Kılıçdaroğlu'ndan Elektrik Zamları Açıklaması

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Kılıçdaroğlu, ''Rahmetli Süleyman Demirel'in memleketi Isparta'da bir olay yaşandı. Günlerce elektrik verilmedi, insanlar soğukta perişan oldu. 2 Genel Başkan Yardımcımız Isparta'daydı, milletvekillerimiz Isparta'daydı. 4 gün sonra bakan oraya gitti. Niye gitti, helalleşmek için gitti. Senin görevin ne arkadaş? Günlerce bir kente elektrik verilmiyorsa bunun bir sorumlusu olması lazım. Yeliz denen arkadaş 'Bunun sorumlusu CHP'dir' dedi. Gerçekten akıllarını oynatmışlar. CHP'yi kötüleyince siyaset yaptığını zannediyor. Bu AK Parti adına da bir ayıptır. O kadar akıldan yoksun insanlar parlamentodaysa bu parlamentonun itibarı tartışılır.

Bir yönetmelik var. Konutlarda 48 saatten fazla, insanların yoğun olduğu bölgelerde 24 saatten fazla elektrik kesintisi olursa tazminat ödenmesi gerekiyor. Bütün vatandaşların tazminat alma hakkı var. Baroya müracaat etsin. Avukat tutamayanların ücretini biz ödeyeceğiz. Kimse mücbir sebebin arkasına saklanmasın.

Türkiye ateş topuna dönmüş vaziyette. Yönetilemeyen bir Türkiye gerçeği var. Zamlar yağmur gibi yağıyor. İğneden ipliğe zam geliyor, her yerde zam var. Bu Türkiye'nin iyi yönetilmediğini gösteriyor. Kışın ortasında elektriğe yüzde 127 zam yapar mısınız?

Bir video yayınladım, '31 Aralık'ta yapılan zamlar geri çekilene kadar hiçbir elektrik faturamı ödemeyeceğim' dedim. AK Parti'den Mahir Ünal diyor ki, 'Elektrik zamlarını devlet yapmadı' Evet doğru. Devlet yapmadı, devleti yönetenler yaptı. 5'li çeteye tek bir kelime bir etmiyor. Zamları siz yapıyorsunuz. Vatandaşı siz inletiyorsunuz. Suçlanan kim KılıçdaroğluKılıçdaroğlu. Niye ödemeyeceğim dedim; bunun acısını geniş kitlelere duyurmam lazım. Elektrik faturasını ödeyemeyen vatandaşın sesini çıkarabilecek bir alan bırakmadılar. Kim bunların sesi, sözcüsü olacak. Sizin feriştahınız gelse ben donmam, mücadele ederim. Elektrik faturaları konusunda hemen dağıtıcı şirketleri topladılar. Bunlar yükseltti ya, Erdoğan da indirecek bu numarayı çekiyorlar.

Ekonomi faizini düşürünce diğer faizlerin de düşeceğini sandılar, denediler düşmedi. Politika faizi düştü, diğer hiçbir faiz düşmedi. Baktılar bu da tutmuyor, o zaman dillerini değiştirdiler. Bu sefer 'Biz bunu bilinçli yapıyoruz. İhracat patlayacak, üretim artacak, cari açık azalacak' dediler. Bir baktılar o da tutmadı. Türkiye ucuza satıp pahalı almaya başladılar. Dövizin yüksek olması beklentileri karşılamadı, fatura garibana çıktı. Bu da olmadı bu sefer, doları sabit tutmamız lazım dediler. Kur korumalı mevduat hesabı açtılar. Benzinin, motorinin fiyatı hiç düşmedi. Bankada yüksek dövizi olanlara devlet ayrıca bir vergi muafiyeti, yüksek faiz önerdi. Baktılar olmadı temel gıda maddelerinde KDV'yi yüzde 1'e indirdiler. Esnafın sırtından vergi indirimi yapıyorlar. Şimdi esnafa enflasyonla mücadele timi gönderiyorlar.

Erdoğan'ın ekonomiyi bilmediğini biliyorum ama ticareti bildiğini düşünürdüm, onu da bilmiyor. Yüzde 8'den almış, yüzde 1'den sat diyorlar. Fiyat istikrarından sorumlu olan kurum Merkez Bankası. Bu yetki elinden alındığı için fiyat istikrarını sağlayamıyor. Enflasyon düştü mü hayır, kredi faizleri düştü mü hayır, cari açık düştü mü hayır, akaryakıt fiyatları düştü mü hayır, Merkez Bankası döviz rezervleri artıya geçti mi hayır. Türkiye Cumhuriyeti devleti bir laboratuvar değil ki. Akılla, bilgiyle, birikimle yöneteceksin.

Biz ayrı partileriniz, programlarımız da ayrı. Neden bir araya geldik, çünkü Türkiye'nin felakete sürüklendiğini 6 parti genel başkanı da görüyor. Gençlerin umutlarını yurtdışında aradığını 6 parti genel başkanı görüyor. 6 parti genel başkanı bir araya geldi. Türkiye'yi dilenci konumuna düşürdüler, para dileniyorlar. Şerefsiz dedikleri kişilere şimdi el ayak öpmeye gidiyorlar. Londra borsalarına demedikleri kalmamıştı oraya gidiyorlar. 6 parti genel başkanı bu tabloyu düzeltmeye kararlı. Ülkemizin kalkınmasını istiyoruz, özgürlük, adalet istiyoruz. Din ve vicdan özgürlüğü istiyoruz. Birlikte yaşamak istiyoruz. Biz onurlu bir ülke olmak istiyoruz. Hızla büyüyen, gelişen ülke olmak istiyoruz. Gazetecilerin, aydınların tutuklandığı bir ülke olmak istemiyoruz. Barış istedi diye insanların görevlerinden atılmasını istemiyoruz. Bizi bir araya getiren bu düşüncedir.

Asla umutsuzluğa kapılmayın. İyi ki bu ülkede muhalefet var. Bizler bütün baskılara, olumsuz koşullara rağmen bir araya geldik. Bizi bir araya getiren vatan sevgisi. Herkesin karnının doyduğu, umutlu olduğu, üniversitelerin bilim ürettiği, annelerin çocuklarını güler yüzle okula gönderdiği, haksızlığın adaletsizliğin olmadığı bir Türkiye istiyoruz. Demokrasinin gerçek anlamda demokrasi olmasını, basın özgürlüğü istiyoruz.

Muhalefet olarak elbette güzel şeyler yaptık. Emekliler hala ikramiye alıyorsa muhalefet sayesindedir. TRT payı kaldırılsın dedik. Elektriğin bir kısmının düşük fiyattan verilmesini sağladık. KDV iniyorsa o da muhalefetin gücüdür. Bütün olumsuz koşullara rağmen bunları yaptırabiliyorsak, yarın iktidar olduğumuzda Türkiye nasıl bir cennete dönüşecek. Biz, bu güzel ülkeyi barış içinde yaşanan bir Türkiye haline getireceğiz. O zaman demokrasi olur, o zaman göreceksiniz dünyanın her yerinden turistler gelecek. İhracatımızın arttığını, katma değerli mallar üretmek için üniversitelerin nasıl çalıştığını göreceksiniz. Bütün İslam dünyasının Türkiye'ye nasıl özendiğini göreceksiniz.

Bizim başka arayışımız yok. Güzellikten, demokrasiden, özgürlükten korkulmaz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını elbette soracağız, demokrasi içinde soracağız. Bu parlamento Kurtuluş Savaşı'nda kazandığı itibarı kazanacaktır.

28 Şubat günü buluşacağız, demokrasiyi inşa edeceğiz. Sonra devletin kurumlarını düzelteceğiz. Devlette liyakati getireceğiz. Ekonomiyi ayağa kaldıracağız, sosyal politikalarımız güçlenecek. Adil düzeni getireceğiz. Adaleti sağlayacağız. 6 lider olarak ahdettik. Dünya siyaset tarihinde imzalı o belge önemli bir belgedir.'' dedi.