreçte, ayda 450 bin dosyayı emekliliğe bağlarken, şimdi Sosyal Güvenlik personelimiz bir ayda bir yılda yaptığımız dosyaları tamamlayıp inanılmaz bir özveriyle çalıştılar. SGK personelimize bu özverili çalışmalarından dolayı teşekkür etmek isterim. Çünkü ne kadar hızlı dosyaları tamamlarlarsa emeklimiz bir an evvel maaşına kavuşuyor. Başvuru anından itibaren hiçbir hak kaybı olmuyor ama bu dosyaların takibi, bitirilmesi süreci bizim için çok önemli. Bunun yanında 120 bine yakın dosyamızla ilgili işlemlerimiz devam ediyor.

Tüm paydaşlarımıza bu süreçte işbirliği halinde çalıştığımız için teşekkür etmek istiyorum. Bu sözleşme döneminde 11 sendikamızla özellikle hizmet kolunda sözleşme imzaladık. Ancak ücret anlamında da Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na götürülmesi söz konusu oldu. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu da bizim önerdiğimiz rakamı tekrar kabul etti. Sendikalarla yaptığım çalışmalarda, görüşmelerde de Ocak ayında bir takım iyileştirmelerin yapılacağını söyledim.. Bu öngörülerimizi inşallah maaşlara da yansıtacak durumdayız. 6 milyona yakın kamu görevlisi emeklimiz söz konusu, onların haklarının korunması bizim için çok önemli. Bu toplu sözleşme sürecinde sadece mali haklar değil bunun yanında sosyal haklar da sağladık ve hem tarafların uzlaşıyla, başarıyla kabul ettiği bir süreci de tamamlamış olduk.

Temmuz ayındaki asgari ücret görüşmelerinde de tarafların işbirliğine açık tavırları için tekrar teşekkür ediyorum. Oybirliği ile hem işçi hem işveren temsilcilerinin desteği alınarak açıklandı. Her iki paydaşımız da büyük bir özveriyle, sağduyuyla, ülkemizin bulunduğu koşulları da göz önüne aldığımızda asgari ücret düzeyini arzu edilen noktaya getirdik ve karara bağladık. İşsizlik sigortası fonunda ödediğimiz bir asgari ücret desteği var. Geçen dönem 500 lira destek verdik. 2 milyon işverenimizden 1.7 milyonu bu destekten yararlandı. İşverenler ve işçi temsilcileri bir araya geldiğinde yine hedefimiz; çalışanlarımızı enflasyona ezdirmemek. Ekonomik göstergeler oldukça iyiye işaret ediyor, bütçe disiplinini de sağlıklı bir şekilde yönettiğimizde ve başarıya ulaştığımızda da artan refahı çalışanlarımızla paylaşacağız. Büyümenin ve kalkınmanın en önemli sonuçlarından bir tanesi de bu. Refahı, milli gelirimizi ne kadar yükseltebilirsek, refahtan pay alanların, çalışanlarımızın, emekçilerimizin sayısı da o ölçüde artacaktır.

Bölgede tam bir insanlık dramı yaşanıyor aslında. Türkiye olarak biz dünyanın her yerinde mazlumların yanında saf tutmuş bir ülkeyiz. Sivilleri hedef alan hiçbir saldırıyı kim olursa olsun desteklememiz de söz konusu değildir. Orada yaşanan dramın son bulması ve bölgeye barışın gelmesi İsrail-Filistin sorununun çözülmesiyle mümkündür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiçbir zaman hiçbir yerde gözyaşının ve katliamların yapılmasına tanıklık edemez. Burada mazlumları koruyan bir dış politikamız var. Uzun yıllardan beri süren İsrail ve Filistin mücadelesi ya da çatışmaları ne yazık ki son dönemlerde de arzu edilmeyen noktalara geldi. Bu noktada inşallah sağduyu ve itidal çağrısı Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade etmiş olduğu çözüm önerilerinin masaya yatırılarak Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’mizin de müdahalesiyle en kısa sürede barışın sağlanması konusunda umutla, dualarımızla kardeşlerimizle birlikte onların yanında olmaya devam edeceğiz inşallah.'' dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.